HÜDA PAR sahnedeki yerini alırken…

Mehmet GÖKTAŞ

Seçimlerin yaklaşması ve Cumhurbaşkanı’nın, HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’yla AK Parti Genel Merkezinde görüşmesi dikkatleri bu parti üzerine çekmiş durumda.

Zaten ondan öncesinde anketlerin verdiği rakamlarla HÜDA PAR sahnedeki yerini almış durumdaydı.

HÜDA PAR’ın Cumhur ittifakına katılma meselesiyle ilgili şu anda sanal medyada lehinde ve aleyhinde sayısız yorumlar yapıldığını görüyoruz.

Bu yorumları bir tarafa bırakarak HÜDA PAR hakkında bu ülkenin batısındaki Müslümanların ve özellikle AK Parti taraftarlarının bilmesi gereken şeyler olduğunu düşünüyorum.

Birincisi: HÜDA PAR camiası bundan bir kuşak önceki Erbakan Hocanın Milli Selamet Partisini ayakta tutan, milletvekilleri ve belediye başkanlarıyla gövdesini oluşturan kuşağın çocuklarıdır veya torunlarıdır. Yani HÜDA Par nevzuhur, türedi bir oluşum değildir.

İkincisi: Hür Dava Partisi’nin gövdesinin büyük bir kısmının ortaya çıktığı Kürtlerin yoğun olduğu bölge, Kemalizm karşısında en çok bedel ödeyen, bu ülkenin en dindar bölgesidir.

Hatta bir kuşak öncesine kadar batı illerindeki âlimlerin ve büyük şehirlerin müftülerinin büyük bir kısmının buradan çıktığını görüyoruz. Aklımıza gelenler; Halil Gönenç, Haydar Hatiboğlu, Ali Arslan, Muhammed Emin Er, Sadreddin Yüksel. Yine Bediüzzaman Said-i Nursi ve sayısız mutasavvıf ve şeyhler hep buradan zuhur etmiştir.

Üçüncüsü; HÜDA PAR camiası Müslümanca bir hayat yaşayabilmek için bu ülkede en çok bedel ödeyen camiadır.

Daha da önemlisi sadece Doğu ve Güneydoğu’da değil Türkiye’nin dört bir yanında İslami hayatı besleyen, güç ve kuvvet veren bir camiadır.

Yani AK Parti mensupları HÜDA PAR’ın kim olduğunu öncelikle iyi bilmelidir. Özellikle son zamanlarda Kemalizm ve ulusalcılıkla kirlenen AK Parti, kendi bünyesinde barındırdığı bu olumsuzluğu hiç unutmamalıdır.

Daha açıkçası HÜDA PAR’dan bu anlamda gelecek uyarıları kendisinin hayrı için olduğunu bilmelidir.

Aralarında ittifak gerçekleşse de gerçekleşmese de HÜDA PAR ve benzer İslami çevrelerden bu uyarıların her zaman için geleceğini unutmamalıdır.

Müslümanlar olarak bu ülkede iktidarın Müslümanca yapılmasını istediğimiz kadar muhalefetin de Müslümanca yapılmasını arzu etmişizdir.