AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, Ergenekon iddianamesini değerlendirirken, ''Hükümetin bu sürece herhangi bir müdahalesi söz konusu değildir. Bunu söyleyenler, süreci mecrasından saptırmak isteyenlerdir'' dedi.
Bozdağ, Ergenekon iddianamesinin mahkemeye sunulmasından sonra TBMM'de gazetecilerin sorularını cevapladı.
''Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek'e ait olduğu iddia edilen günlüklerin iddianamede yer almadığının'' hatırlatılması üzerine Bozdağ, ''Soruşturmayı yürütenlerin takdir edeceği bir konu. Bizim nedenini, niçinini bilmediğimiz bir konuda fikir yürütmemiz doğru değil'' diye konuştu.
''Günlüklerin yer alması durumunda gözaltına alınan emekli ordu mensuplarının askeri mahkemede yargılanacakları, bu durumun önlenmesi için de iddianamede buna yer verilmediği'' yolundaki görüşlerin hatırlatılması üzerine Bozdağ, ''Bu bir yorum. Bizim ceza muhakemesi mevzuatımız bu konuda açık; kimlerin nerede yargılanacağı hem Askeri Ceza Yasasında hem de Ceza Muhakemesi Kanununda bellidir. Günlükler neden iddianamenin içinde yer almadı? Onu bilmemiz mümkün değil. Bilmediğimiz bir konuda yorum yapmak da doğru değildir'' dedi.
Bekir Bozdağ, bir gazetecinin, ''İddianamede 20 gizli tanığın ifadelerinin de yer aldığını'' hatırlatması üzerine de ''Muhtevayı bilmiyorum. Dolayısıyla yorum yapamam. 'Böylesi tanık dinleme usulü sistemimizde var mı?' derseniz, Ceza Muhakemesi Yasasında buna imkan veren düzenlemeler vardır. Ancak, iddianamenin detayını, hem iddiaları hem de delilleri bilmediğimiz için sağlıklı değerlendirme yapma imkanımız yok. Tanık Koruma Kanunu da yürürlükte biliyorsunuz. O nedenle mevcut yasalarımızda var'' diye konuştu.
-DEĞERLENDİRME-
AK Parti Grup Başkanvekili Bozdağ, ''İddianame ile ilgili genel değerlendirmesinin'' sorulması üzerine de şunları söyledi:
''Bizim mevzuatımızda Cumhuriyet savcılarının, kendilerine intikal eden bir olayla ilgili veya bir olaya adı karışan kişilerle ilgili doğrudan veya ihbar şikayeti üzerine araştırma yapma yetki ve görevi vardır. Uzunca bir zamandır devam eden soruşturma sonunda bir iddianame düzenlenmiştir. Ceza Muhakemesi Yasasının 170. maddesi de bu noktada, soruşturma evresi sonunda suçluluğu hakkında yeterli delil, yeterli şüphe, yeterli bulgu elde etmesi halinde iddia makamının dava açacağını düzenliyor. İddia makamı da soruşturma neticesinde iddianamesini tanzim ederek mahkemeye sunmuştur. Süreç, Ceza Muhakemesi'nin usul ve esaslarına uygun bir şekilde devam ediyor. Bundan sonraki süreçte de hangi ağır ceza mahkemesine düştüyse o mahkemenin yargılamasıyla devam edecektir.''
''İddianamenin geç hazırlandığı'' iddialarının hatırlatılmasıyla ilgili soru üzerine de Bozdağ, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Engin Cengiz'in açıklamalarına göre, iddianamenin 441 klasör ve 2 bin 455 sayfadan oluştuğunu hatırlattı. Bu kadar büyük belge ve dokümanın hazırlanmasının zaman alacağını ifade eden Bekir Bozdağ, ''O zaman ne kadardır? Onu da soruşturmayı yapanlar takdir edecektir'' dedi.
-''HÜKÜMETE YÖNELİK...''-
Bir gazetecinin, ''İddianamede Hükümete yönelik eylemler planlandığının yer aldığını'' belirtmesi üzerine de Bekir Bozdağ, şöyle konuştu:
''Türkiye'de işleyen bir hukuk var. TCK, hangi fiillerin suç olduğunu düzenlemiş ve hangi şartlarda ne kadar ceza verileceğini de düzenlemiş. Ceza Muhakemesi Yasası da işlendiği iddia edilen suçlarla ilgili soruşturma sürecini ve bunun yargılama sürecini düzenlemiş. Dolayısıyla konu, bizim yasalarımızın öngördüğü çerçeveler içinde devam ediyor. Yasanın dışına çıkan bir durum söz konusu olursa o zaman deriz ki 'Yasaların dışına çıkan bir durum vardır' Benim gözlemlediğim kadarıyla yasaların içerisinde devam eden bir durum söz konusudur. Soruşturma yasalara uygun devam ediyor. Bundan sonra da yasalara uygun devam edeceği kanaatindeyim. Çünkü, süreci yürütenler, yasa uygulayıcıları ve bu yasaların doğru uygulanmasıyla görevli ve yetkili olan hakim ve savcılardır. Bundan sonra onların verecekleri karara bizim saygı duymamız, güvenmemiz lazım.''
-SORUŞTURMANIN YÖNLENDİRİLDİĞİ İDDİALARI-
AK Parti'li Bozdağ, bir gazetecinin, ''Hükümetin soruşturmayı yönlendirdiği, yargıdan çok kolluk güçlerinin görev aldığı iddiaları var. Bunlara ne diyorsunuz?'' sorusuna ise şu cevabı verdi:
''Bunlar tamamen konuyu saptırmak isteyenlerin, beyanlarından ibarettir. Hükümet, soruşturmayı yönlendiremez. Böyle bir yetkisi yoktur. Yargı bağımsızdır. Tamamıyla Cumhuriyet savcılarının yönettiği bir süreçtir. Hükümetin bu sürece dahil olması mümkün değildir. Yargının devam ettirdiği, yargının işlediği bir süreçte Hükümetin dahli kesinlikle söz konusu olamaz.
Sadece emniyet ve jandarma ihtiyaç duyulduğu takdirde Cumhuriyet savcılarının talimatı üzerine adli kolluk görevi yapabilirler. Bunun dışında yapılabilecek bir şey yoktur. Onlar da yine mahkeme kararları doğrultusunda veya iddia makamının, soruşturma makamının aldığı kararlar doğrultusunda hareket ederler. Dolayısıyla Hükümetin bu sürece herhangi bir müdahalesi söz konusu değildir. Bunu söyleyenler, süreci mecrasından saptırmak isteyenlerdir.''
-BAKAN ÇİÇEK: ''KONUŞMAYACAĞIM''-
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek de TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya'yı makamında ziyaret ederek bir süre görüştü.
Görüşme sonucunu bekleyen gazetecilere Bakan Çiçek, İyimaya ile haber göndererek, konuşmayacağını söyledi. Adalet Komisyonu Başkanı İyimaya da Anayasa'nın 138. maddesine atıfta bulunarak, herhangi bir değerlendirme yapmayacağını bildirdi.
Cemil Çiçek, daha sonra AK Parti Grup Başkanvekili Sadullah Ergin ile bir araya geldi.