Öğrenci arkadaşlarımız, artık yavaş yavaş büyümüş olmanın verdiği sorumluğun baskısını omuzlarında hissetmeye başlayacaklar.
Peki, böyle geldi böyle mi gidecek acaba bu eğitim maratonu? Bizim yaşadığımızı, çocuklarımızın şu anda yaşadığını ilerde torunlarımız da mı yaşayacak? Şöyle sınav olmadan, herkesin yalnızca canının istediğini severek okuyacağı o günler hayallerden öteye gidemeyecek mi?
Kimsenin elinde sihirli değnek yok, biliyoruz. Ama şimdiden başlamalı bebek adımları büyüklüğündeki çabalar. Bunlar 5-10 sene içinde eğitim hayatımızda çok büyük mesafeler almamamızı sağlayabilir. Aynı şimdiki bu olumsuzlukların da sürpriz yumurtadan çıkmadığı gibi...
Bu problemler de, 20-30 yıl boyunca yine bebek adımlarıyla büyümesine karşı tedbir yerine günlük politikalarla, doğru düzgün bir önlem alınmadığından çığ gibi büyüyüp karşımıza dikilmedi mi zaten?
Tüm bunların üstüne, eğitim-öğretim elemanları içindeki bazı hocalarımız aynı Osmanlı'daki Yeniçeriler gibi kendi görevlerin dışında diğer işlerle uğraşıp politika ve siyasetin iştahlı, ama kişiliklerini bozucu çarkının içinde kaybolup gitmediler mi?
Yıllar boyunca bu kısır siyasi ve fikri ayrılıklarını, profesyonelce değil de gayet bayağı bir biçimde, birbirlerini hedef tahtası yaparak ve bunun sonucunda dikkatlerini eğitimden başka şeylere çevirerek zamanı değirmende öğütmediler mi?
Tabii ki tüm bunların sonucunda, başta üniversiteler olmak üzere tüm eğitim katmanlarında tedavisi çok güç yaralar açıldı. Şimdi tüm bu olumsuzlukları bir anda aşmamız tabii ki imkânsız. 42 bin 524 okul, 22 milyon öğrenci ve buralarda görev yapan 689 bin öğretmenin oluşturduğu, bu dev dinamik topluluğun sorunlarını artık bir anda çözmemiz imkânsız.
Ama bir yerlerden de başlamamız gerekiyor. Bu başlangıçtaki uygulamalarının temeli kararlılık ve sabır, değişmezi de devlet politikası olması olacaktır.
Hükümetler değişse de, bu tam bir değişmezlik içinde kararla uygulanacak geleceğin eğitim politikaları, bize hak ettiğimiz geleceği verecektir.
Okul öncesinden başlayacak olan bu çalışmanın da anahtar cümlesi mesleki yönlendirme olmalıdır. Böylece bu sınavların yerine, sonunda herkes istediği ve sevdiği meslekte eğitim alma şansını yakalayacaktır.
Tüm bu yukarıda saydıklarımızı başaralım ve çocuklarımızın istedikleri okullarda ve meslek alanlarında okumasını sağlayalım.
Çünkü insanlar sevdikleri, mutlu oldukları işlerde başarılı olurlar, bunu da unutmayalım..
------------
ÖSS ders taktikleri (II)
Fizik
ÖSS fizik soruları yorum ağırlıklıdır ve çeldiricileri güçlüdür. Soru çözerken mümkünse grafik ve şekil çizerek o olayı somutlaştırıp zamandan tasarruf edilmelidir. Soruların çözümünde dikkat önemlidir. Dikkatsizlikten dolayı yanlış yapma oranı oldukça fazladır. Sorunun açıklama ve esas vurgulanan kısmının çok iyi okunması gerekir. Özellikle altı çizili, en çok, en az, kesinlilik ve benzeri ifade eden anahtar kelimelere dikkat edilmelidir. Öncüllü ve ilkeli sorularda önce soru kökü dikkatli okunmalı ve ilkeler bu amaca uygun olarak incelenmelidir.
Sorulara ezberci mantıkla değil, düşünce ve yorumla yaklaşılmalıdır.
BİYOLOJİ
Sayısal soruların sonunda yer alan, geniş bir müfredattan oluşan, dikkat, yorum ve bilgiye dayalı biyoloji sorularının çözümünde başarılı olabilmek için unutmayın ki hepsinden önce yapmanız gereken, soru kökünü doğru okumak, olumlu ya da olumsuz olmasına dikkat ederek soruyu çözmektir.
Örneğin; ulaşılabilir, ulaşılamaz, doğrudur, doğru değildir ve kesinlikle ifadelerine dikkat etmek gerekir. Bazı deney soruları, deneyi açıklamak üzere uzun yazılabilir. Bu sorular, temel bilgilerin yanı sıra sorudaki veriler de kullanılarak rahatlıkla çözülebilir. Sorulardaki verileri mutlaka okuyun. Ayrıca deney üzerinden yorum gerektiren sorularda deney düzeneklerini dikkatli bir şekilde inceleyin. Uzun sorulara önyargı ile bakmayın, unutmayın ki cevabı içinde olacaktır. Doğruluğundan emin olduğunuz cevapları ve öncülleri tereddütsüz işaretleyin. Emin olduğunuz öncülleri şıklar üzerinden eleyerek zaman kazanabilirsiniz. Latince kelimelerin açıklanması geleceğinden, sorun çıkarmayacaktır. Sorularda o konudaki tüm bilgiyi değil, sadece konu ile alakalı istenen bilgiye cevap verilmelidir.
Tarih
ÖSS sınavında ortak alanda 13, alan sorularında 13 olmak üzere toplam 26 tane tarih sorusu bulunmaktadır. T.M öğrencileri sadece ortak alan içerisinde yer alan 13 tarih sorusu cevaplandıracaktır. Bu bölümde yer alan sorular 1999'dan beri sadece yorum şeklinde tasarlanmıştır. Ezber bilginin yer almadığı bölümde önemli olan öncül bilgilerin ve paragrafın iyi algılanarak yorumlanmasıdır. Sözel öğrencileri her iki bölümde de yer alan tarih sorularını cevaplandırmak zorundadır. Alan bölümünde yer alan tarih soruları tarihsel bilgisinin sınanması şeklinde olduğundan yoruma pek yer verilmemiştir. Bu soruların çözümünde önemli olan şimdiye kadar elde edilen tarihsel birikimin yeterli olmasıdır.
Türkçe
Öğrencilerin ÖSS'de karşılaşacağı sorular genel olarak alışılmış soru tipleri olacaktır. Öğrenciler anlam bilgisi sorularını çözerken soru kalıplarında verilen kelimelerin anlamlarını kendilerine açıkladıktan sonra şıklarda anlamları eşleştirsinler. Böylece anlam bilgisi sorularında hata etmezler. Anlatım bozukluğu sorularını çözerken normal cümleleri üçlü kelime grupları halinde yoklasınlar. "Paragrafta hangisidir" soru kalıplarında, dört şıkkı paragrafta arasınlar. Asla yorum yapmasınlar. "Değildir" soru kalıpları da aynı durumdadır, yalnız bu soru kalıplarında dört seçenek paragrafta vardır, biri ise yoktur. Yine de o olmayanı paragrafa bakarak bulsunlar. Cümleleri dikkatle okuyup cevabı iyi elemek, sorunun doğru çözümünün yarısıdır. Bunu unutmayalım.
-----------
OKS için son uyarılar
Evet arkadaşlar!
Büyüklerimizin "hayat hep bir sınav" dediklerini her zaman duyardık, işte biz de bu Pazar günü OKS'ye girerek hayatın gerçekleriyle yüzleşmeye başlıyoruz.
Bir yıl boyunca yapmış olduğunuz her türlü hazırlığın sonucunu alacağınız bu önemli günde elinizden gelenin en iyisini yapacağınıza eminiz.
Şunu çok iyi bilin ki; bu sınavı kazansınız da kaybetseniz de anne, baba ve tüm yakınlarınızın size olan sevgisi değişmeyecektir.
Unutmayın, onların hayattaki en büyük önceliği sizlerin sağlığı, morali olacaktır.
Onların tek isteği ve uğraşısı yalnızca sizlere çok daha iyi bir gelecek hazırlama gayretidir. Tüm bu telaş ve kaygıları yalnızca bundan kaynaklanıyor.
Sizler yalnızca sınavda elinizden gelenin en iyisini yapmaya gayret edin ve başarmak için çaba gösterin. İnşallah bu çabalarınızın sonucunu alacaksınız.
-----------
Sınav günü
Sınav günü sabah alınacak ılık bir duş ve yapılacak olan hafif bir kahvaltı sınav stresinin ortadan kalkmasına ve vücudumuzun rahatlamasına yardımcı olur. Çayımıza atacağımız 2 adet şeker glikoz ihtiyacımızı karşılar ve vücudun zayıf düşmesini engeller. Havanın sıcak olacağını da düşünerek çok ağır bir kahvaltı yapmayalım. Kahvaltının sınavdan bir saat öncesine denk gelmesine dikkat edelim.
KIYAFETLERINE DIKKAT ET
Hava sıcak olur fakat yine de her ihtimale karşı bir hırka alın.
- Kıyafet mutlaka rahat olmalı.
- İlk defa giyilecek bir kıyafet seçilmemeli.
Sınava giderken bir büyüğünüzle gidin. Fakat sizi götüren de rahat, esnek olmalı. Giderken sınav hakkında konuşmamaya dikkat edin, ayrıca çevremizdeki panik öğrencilerden etkilenmemeye dikkat edelim. En geç sınavdan bir saat önce sınav yerinde olalım. Sınav salonuna girmeden önce tuvalet ihtiyacınızı karşılayın. Sınav öncesi dakikalarınızı sakin geçirmeye dikkat edin.
Velilere
öneriler
- Öğrencinizi çok erken yatırmayın, zaten uyumakta zorluk çekecek.
- Her zamanki saatte uyusun.
- Çok zorlanırsa bir bardak süt veya en güzeli bir kâse yoğurt olabilir.
- Hiçbir şeyi ilk o akşam uygulamayın.
- Sınava gidecek evraklar, kalem, silgi akşamdan hazır olsun.
------------
Siz sorun biz söyleyelim
Soru: Hocam 160 puanı geçmek için kaç net yapılması gerekiyor?
Cevap: Birinci bölümden 20 Türkçe, 15 sosyal yaparsan, rahat rahat 160 barajını geçersin.
Soru: Okuldan 50 puan ekleniyor, Marmara Hemşirelik için kaç net yapmam gerekir?
Cevap: Marmara Hemşirelik Say1, 330.129 puandır. Bunun için birinci kısımdan Türkçe: 28 Sos1: 28 Mat1: 27 Fen1: 25 yapman gerekir. Çünkü okuldan gelen puanın maalesef çok düşük.
Soru: Ben 2005 mezunuyum, alanım EA. Ben okul öncesi öğretmenliğini istiyorum, duyduğuma göre bu bölüm EA2'den alıyormuş ve ben 7 veya 8 tane mat 2 yapıyorum. Ayrıca Ağrı Türkçe öğretmenliğine gitmem için kaç net yapmalıyım? Beni bilgilendirirseniz çok sevinirim.
Cevap: Okul öncesi öğretmenliği EA1'den öğrenci alır. çocuk gelişimi ve eğitimi ise EA2'den öğrenci alır.
Ağrı Türkçe öğretmenliği puanı için bana AOBP'li puanını yazmalısın ki puan hesaplayabilelim.
Soru: Hocam bu sene kontenjanların arttığını söylüyorlar, doğru mu?
Cevap: Evet, YÖK Başkanı'nın son açıklamasına göre bu yıl 4 yıllık kontenjanlarda 42 bin civarında bir artış olacak.
Vakit