Öncelikle, okurlarımızın Akit"e olan "ilgi"lerine, Akit"e duydukları "güven"e ve Akit"e gösterdikleri "teveccüh"e teşekkür ediyor, bu "ilgi, güven ve teveccüh"lerinin "daim" olmasını diliyoruz.
"1. Umre Kampanyamız"a gösterdiğiniz ilginin "2. Umre Kampanyamız" için de devam ettiğini görmek, bizleri son derece mutlu etti...
Allah nasip ederse, seçimden kısa bir süre sonra, "100 okurumuz"la birlikte "kutsal topraklar"da olacağız...
Şimdiden, bunun hazırlığı içindeyiz...
Sizlere, "güzel bir ziyaret" ve "coşkulu bir ibadet" yaptırabilmek için bütün tedbirleri alıyor, herhangi bir aksaklık olmaması için, en küçük detayları bile gözden geçiriyoruz.
Daha önceki "Umre yolculuğu"ndan memnun kaldığınız gibi, inşallah bu yolculuktan da memnun kalacak, büyük haz duyacaksınız.
Sizler, o "sıcak ilgi"nizle bizleri nasıl mutlu ediyorsanız, bizler de inşallah bu ilginizi karşılıksız bırakmayacağız.
Öyle ya; biz, bir "aile"yiz...
"Aile" demek "dayanışma" demektir, "aile" demek "karşılıklı fedakârlık" demektir, "aile" demek "sevgi" demektir... Bu "aile"nin fertleri olarak; sizler, size düşeni yaptığınız sürece, bizler de, inşallah bize düşeni yapmaya ve "sevgiyi büyütmeye" devam edeceğiz...
BU SEÇİM ÇOK ÖNEMLİ
Dediğimiz gibi, şu günlerde "Umre hazırlığı" içindeyiz... Tabiî, bir yandan da "seçim hazırlığı" yapıyoruz...
Malûm, 12 Haziran"da yapılacak seçim, belki de "Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimi" olma özelliği taşıyor.
Çünkü, bu seçimde;
Sadece kimin "iktidar" olacağına değil, aynı zamanda "sivil anayasa"nın nasıl yapılacağına karar verilecek.
Anayasa"nın "sadece 26 maddesinin değişmesi" ile Türkiye"nin nasıl "rahat bir nefes" aldığını gördük, yaşıyoruz.
"Milletin yapacağı" ve "milletin dili"yle yazılacak bir "anayasa"nın, Türkiye"de var olan "sorun"lara ve "gerilim"lere nasıl çare olacağını söylemeye herhalde gerek yok.
Görünen manzara şu:
Halk, verilen "söz"lerin ve yapılan "vaad"lerin yanı sıra, "tepeden tırnağa değişecek yeni bir anayasa"ya büyük ilgi gösteriyor, büyük destek veriyor.
Biliyorsunuz;
Ben, Ankara Temsilcimiz Yener Dönmez ve yazarımız Serdar Arseven ile "muhabir"lerimiz, sık sık "miting"lere katılıyor ve dolayısıyla "halkın nabzı"nın nasıl attığını, bizzat yerinde gözlemliyoruz.
Halk, "vesayetçi anlayış"ın son bulmasını, "egemen ve buyurgan"ların saltanatına son verilmesini istiyor, bekliyor.
Buna karşılık;
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere, MHP ve BDP yönetimleri, maalesef "statükonun devamı" yönünde tavır sergiliyorlar ve hatta zaman zaman "işbirliği" yapıyorlar!..
BDP"liler, "terörün gölgesinde siyaset" yapıp, halkı "tehdit" ederek, "yüreklerine korku" salarak sonuç almaya çalışırken, MHP"liler de, maalesef "medyayı susturma" gibi bir strateji uygulamaya başladı.
MHP"NİN SUÇ DUYURUSU!
Biliyorsunuz;
BDP"nin silâhlı gücü olan PKK, son haftalarda AK Parti"yi hedef aldı...
Bir yandan AK Partili adayların "seçim büroları"na, bir yandan AK Partili işadamlarının "işyerleri"ne saldırıp, bir anlamda "gözdağı" vermeye çalışıyorlar.
MHP"liler ise, "iğrenç kasetler"le ilgili yazı ve haberler yayınladığı için, geçtiğimiz hafta "Star gazetesi"nin binasına saldırıp, camları ve çerçeveleri indirdiler.
Bununla da yetinmeyip;
Gazeteler ve televizyonlar hakkında, "topyekûn susturma" operasyonu başlattılar.
MHP"nin avukatı, geçen hafta; televizyon ve gazeteler hakkında toplam "11 suç duyurusu" yaptı ki; bunlar arasında ben Hasan Karakaya ve yazarlarımız Abdurrahman Dilipak, Abdurrahim Karakoç ve Serdar Arseven de var...
Peki; biz, suçlanacak ne yaptık?..
MHP"nin 10 yöneticisi "iğrenç ilişkiler" içine girmişse, bu ilişkiler internet sitelerinde yayınlanmışsa ve bizler de "deşifre" olan bu ilişkiler üzerine "yorum" yapmışsak, suç mu işlemiş olduk?..
Biz, hep şunu söyledik;
"Diskur" diye yola çıkanlar, ilk önce "uçkur"larına hakim olmalıdır.
Ve yine dedik ki;
Bugün "karılarını aldatan" adamlar, yarın da "milleti aldatır"lar!..
Kaldı ki;
Bunu sadece "MHP"lilere" değil, bir zamanlar Deniz Baykal"a da söylemiştik.
Ama, ne oldu?..
Deniz Baykal, yeniden "milletvekili adayı" yapıldı...
Belki, yeniden seçilecek... Ama MHP"li kurmaylar; hiç olmazsa "istifa ettikleri" veya "istifa ettirildikleri" için "milleti aldatma" fırsatı bulamadılar.
Millet, bunları elbette değerlendirecek ve oyunu ona göre kullanacaktır.
Bütün dediğimiz bu!..
Ne yani; biz bunları yazmayıp da, "iğrençlikleri örtbas" etseydik, MHP "sütten çıkmış ak kaşık" mı olacaktı?!?..
İşte bunun içindir ki;
MHP"li avukatın yaptığı "suç duyurusu"nu anlamış değiliz...
Ama bu suç duyurusunun ardından eğer bir "dâvâ" açılırsa, mahkemede hesaplaşmaktan da hiç çekinmeyiz!..
Yazdıklarımızın arkasındayız!..
Bedelini de öderiz...
HEDEFİMİZ ÇÜRÜK ELMALAR!
Kaldı ki; yayınlarımızda, özellikle "MHP"yi hedef" almış da değiliz...
Bu gazete; kim "yamuk" yapmışsa, hangi sepette "çürük elma" varsa, hep onları "deşifre" etmiş, hep "onların maskeleri"ni indirmiştir...
Sizler de biliyorsunuz;
"AK Partili bakanlar aleyhinde" de haber ve yazılar çıktı bu gazetede...
Zaman zaman CHP"yi de hedef aldık, BDP"yi de!..
"Bazı generaller" ve "subay"ların yaptığı "yamukluk"ları deşifre eden de biz olduk.
Ama; bu, demek değil ki;
"Ordu"ya ve "siyasî parti"lere karşı "düşmanlık" besliyoruz!..
Hayır!..
Biz, "çürük elma"lara karşıyız!..
"Yargı"da, "asker"de, "siyaset"te ve elbette "medya"da; kimler bu ülkenin huzuruna kastediyor, kimler bu milleti "düşman" olarak görüyorsa, bunlar ayıklansın, "gerilim, kamplaşma ve darbe korkusu" son bulsun istiyoruz...
Çok şey mi istiyoruz?..
"Birlik ve beraberlik" bu kadar mı zor?.. "Herkesin eşit ve adil muamele gördüğü" bir ülke olmak çok mu zor?..
İşte biz, bunun için çalışıyoruz.
Selâm ve saygılarımızla...
akit