Haydar Baş’ın projeleri vardı... Bunların ise kendileri proje!

Hasan Karakaya

Merak ediyordum:

“Bunların akıl hocası  kim?”

Çünkü öyle “işkembeden vaatler”de bulunuyorlar ki; “kaynak” nerede, bu vaatleri nasıl yerine getirecekler, bilen yok!..

Zaten, açıklayan da yok!..

Kılıçdaroğlu diyor;

“Emekliye 2 ikramiye vereceğim!.. En düşük maaş 1500 TL olacak!”

Demirtaş diyor;

“En düşük emekli maaşı 1.800  lira olacak... Asgari ücret, ilk etapta 1.800 liraya çıkarılacak!.. Her eve, ayda 10 metreküp su, 180 kilovat elektrik, ücretsiz olarak verilecek!”

CHP Genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu ve “seçim bildirgesi”ni dün açıklayan Selahattin Demirtaş, adeta, “vaat yarışı” yapıyorlar!..

Bir zamanlar, Süleyman Demirel; 

“Onlar 1 veriyorsa, ben 5 vereceğim” diyordu ya, Kılıçdaroğlu; “1500 lira”vereceğini söylerken, Demirtaş “1800 lira”dan söz ediyor!..

“Sırtlarında yumurta küfesi yok” ve ayrıca “bekâra karı boşamak kolay”olduğu için, bol keseden sallıyorlar!..

“İŞ, AŞ, HAYDAR BAŞ”

Dedim ya, merak ediyordum;

“Bunların akıl hocası kim?”

Yeni yeni anlıyorum  ki;

“Bunları baştan çıkaran, Haydar Baş’tan başkası değildir!”

Çünkü efendim;

Kılıçdaroğlu ve Demirtaş’ın vaatlerinin “aynısının tıpkısını” ve hatta “daha da iyisini’, yıllar önce Haydar Baş yapmış!..

Hem de, 2007’de!..

“22 Temmuz 2007’de” yapılan seçimlerden önce “vatandaşa müjdelerini”açıklayan ve “İş, Aş, Haydar Baş” sloganıyla yola çıkan Haydar Baş demiş ki;

l  “Mazotu, çiftçilerimize 80 kuruştan vereceğiz!”

l  “BTP iktidarının ilk haftasında, tüm hanımlara 500 TL maaş bağlanacak, ardından da tüm vatandaşlarımıza 500 lira vatandaşlık maaşı bağlanacak!”

l  “İktidarımızın 18. ayından itibaren de, elektriği ücretsiz vereceğiz!”

l  “Çiftçiler, henüz üretime başlamadan, ürün bedellerinin yüzde 50’sini devletten avans olarak alacaklar!”

l  “BTP iktidarında; geliri 100 bin liranın altında olan esnaftan vergi alınmayacak!”

l  “Emekli maaşı 3 katına çıkarılacak, asgari ücret 2 bin lira olacak!”

l  “Her çocuğa 250 lira maaş bağlanacak, her yeni doğan çocuk için, ailesine 15 bin lira doğum ikramiyesi verilecek.”

l  “ÖSS kaldırılacak, öğrenciler üniversitelere sınavsız alınacak!”

l  “BTP, seçmene verdiği sözleri taahhüt haline getirmiş, üstelik Noter’den tasdik ettirmiş tek partidir!”

ASIL VE FOTOKOPİLER!

Görüyorsunuz değil mi;

“Vaatlerin Baba’sı” ya da “Vaatlerin Baş’ı” Haydar Baş’tır!..

Öyle sanıyorum ki;

Kılıçdaroğlu ve Demirtaş’ı “Baştan çıkaran” da, Haydar Baş’tır!..

Ama, farkları şu:

Haydar Baş, hiç olmazsa “kaynak” olarak; “ederi 3 katrilyon dolar olan madenlerimizi ve yeraltı zenginliklerimizi soyguncu küresel güçlerin elinden alıp, devlet-millet ortaklığı ile işletmeyi” gösteriyordu...

“Haydar Baş’ın vaatleri”ni “kes, kopyala, yapıştır” metoduyla tıpatıp alıp, bir “şablon” gibi açıklayan Kılıçdaroğlu ve Demirtaş ise, “toplam 150 milyar lira” tutacak vaatlerine bir “kaynak” da gösteremiyorlar!..

Hani;

“Fotokopi, aslının yerine geçemez!.. Aslı varken, fotokopinin hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur!” derler ya, bu vaatler de; “Asıl” olan Haydar Baş’a yaramadı ki, birer “fotokopi” olan Kılıçdaroğlu ve Demirtaş’ın işine yarasın!..

“İş, Aş, bu defa Haydar Baş” sloganıyla seçimlere giren BTP, “22 Temmuz 2007’deki  seçimler”den ne kadar “oy” aldı dersiniz?..

“Sadece 184 bin oy!”

Yani;

“Yüzde 0,5 oy!”

Anlayacağınız;

“100 kişi”den, sadece “yarım kişi” oy vermiş Haydar Baş’ın BTP’sine!..

Veya;

“Bin kişiden 5’i!”

Dediğim gibi, Haydar Baş; Kılıçdaroğlu ve Demirtaş’tan “daha ileri vaatler”de bulunurken, “kaynak” olarak, “3 katrilyon liralık maden ve yeraltı zenginliği”ni gösteriyordu ama millet, yine de “itibar” etmedi ona!..

Ya anlatamadı,

Ya anlaşılamadı!..

Özetlemek gerekirse;

Bu millet, “İş, Aş, Haydar Baş” diyen ve Kılıçdaroğlu’ndan 8 yıl önce“vaatlerini notere tasdik ettiren” BTP’ye oy vermedi ki, kalkıp CHP veHDP’ye oy versin!..

“Asıl”a oy vermeyen,

“Fotokopi”lere oy verir mi?..

Ya da;

“Baş”lara oy vermeyen,

“Kuyruk”lara oy verir mi?..

DİN’E BU KİNLERİ NİYE?

Kabul etmeliyiz ki;

Haydar Baş, “dindar” bir adamdır... “Din’le bir sorunu olmadığı” gibi; tam aksine “2007 vaatleri”nde, “Başörtüsü yasağını kaldırmayı ve katsayı problemine son vermeyi” vaat ederek, “dindarlara uygulanan zulümler”den rahatsız olduğunu ortaya koymuştu!..

Peki, Kemal Kılıçdaroğlu ne diyor?..

“Zorunlu din dersi kaldırılacak!”

Selahattin Demirtaş ne diyor?

“Din dersi kaldırılacak!.. Diyanet İşleri Başkanlığı da kaldırılacak!”

Bu vaatlerle de; “nüfusunun yüzde 99’u Müslüman” denilen bu milletten oy istiyorlar!..

Be adamlar;

Haydar Baş’a oy vermeyen bu millet, size hiç oy verir mi?..

Nedir sizin;

“Din”le ve “Diyanet”le olan bu sorununuz?.. Bu “Din-Diyanet” karşıtlığınız“kin”lerinizden mi kaynaklanıyor, yoksa “din” haline getirdiğiniz“ideoloji”lerinizden mi?..

Hele Selahattin Demirtaş;

Hem, kendini “başörtülü ananın çocuğu” olarak tanıtıyor, hem de “Diyanet ve Din’e kin” besliyor!..

Böyle bir adama;

Gel de, “proje” deme!..

“Din derslerinin ve Diyanet’in kaldırılacağını” söyleyen Selahattin Demirtaş’a, en iyi cevabı, herhalde “Müslüman Kürtler” verecektir!..

KİMLER ADINA KONUŞUYOR?

Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ tarafından dün açıklanan “HDP Seçim Bildirgesi”nde, dikkatimi çeken “2 vaat” daha vardı:

l “1- Nükleer enerji yatırımlarını durduracağız!.. 2- Çılgın Projeler’e son vereceğiz!”

Nedir o “Çılgın Proje”ler?..

l “Üçüncü Köprü,

l Üçüncü havalimanı,

l Kanalistanbul!

l Nükleer Enerji Santralleri!”

Selahattin Demirtaş, işte bu projelere “son verileceğini” söylüyor!..

Sadece o mu?..

Malûm, aynı talepler; kendilerini “Gezi Zekâlı” olarak adlandıran “Gezi Parkı’nın çapulcuları” tarafından da dillendirilmişti!..

Bu Gezi Zekâlı’lar; “Haziran 2013’te” Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’la görüşmüşler ve “eylemlerine son verme şartları”nı şöyle açıklamışlardı:

“Üçüncü köprü ve üçüncü havalimanından vazgeçilsin!.. Kanalistanbul projesi rafa kaldırılsın!.. Hidroelektrik ve Nükleer Enerji Santrallerinden vazgeçilsin!”

Peki, önce “Gezi Zekâlı”ların, şimdi de Selahattin Demirtaş’ın dile getirdiği bu “Çılgın Projeler”den “asıl rahatsız olan” kim veya kimlerdir?..

En başta, Almanya ve İngiltere!..

Peki, niye?..

Çünkü, “3. Havalimanı” bitirildiğinde, “Frankfurt Havalimanı’nın üstünlüğü” sona erecek ve uçaklar  “3. Havalimanı’na inmek” durumunda kalacak!.. Bu da, Almanya’nın ekmeğine kan doğrayacak!..

“Kanalistanbul” projesi hayata geçtiğinde ise, “Montrö Sözleşmesi”işlevini yitirecek!.. Çünkü, özellikle tankerler; Boğaz’dan değil,Kanalistanbul’dan geçmek zorunda kalacaklar!.. Bu da; başta İngiltereolmak üzere, Fransa ve Almanya’nın işine gelmiyor!..

O halde, sormak gerekmez mi;

“Gezi Zekâlılar” ve onların taleplerini Seçim Bildirgesi’ne alan Selahattin Demirtaş, acaba “kim veya kimler adına konuşmaktadır?”

OLACAĞI, IMF KUCAĞI!

Bana öyle geliyor ki;

“Parlatılmaya ve barajı geçmesine” çalışılan Selahattin Demirtaş, “küresel güçlerin bir projesi”dir!.. Tıpkı, Kemal Kılıçdaroğlu’nun da bir “proje”olduğu gibi!..

Yapmaya çalıştıkları şu:

“HDP barajı geçerse, AK Parti’nin oyları düşecek!.. Sonra da; CHP ile HDP koalisyon kuracak... Ve Türkiye, yeniden Faiz Lobisi ve Vaiz Lobisi ile IMF’nin kucağına oturacak!..”

Ondan sonrasını;

Ne siz sorun, ne ben söyleyeyim!..

Bu proje hayata geçerse;

Türkiye, bırakın uçmayı, “uçurumdan aşağı” yuvarlanır ve “IMF’nin kucağına” düşer!..

Herkes, aklını başına toplasın!..

Diyeceklerim, şimdilik bu kadar!..

 ***************************************************************

Saray değil, gecekondu... Uçak değil otobüs!

“Paralel’in Sözcü’sü”, CHP Genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu’nun bile açıklayamadığı “kaynağı” bulmuş!.. 

“Al sana kaynak” deyip, yol göstermişler Bay Kılıçdaroğlu’na;

“Ankara’daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı 5 milyar lira!.. Ankara’daki saray 300 milyon lira!.. Saltanat uçakları 1.5 milyar lira!.. Saltanat arabaları 15 milyon lira!.. Sarayın masrafı 252 milyon lira!.. Örtülü harcaması 7.1 milyar lira!”

Demek oluyor ki;

“Bunlar satıldığında” Kılıçdaroğlu’nun “vaat”lerine de “kaynak” bulunmuş olacak!..

Be salaklar, be hesap-kitap bilmez adamlar; bunlar satılsa bile, yine de“Kılıçdaroğlu’nun uçuk-kaçık vaatleri”ne yetmiyor ki!..

Hele hesaplayın... 

Bunların tamamı satılsa; “14 milyar lira civarında” bir para ediyor!.. Oysa, Kılıçdaroğlu’nun vaatlerini karşılamak için “150 milyar lira”ya ihtiyaç var!..

Kılıçdaroğlu, bunlara ilâveten; 

“Etro” gömleğini, “Kasket”ini ve hatta “don”unu satsa, bu parayı yine denkleştiremez!.. Herhalde aradaki “136 milyarlık açığı” Sözcü’nün sözcüsü Rahmi Turan ya da Emin Çölaşan karşılayacak!.. Ne de olsa, bankalarda hayli paraları var!..

Tayyip Erdoğan da, bundan sonra herhalde “gecekondu”da oturur, yurtdışı seyahatlerine de “otobüs” veya “dolmuş”la gider!..

Yeter ki, “Sözcü’lerin saltanatı” sürsün!..

yeniakit