Hizbullah ve İsrail Savaşa Hazırlanıyor

Siyonist istihbarat birimi Saban Center, siyonist rejim ile Hizbullah arasında çıkacak yeni savaş ile ilgili bir ön değerlendirmede bulundu...

YENİ SAVAŞ: HİZBULLAH İLE İSRAİL ARASINDAKİ BİR BAŞKA ÇATIŞMA NASIL GÖRÜLEBİLİR VE İKİ TARAF ÇATIŞMAYA NASIL HAZIRLANIYOR

velfecr

Yeni Savaş: Hizbullah ve İsrail arasındaki bir başka çatışma nasıl görünebilir ve iki taraf da çatışmaya nasıl hazırlanıyor

Lübnan ile İsrail, Hizbullah ile İsrail Savunma Kuvvetleri arasındaki bugüne kadar en şiddetli savaş olan 2006 yazındaki savaşın ateşkesle sona erdirilmesinden bu yana geçen 5 senelik süre içerisinde, ender görülen bir sükûnet ortamı yaşadılar.

İki taraf da, 2006 savaşından önemli dersler çıkardı. İsrail Güçlerini Güney Lübnan'da durdurarak savaşmasına rağmen Hizbullah, ağır kayıplar verdi ve Hizbullah'ın "ilahi zaferi" pahalıya mal oldu. Hizbullah, güney Lübnan sınır bölgesindeki hâkimiyetini kaybetti, savaş taktikleri ifşa edildi ve önceki altı yıl boyunca kurulan askeri altyapının ve ateş mevzilerini terk etmek zorunda kaldı.

İsrail, düşmanı küçümsemenin kurbanı oldu ve savaştaki hiçbir hedefini gerçekleştiremedi. İsrail Güçlerinin birçok sahadaki zayıf performansı – liderlik, koordinasyon, lojistik ve savaşma kabiliyetleri- İsrail'in caydırıcılık faktörünün altını oydu ve çöküş algısına sebep oldu.

Akabinde gelen beş yıllık barış süreci, bu iki tarafın, 2006 yılındaki savaşın neden olduğu kayıpları ve olası ikinci bir savaşın acı sonuçlarını göz önünde bulundurmalarının bir sonucudur. Fakat 1960'lardan beri geleneksel olarak çatışmalara ev sahipliği yapan sınırdaki bu en uzun süren barış dönemi her an sona erebilir. Ne Hizbullah ne de İsrail, 2006 savaşının, aralarındaki son savaş olduğuna inanmıyorlardı ve de savaşın sona ermesinden hemen sonra iki taraf da, yeni bir savaş için hazırlıklara başladılar.

Hizbullah'ın Duruşu

2006 savaşının sona ermesinde bu yana Hizbullah, 30 yıllık tarihindeki en geniş kapsamlı asker toplama ve eğitme hareketini yürütüyor. Silah tedariki açısından Hizbullah, İsrail'deki bir kısın askeri ve altyapısal alanları hedef almak üzere, yönlendirme sistemleri bulunan uzun menzilli füzeler elde etmeye odaklanmış durumda. Ayrıca Hizbullah'ın, İsrail'in alçak uçuş yapan hava araçlarına tehdit oluşturabilecek daha gelişmiş hava savunma sistemleri üzerine de eğitim aldığına inanılıyor.

İran'ın desteği ile Hizbullah, istihbarat ağı ve iletişim kabiliyetleri açısından önemli gelişmeler kaydetti. Hizbullah'ın, bu gelişmiş silahları ve istihbarat kabiliyetlerini, gelecekteki bir savaşta İsrail'e karşı, ofansif bir harekât için kullanması bekleniyor (2006'daki gibi defansif değil). Hizbullah'ın hazırladığı savaş plânlarında, komando-tarzı baskınlar gerçekleştirmek üzere İsrail'e, kara ve havadan giriş taktikleri mevcut. Hizbullah'ın sahip olduğu füzelerin menziline bakarsak, gelecek savaş, 2006'da olduğu gibi güney Lübnan'da bir sınır bölgesiyle sınırlı kalmayacak, iki ülkeden de geniş bölgeleri kapsayacak.

Hizbullah'ın amacı İsrail ile yeni bir savaş başlatmak değil. Stratejisi, caydırıcılık üzerine kurulu. Sadece İsrail ile bir "dehşet dengesi" oluşturmaya çalışıyor. Geçen üç yıl içerisindeki bir dizi konuşmada Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, İsrail'i, Lübnan'a karşı bir saldırı olduğu takdirde, karadan ve denizden tahrip edici atışlar yapabilecek güce sahip olduklarını belirterek uyardı.

Hizbullah'ın 'cihadist' içgüdülerine ve Yahudi devletine karşı ideolojik muhalefetine rağmen, yine de 2006'daki ateşkese itibar ettiğini görüyoruz. Birincisi, Hizbullah, İran yararına bir caydırıcı güç olarak hizmet ediyor. 2000 yılından beri İran, misilleme kabiliyetini arttırması için Hizbullah'a milyonlarca dolar yatırım yaptı (amacı, İran'a ve nükleer çalışmalarına karşı bir saldırı gerçekleştirecek olanlara karşı Hizbullah tehdidini kullanmaktı). İkincisi, Hizbullah'ın Lübnan'da önemli bir güç olarak bulunması, bölgedeki seçmenlerin desteğine bağlı. Eğer Lübnan halkının desteği kaybedilirse, İran'ın sağlayacağı hiçbir finansal kaynak işe yaramaz. Bu yüzden Hizbullah, İran'ın fermanları ile büyük çoğunluğu İsrail ile bir savaş istemeyen Lübnan'ın Şiî topluluğunun çıkarları arasında bir denge tutturmak zorunda.

İsrail'in Pozisyonu

İsrail'de, Hizbullah ile gerçekleşebilecek olası bir savaş, 2006'dan çıkardığı dersleri göz önünde tutarak hazırlanmakla meşgul. İsrail Savunma Güçleri, kara, hava ve deniz kuvvetlerini, ortak bir harekât için güçlendirdi. İsrail ayrıca geniş kapsamlı kara operasyonları eğitimlerini yoğunlaştırdı. Bu eğitimlerde, taktiksel zayıflığı azaltmak üzere sağlam ve esnek ekipmanlar kullanıldı. Ayrıca İsrail Güçleri, çeşitli Lübnan köylerini, şehirlerini ve mülteci kamplarını da içeren birçok sanal savaş merkezleri yarattı.

Buna ek olarak, İsrail Güçleri tarafından, Hizbullah'ın kısa ve uzun menzilli silahlarını ve İran'ın balistik füzelerini durdurmak ve parçalamak amacıyla birçok katmanlı füze savunma kalkanını da içeren birçok son teknoloji ürünü de takdim edildi. Ayrıca yeni tankların hepsi, zırh-tanımaz mermilere karşı korunmak amacıyla Trophy savunma sistemleri ile donatıldı. Bu yeni savaş sistemlerinin bir savaş durumu ve Hizbullah'ın savaş barajı ile zırh-tanımaz taktikleri ile nasıl başa çıkacağını göreceğiz.

İsrail güçlerinin kapsamlı askeri hazırlıklarına rağmen İsrail hala, Hizbullah'ın ürkütücü tehdidi ile kaşı karşıya. Hizbullah'a karşı başlatılacak bir saldırı, Lübnan ve İsrail'de büyük sayıda sivil ölümlere ve altyapısal zarara neden olabilir; üstelik zafer garantisi de yok.

2008'de İsrail'in açıkladığı, Lübnan'daki sivil altyapıya karşı yoğun bir bombalama saldırısı çağrısında bulunan "Dahiyah Doktrini", bir caydırıcı faktör olarak hizmet veriyor. Fakat bu doktrinin başarı, Hizbullah'ın pes ederek bir ateşkes istemesine bağlı –gerçekleşme ihtimali çok az bir durum. Bunun yerine Hizbullah, İsrail'i uzun süren bir kara harekâtına zorlamak için mücadele etmeye devam edecek gibi görünüyor.

Her an bozulabilecek bir sükûnet

Her ne kadar ortak caydırıcılık, Lübnan-İsrail sınırında 200'den 2006'ya dek süren savaşların tekrarını önlese de, bu savaşların arkasında yatan faktörlere hala değinilmedi. Hâkim "dehşet dengesi" hala stabil değil ve her ne kadar iki taraf da yanlış bir hesabın risklerinin farkında olsa da, taraflardan birinin, ötekinin hareketlerini yanlış yorumlama riski oldukça yüksek. Bu bağlamda, Suriye'deki halk ayaklanmalarındaki belirsizlikler, İsrail-Hizbullah dinamiği ile ilişkilidir. Spesifik olarak, eğer Beşar Esad çöktüğünü hissederse, Golan Tepelerinde İsrail'e savaş açabilir ve bu da, istememesine rağmen Hizbullah'ı savaşa sürükleyebilir. Eğer Esad rejimi düşerse, Şam yeni lider, İran ve Hizbullah'la olan ittifakını feshedebilir ve İsrail, bunun, Hizbullah'ı bitirmek için iyi bir fırsat olduğunu düşünebilir.

Sonuç olarak, orta ve uzun vadede, Hizbullah ile İsrail arasında yeni bir savaşın çıkması ihtimali yüksek. Arap Baharı'nın yarattığı şok dalgalarının, Orta Doğu'yu allak bullak etmesi dolayısıyla uluslar arası toplumun, Lübnan ve İsrail tarafından hazırlıkları yapılan bir savaşa dikkat kesilmesi önemli bir durum.

Yeni savaşın kazara bir kıvılcım ile başlayacağı bilindiğinden, yapılması gereken, iki taraf arasındaki yanlış anlaşılmaların önlenmesidir. Bu bağlamda, UNIFIL tarafından düzenlenen, üç tarafın da katıldığı toplantılar, BM tarafından çizilmiş Mavi Çizgi'ye dair tüm sorunların çözüldüğü bir platform ve de iki tarafın da sorunlarına çözüm üretilen bir forum olma niteliği taşımaktadır.

Fakat Suriye, Lübnan ve İsrail arasındaki siyasi sorunlar müzakere edilmedikçe İran uranyum zenginleştirmeye ve Lübnan'da kapsamlı bir askeri altyapı kurmaya devam edecek. Ve ayrıca Hizbullah ve İsrail, daha fazla ölüme ve yıkıma sebep olacak bir savaş için hazırlanmaya devam edecek.
 

 

velfecr

Ortadoğu Haberleri

Netanyahu: Elon Musk İsrail'in Dostudur!
Savaş Batı Şeria'ya Sıçradı! Filistin Direnişinden Yeni Operasyon!
Yemen direnişinden Riyad'a: 'Aramco menzilimizde'
İşgalci Siyonistler Batı Şeria'ya Saldırıyor!
Ensarullah, rehin aldıkları gemi mürettebatını serbest bıraktı