Vakıflarımız, derneklerimiz ve sivil toplum kuruluşlarımız olarak medarı iftihar ettiğimiz hizmet kurumlarımız yüz akımız oldu. İlmi, manevi, siyasi, iktisadi sahalarımızda koşup koşturanlarımız, sürekli ve yoğun bir tempo ile ilerlemektedir.
Bu ilerleme 10-15 sene önce irtica ile damgalanırken, bugün halkımızın güven adresleri oldular. Dünya Müslümanları olarak önümüz açıldı. Ancak rehavete, tembelliğe geçit vermemeliyiz.
Rehavete düşmemek için, bu haftaki mesajımızı, "Çalışmanın veya hizmet etmenin şartları" dediğimiz konuya dikkatinizi çekmek istiyoruz. Bir insanın, hizmet hayatındaki başarı sebepleri dört maddede özetlenmiştir: BEDENİ ŞART: Sağlık ve sağlamlıktır.
Herhangi bir uzvumuzda bir ağrı, rahatsızlık veya anormallik varsa çalışma aksar. Çalışmak için istirahatın önemi büyüktür. Bu bakımdan her gün normal ölçüde uyumalı; aşırı yorgunken çalışmayı zoraki başlatmamalıdır.
Sıhhatin korunmasında ve rahatsızlıkların tedavisinde ihmalkâr davranmamalıdır. HİSSİ ŞART: Sevmek ve içten arzu ederek yapmaktır. İşin sonundaki huzur ve başarı, çalışmanın bir nevi mükâfatıdır.
Yapmayı, mecbur olduğumuz bir işi angarya olarak değil tıpkı bir spor gibi düşünmek suretiyle severek yapmalıyız. HARİCİ ŞART: Bulunduğumuz yerin ve diğer maddî durumların elverişli olmasıdır. Işık düzeni bozuk, gürültülü, kalabalık yerler çalışma için uygun değildir.
Bununla beraber bu dış şartlara fazla önem vermek de doğru olmaz; çünkü ideal harici şartlar her zaman herkes tarafından sağlanamayabilir. AKLİ ŞART: Onun metodunu bilmektir. Yani çalışmayı bir sisteme bağlamak lâzımdır. Metotsuz, sistemsiz çalışma, büyük güç ve zaman israfına yol açar, verimsiz olur; sonuç olarak da insanı bezdirir.
Önemli bir not: Plânlanmış muayyen saatlerde çalışmak, bir çalışma şevki uyandırır ve iradeyi kuvvetlendirir. Kısa da olsa kesintisiz ve muntazam çalışma verimli neticeler çıkarır.
Dikkatli olacağımız bir başka mesele: Tembellik insanın karşısına çıkıp da mertçe savaşan bir düşman değildir; bilakis eski peri masallarındaki varlıklar gibi şekilden şekle girerek, bin bir hile kullanarak sinsice çalışır.
Tehlikesinin büyüklüğü de buradan doğmaktadır. Şu gerçeği kabullenmek gerekir: Başarı ve çalışma yolundaki ilk ve en önemli düşman tembelliktir. Bunun kaynağı, başkası değil bizzat kendimiz, kendi nefsimizdir.
Üzülerek söylememiz gerekirse hizmetin sorumlusu olan bazı insanlar sistemli olarak çalışma düzenine alışmış ve ruhen onu benimsemiş değildir. Her sorumlu insanımız, hizmetlerin içindeki yeri (Konumu-yetkisi-etkisi) ve görevi ne ise onu en iyi bir şekilde anlamaya ve yapmaya çalışmalıdır.
Topluca ilerlemek ve yükselmenin tek çıkar yolu budur.
yeniakit