İsrail Gazetelerinden Yedioth Aharanoth yazarı Roee Nahmias'un "Hizbullah Won Again" (Hizbullah Yine Kazandı) başlıklı yazısını Ozan Kemal SARIALİOĞLU'nun tercümesiyle sunuyoruz.
HİZBULLAH YİNE KAZANDI
Roee Nahmias
Pazar günkü hükümet celsesinde Hizbullah ile takas gerçekleştirmenin onaylanmasının ardından, ihtiyatla da olsa Hizbullah'ın bir kez daha kazandığını söyleyebiliriz; her ne kadar nakavtla değil de sayıyla kazanmış olsa da bu böyle.
Her şeyden önce, yakın bir gelecekte Hizbullah ve Nasrallah söz verdiği üzere Haran ailesini katleden Samir Kuntar'ı serbest bırakacak. Ama bu Hizbullah'ın umduğu şekilde gerçekleşmedi tam olarak. Nasrallah başlangıçta pek çok Filistinli mahkumun-İsrailli Araplar da dahil olmak üzere-serbest bırakılmasını talep etmişti. Bu istediklerinin çoğunu alamayacak. (İsrail az sayıda Filistinliyi serbest bırakacak sadece)
Ama temel ilke korunmuş oldu yine de. Nasrallah kameralara baktı birkaç kez ve Kuntar'ın serbest bırakılacağı sözünü verdi. İsrail askerlerini kaçırma operasyonunun adı da "Uyulan Söz" (Vad es-Sadık) idi zaten. Ne diyebiliriz ki? Gerçekten de sözlerinde durmuş oldular.
Diğer başarıları da ödenen bedel meselesindeydi. Bizler İsrail için nispeten mütevazi bir bedelden söz ediyoruz; en azından başbakanın açıklamasına göre iki esirimiz de sağ değil artık. Kuntar'ı iki ölü asker karşılığında geri almak bayağı iyi bir pazarlık.
Üçüncü olarak da -beğenelim veya beğenmeyelim- Nasrallah düzenli bir şekilde İsrail'in elinde sakladığı pazarlık kozlarını yok etmiş oldu. İsrail'in elinde işine yarayacak başka mahkum kalmadı artık ve Ron Arad'ın durumu ise gizemini korumaya devam edecek hala.
Dördüncüsü, bu Nasrallah'ın yaklaşımı açısından bir zafer. Hizbullah açısından son durum kendi tarzlarının işe yararlılığını ispat eden çok önemli bir kanıt. İlk hedefleri İsrail'i Güney Lübnan'dan uzaklaştırmaktı ve bu gerçekleşti. Sonra sıra mahkumlar meselesine geldi ve bu işi de şimdilerde halletmiş durumdalar. Gelecek konu da Şaba çiftlikleri olacak. Başbakan Olmert İsrail'in bu meseleyi(Şaba çiftlikleri) Lübnan ile yapılacak barış müzakereleri çerçevesinde görüşmek istediğini de deklare etti yakınlarda zaten. Hizbullah bu cümlenin ikinci kısmını görmezlikten geldi ve hemen kutlama faslı başladı: "İsrail'in Şaba çiftliklerinden çekilmesi direnişimiz için bir zaferdir", iki hafta önce böyle diyorlardı.
Beşinci olarak, bu Lübnan için yerel bir zafer: Nasrallah'ın rakipleri uzun zamandan beri uğraşıyorlarsa da o yeni bir zafer dolayısıyla övünmekte haklı. Kendi iradesini Lübnan'ın politik düzeni üzerinde "Doha Anlaşması" şeklinde dayatmasının ardından (daha yaygın adıyla "kapitülasyon anlaşması")-ki bu anlaşma kendisine hükümet kararlarını veto etme hakkı sağlıyor- kutlama yapmak için başka bir sebebe de sahip artık. Nasrallah, Lübnan'daki kriz hala canlı ve vurucu iken, önemli ve moral verici bir başarı daha kazanmış oldu.
Mücadele Devam Edecek
Hizbullah'a ödediğimiz bu bedel uygun bir fiyat mıydı? Bu, Lübnan toplumundan ziyade İsrail toplumunu ilgilendiren bir tartışma konusu. İsrail için de resim tamamen karanlık değil. Her şeyden önce bu fiyat Hizbullah'ın en başta istediği rakam değil. Nasrallah savaştan önceki kadar kendine güvenen bir lider değil artık, Lübnan'ın bir yerinde saklanan ve güvenle etrafta dolaşamayan bir teşkilat lideri. Üstelik Kuntar'ın serbest bırakılmasının siyasi rakiplerinin kendisini desteklemesini sağlayacağından da emin değil. Yine de Lübnan'daki Şiilerin gözünde bu İsrail karşısında alınan moral bir zafer ve bu da küçük bir iş değil.
Ve sonuncu bir mesele. Ben de dahil olmak üzere pek çok İsrailli 1999-2000 yılları arasında, büyük bir merakla Nasrallah'ın İsrail'in Güney Lübnan'dan çıkmasının ardından ne yapacağını bekledim. Silahlı mücadeleyi sürdürecek mi yoksa son mu verecek buna, ve bu süre zarfındaki özrü ne olacak? Yanıt kısa bir süre sonra geldi. İsrail ordusunun Güney Lübnan'dan çekilmesinden birkaç ay önce Nasrallah bir sonraki hedeflerini Şeba çiftliklerini özgürlüğe kavuşturmak olduğunu ilan etti. Burası şu noktayı hatırlatmanın tam yeri, şöyle ki o zamana kadar Lübnan'da, nerdeyse hiç kimse Şeba çiftliklerinin adını duymamıştı ve hiç kimse buraları talep etmeyi düşünmemişti.
Nasrallah arşivleri kazarak Fransız Manda dönemindeki çekişmeler esnasında üstü örtülen bu toprak meselesini konu etmeyi başardı. Bu fikir aklına geldiğinden beri kendi televizyonundan yaptığı sayısız yayında, bölge Suriye toprağı olmasına rağmen, "işgal edilmiş Lübnan toprağı" ifadesini kullandı. O zamandan beri de Suriye bundan vazgeçmeyi reddediyor. Kısa bir süre içersinde Nasrallah mahkumlarla ilgili meselede, kim bilir belki de Şaba çiftlikleri probleminde de amacına ulaşabilecek.
Peki sonraki adımı ne olacak? İsrail karşısındaki silahlı mücadelesini durduracak mı? Tahmin yapmak tehlikeli ama, ihtiyatla da olsa şunu varsayabiliriz ki Nasrallah'ın şimdilerdeki en öncelikli meselesi asker kaçırmak filan değil. Bu şu anda sahip olduğu istatistiksel başarıyı tehlikeye atmak ve İsrail'in vereceği kızgın misilleme riskini üstüne alması olurdu.
Sizler Nasrallah'a, İsrail'e bağrıp çağırmaktan başka yeni hedefler bulacağı konusunda güvenebilirsiniz. Belki Filistinli mahkumlar veya İsrail hava kuvvetlerinin Lübnan üzerindeki uçuşlarıyla veya Lübnan'ın kuzeyindeki yedi köyle ilgili olacak bu hedefler- ki buna daha önce de temas etmişti- olacak bu. Mücadele, ne yazık ki sürecek ve yakınlarda da bitecek gibi değil; çok basit bir nedenden, Şii milis gücünün "varoluş nedeni"nden dolayı bu.
İsra Haber