ABD, teröre karşı operasyonlarla ilgili desteğini açıkladı, sivil kayıplar ile ilgili örgütün iddialarını gayri ciddi buldu. HDP bunu beklemiyordu.. HDP’ye oy verenlerin beklentileri boşa çıktı. Bu da HDP’yi zor durumda bıraktı.
Hükümetin kararlı duruşu ve TSK son operasyonlarla bölgede ciddi anlamda psikolojik bir üstünlük kazandı. Bölgede sanki her şey bitmiş gibi bir hava yansıtılıyordu. Oysa her şey yeni başlıyor.
Bu arada TSK’nın yerli hava operasyon sistemleri ve güdümlü füzeler de operasyonun başarısı açısından önemli idi.
Eğer saldırılar devam edecek olursa ve yurtiçindeki silahlı paramiliter grublar silahlarını bırakmayacak olurlarsa operasyonlar öyle anlaşılıyor ki, şiddetlenerek devam edecek.. Hatta bir ileri aşamada TSK’nın silah envanterine ilk kez eklenen yerli silahlar bu operasyonlarda ya da bölgedeki askeri hareketliliğe bağlı olarak sınırdışı operasyonlarda kullanılabilir..
ABD’nin Irak’ı işgali sırasında Cumhuriyet ordusunun yeraltındaki silah depolarının imhasında kullanılan füzeleri hatırlarsanız, onların bugün daha gelişmişinin TSK envanterinde yerli olarak kullanıma hazır olduğu söyleniyor. Dün Kandil kanyonundaki tünellerin güvenliği tartışılmazken, bugün 2 kademeli çok başlı ve çok amaçlı füzelerle TSK’nın vuramayacağı yer yok gibi.
ABD’nin bundan habersiz olması pek mümkün olmasa gerek. İçeride hâlâ bir sürü paralel var. Oradan bu bilgiler Kandil’e de ulaştırılmış olabilir.. ABD’nin bu tepkisi ve örgütün çaresizliği, HDP’nin çatışmazlıktan söz etmeye başlaması biraz da bu enformasyondan kaynaklanıyor olabilir.. Ancak kontrol dışı unsurların saldırganlıkları HDP’nin söylemlerini boşa çıkarmaya yetiyor..
Dün birileri, bu işe bitti gözü ile baktıkları için, kazanan tarafta olmak, en azından onların tehdidinden emin olmak için saf değiştirmiş gibi gözükenler de şimdi büyük bir tedirginlik ve şaşkınlık içindeler..
Aynı şekilde dün HDP’ye oy veren solcular, liberaller, Ak Parti karşıtı fanatikler, Gezi cemaati şimdi gelinen noktada ne yapacaklarını bilmez haldeler.. Bu tedirginlikleri sosyal mediaya ve basına da yansımış durumda. Cemaat bu hali ile bir kez daha deşifre oldu.
Tatlı su liberalleri şimdi, “halkın haberalma özgürlüğü mü, devlet sırrı ve itibarı mı, güvenlik mi” gibi saçma sapan şeyler tartışıyorlar. Bireyin özgürlüğü de önemli, bireyin yaşama hakkını koruma adına devlet sırrı da. Bunun anlamı, “özgürce ölüm”ü kutsamaya, ya da ölümlerden ölüm beğenmeye, hastalığı gösterip ölüme razı etmeye kadar uzar..
O zaman insanlar niye devleti kuruyor ve ona “gizli bilgi ve belge tutma”, “sırrı koruma hakkı” veriyor, ya da niye ordu kuruyor, onlara silah veriyor ki.. Onlar süs olsun diye mi, merasim aksesuvarı mı.. İyi halkın haberalma hakkı var diye, MİT elemanlarının isimlerini, resimlerini, bulundukları yeri haber yapın, örgütlere, kurban olarak sunun.. Taraf gazetesi yapmıştı bunu.. Bunun adı özgürlük mü oluyor şimdi..
Evet devlet millet için var. Birey de özgür iradesi ile meşru bir devlete bazı yetkiler verir.. O yetkiler sonuçta bireyin ve toplumun hak ve hukukunu korumak için vardır.
Bu adamlar, “özgürlükler”le “haklar” karşı karşıya gelirse, hakkın özgürlüklerden önce geleceğini bilmemesi mümkün değil ama, bilmek istemeyince bilmiyorlar işte..
Yaşanan gerçekler, sağcısının da, solcusunun da, liberalinin de bazı gerçeklerin farkına varmaları açısından açıklayıcı, öğretici oldu. Belki pahalı bir ders oldu ama, iyi bir ders oldu.
Hükümet içeride toplumun hatta muhalefetin de desteğine sahip. Dışarıdan da ciddi anlamda destek almış durumda. Bu şartlar altında içeride paramiliter grublar silahlarını bırakmadıkça öyle anlaşılıyor ki, operasyonlar devam edecek.. Bölgede de Türkiye’ye yönelik tehditler anında misliyle karşılık görecek. Türkiye sınır boyunda da güvenlik koridoru konusundaki politikasını sürdürecek. Güvenlik çerçevesinin içinde Musul da var, Bayırbucak Türkmenleri de, Kerkük de. Ayrıca Türkiye’deki Suriyeli misafirlerin güvenlikleri de Türkiye için öncelikli bir mesele olarak hep masada olacak..
Bölgede bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Selâm ve dua ile.
yeniakit