İktidarı çıkarları için destekleyen medyanın ibretlik durumunu izliyorsunuz değil mi? Bir çok konuda olduğu gibi Avrupa ile ilişkilerde de sadece ve sadece Cumhurbaşkanının ağzına bakıyor, bir adım geriden onu izliyor, o görüşünü ortaya koymadıkça ağızlarını açmıyorlar.
Avrupa'ya bunca sövme faslından sonra şimdi birden övme faslına geçiverdiler.
Aslında bu konularda kendilerinin bir düşüncelerinin olmadığından değil, sırf yağcılıklarından böyle yapıyorlar.
Sadece batıya söverken veya överken değil daha nice konuda böyle yaptıklarını acı bir tebessümle izliyoruz. Ne diyelim, bu bir şahsiyet meselesi. Böyle bir medyaya acaba toplum hangi konuda nasıl güven duyabilir?
İşin daha acı yönü nedir biliyor musunuz? Düne kadar batıya sövme yarışını sürdüren bu medyanın önemli bir kısmının ekranları ve sayfaları baştan sona batılı hayat tarzından başka neyi yansıtıyordu ki? Sadece ekranları ve sayfaları değil aile yaşantıları da baştan sona öyle değil mi?
Bunların dün batıya rest çekmeleri, Türkiye'ye yeni blok aramaları ne kadar güven vermiyor idiyse, bugün batı blokunda bulunmasının gerekliliği konusunda döktürdükleri de hiç mi hiç güven vermiyor.
Esasında böyle bir medyanın desteğine muhtaç olması da iktidar için büyük bir şanssızlıktır. Gel gör ki iktidar medya ilişkileri hep böyle işliyor.
Şimdi birden bire batıyla birlikteliğin devamı için atılan adımlardan, Avrupa birliği ile ilişkilerde düzelme emarelerinden övgüyle söz etmeye başladılar.
Bu arada bazılarımız çıkıp; biz hiç değişmedik, baştan beri batıya sövüyoruz diyebilirler.
Acaba batıya karşı yapacağımız tek şey sövmek veya övmek midir? Başka bir seçeneğimiz, başka ölçülerimiz yok mudur?
Büyük imamlarımız fıkıh ilmini tarif ederken; “fıkıh kişinin kendi lehinde ve aleyhinde olan şeyleri bilmesidir” derler.
Daha önce bir kaç defa dile getirdiğimiz gibi bir daha tekrar edelim; bırakın Avrupa ile ilişkileri tamamen bitirmeyi, UEFA'dan, Avrupa liglerinden bile ayrılmayı kabullenmeyecek milyonlarca insan var bu ülkede. Başta ticaret olmak üzere daha ciddi konuları siz düşünün.
Batıyla konuşulacak şeyler vardır, bunların bir kısmı kaç yüz yıldan beri konuşulmaktadır. Önemli olan lehimizde ve aleyhimizde olan şeyleri bilerek ona göre hakkımızı ve hukukumuzu savunmaktır.
Batı biz bizi bildik bileli vardır, Allah bilir ya kıyamet gününe kadar da var olacaktır. Son bir kaç yüz yıldan beri dengeler aleyhimize değişmiştir. Bize düşen bu dengeleri düzeltmek, özellikle haklarımızı savunabilmektir.
doğruhaber