Huzurun 2 şartı: PKK’sız Türkiye, Esed’siz Suriye!

Hasan Karakaya

“Terör mağduru Sur halkı”, günlerdir yaşadığı sıkıntılardan dolayı PKK’ya isyan edip, demiş ki;

“Bunlar Kürt olamaz!”

Kimi de, HDP ve Selahattin Demirtaş’a isyan edip, demiş ki;

“Bunlar siyasi parti olamaz!”

Ben de, “PKK terörü”ne destek veren “Kürtçü gazeteler”e bakıp, diyorum ki;

“Bunlar, gazete olamaz!”

Evet, gazete olamaz!..

RESMEN PKK BÜLTENİ

Dünkü gazetelere baktım...

“Aydın Doğan gazeteleri” dahil, gazetelerin hemen hepsi olayı “PKK vahşeti!.. Terör örgütü PKK, savunmasız sivilleri de katlediyor... Şırnak’ın Cizre ilçesinde PKK’lı teröristler evinin mevzi haline getirilmesine karşı çıkan 70 yaşındaki Selahattin Bozkurt’u öldürdü. Yine Cizre’de PKK’lı militanlar 8 aylık hamile olan Güler Yanalak’ı kurşunladı” şeklinde verirken, “Paralel’in kucağındaki Cumhuriyet” ile “Faşizan Kürtçülük”yaptıkları halde “satmayan” yani Kürt halkından itibar görmeyen Özgür Gündem ve Evrensel gazeteleri;

• “Elektrik yok, su yok,

Mermi var!”

• “Çocuklar üşüyor,

Yiyecek bitiyor,

Üşüyoruz!”

Manşetleriyle çıktı!..

Özgür Gündem ise;

• “Doğmamış bebeğe kurşun” manşeti atmış, altında da demiş ki;

“Saray çeteleri 7 aylık hamile Güler Yanalak adlı kadını vurarak, doğmamış bebeği katletti!”

Gelin de, sormayın;

Bu gazete “Türkiye’de” mi çıkıyor?.. 

Bu yaptıkları “gazetecilik” midir?.. 

“Türkiye’de ifade hürriyeti yok!.. 

Medya özgür değil” diyen “Sorospu Çocukları”na sormak lâzım;

“Cumhuriyet, Taraf, Zaman, Evrensel, Özgür Gündem ve Sözcü gazeteleri hiçbir sansüre uğramadan hemen her gün bayilerde yerlerini alabiliyorsa, Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın şahsında Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı kin, nefret ve savaş dili kullanabiliyorlarsa, içlerindeki düşmanlığı özgürce kusabiliyorlarsa, hiç kimse bana maval okumasın!..

Türkiye’de basın, haddinden fazla özgürdür... Zira; dünyanın hiçbir ülkesinde, kendi devletine küfreden bir gazetenin ve gazetecinin yaşatıldığı görülmemiştir!..

Muz cumhuriyetlerinde bile; hem teröre destek veren, hem de devletin altını oyan hiçbir gazeteye müsamaha gösterilmez, anında icabına bakılır!..

Ama, Türkiye’de;

Gazete kılıflı paçavralar, yıllardır PKK borazanlığı yapıyor, üstelik  yalan söylüyorlar, iftira atıyorlar!..

Bereket ki, okunmuyorlar!..

Kendileri yazıyor, kendileri okuyorlar!

Ama yine de;

Bu kadar özgürlük fazla!”

PKK’DAN İNFAZLAR!

Bunlar “gazete” olamaz!..

Bunlardan, olsa olsa;

“PKK bülteni olur!”

Adamlar;

“PKK’nın katlettiği yaşlı Kürt vatandaşı ile hamile kadının karnındaki cenin” için, “Saray’ın çeteleri” ifadesini kullanabiliyor!..

Peki, kendileri neci?..

Herhalde;

“PKK’nın medyadaki tetikçileri!”

Hayır, hayır;

Bunlar; “PKK’nın satılık kalemleri, kiralık tetikçileri” olsa gerek!..

Bunlara sormak lâzım;

“Eli kanlı PKK’lı teröristler sadece yaşlı Kürt vatandaşı ve hamile kadını vurmakla kalmadı, aynı zamanda, kendi 40 militanını da infaz etti, bundan haberiniz var mı?..”

Gazetelerdeki, “40 teröriste örgüt infazı!.. Cizre’de Özinfaz” başlıklarını okudunuz mu?..

Hadi “Kürtçü faşistler”; onlar için de “Saray infazı” desenize!.. 

Hadi, durmayın, atın o başlığı: “Saray, 40 YDHG’liyi kurşuna dizdirdi!”

Ama, diyemezsiniz!.

Çünkü, HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ’ın “sırtını yasladığı” YDGH var ya, işte o örgütteki “genç teröristler”in 40’ı, silah bırakıp kaçarken, abileri tarafından kurşuna dizilmiş, iyi mi?..

Bunu da yazsanız ya!..

Ama, yazamazsınız!..

Maçanız sıkmaz!..

Ne olur, ne olmaz;

Eli kanlı terör örgütü PKK, sizi de “infaz” eder, deği• mi?!?..

“PKK’LILAR KÜRT OLAMAZ!”

Cumhuriyet, Özgür Gündem, Zaman ve Evrensel gazeteleri istedikleri kadar “PKK yardakçılığı” yapsınlar, “Güneydoğu’nun fotoğrafı” gayet net:

Kürt halkı, artık “huzur” istiyor ve “PKK’ya lânet” ediyor!..

Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki Cevatpaşa, Fatihpaşa, Dabanoğlu, Hasırlı, Cemal Yılmaz ve Savaş mahalleleri ile Gazi Caddesi’nde PKK mensuplarının kazdığı hendekler, kurduğu barikatlar ve yollara tuzakladığı patlayıcılar sebebiyle can güvenliği endişesi yaşayan vatandaşlar ilçeden göçüyor, iyi mi?..

Eşyalarını dahi alamadan evlerini terk etmek zorunda kalan ilçe sakinleri, geçici olarak taşındıkları bölgelerde yeni bir hayata alışmaya çalışıyor ve PKK’ya isyan edip, diyorlar ki;

• “Perişan olduk, esnaf artık illallah etti... Ne iş yapabiliyoruz, ne de masraflarımızı karşılayabiliyoruz... Çatışmanın ortasında bir tek çantamızı aldık, o şekilde evden ayrılabildik.”

• “Artık yeter. Oraları temizlesinler, PKK’nın kökünü kazısınlar... Hendekleri kapatmak, barikatları yıkmakla yetinmesinler, oraları temizlesinler. 10 yıl beklemeye de hazırız fakat artık bu sıkıntıları yaşamak istemiyoruz.” 

• Yaşananların Kürtlük ile ilgisi yok... Burada mağduriyet yaşayanlar biziz, Kürtleriz. Biz Kürt deği• miyiz? Bilerek sokak ortasına mayın bırakılır mı, bomba bırakılır mı? Oralardan çoluk çocuk, mazlum insanlar geçiyor. Bunları yapanlar Kürt olamaz. Sözde bizim için yapıyorlar fakat bizim için yapmıyorlar, en büyük zararı bize veriyorlar.” 

HDP, MECLİS’TEN ÇEKİLECEK Mİ?

“Kürt vatandaşlar”ın bu isyanları da gösteriyor ki; PKK, belki de “30 yıl boyunca ilk defa” tabandaki desteğini kaybetti... 

Kürt halkı, ilk defa “PKK’ya isyan” ediyor, ilk defa “Kandil’deki terör baronları”na başkaldırıyor!.. 

İşte bu “halk desteği”ni kaybeden PKK’nın amiri konumundaki KCK Yürütme Konseyi, bugünlerde “HDP’li milletvekilleri”ne şöyle bir“talimat” verebilir:

 “Hem dünyanın ilgisini çekebilmek, hem de Türkiye’yi erken seçime zorlamak için, Meclis’ten çekilin!”

 Doğu ve Güneydoğu’daki “Spor kulüpleri” de; “halkımız katliam altında, bu yüzden liglere çıkamıyoruz” diyerek, “ligden çekilmeli”dir!..

Sizin anlayacağınız;

Ankara’da “siyaset” yapan bir parti değil, “savaş kışkırtıcılığı” yapan HDP’liler “Meclis”ten, spor kulüpleri de “lig”den çekilecekler!..

Çekilin, çekilin!..

Zaten, hiç çekilmiyorsunuz!..

KURŞUNU KAFANA SIK!

Bu millet size, “haddinden fazla ilgi” gösterdi, “Türkiye Partisi”olabilmeniz için haddinden fazla oy verdi!..

Ama, siz ne yaptınız;

“Barış” dediniz, “kardeşlik” dediniz, “birlikte yaşama” dediniz,“demokrasi” dediniz, “birlik, beraberlik” dediniz ve oy istediniz bu milletten... 

Ya sonra?.. 

Yüzde 13 oy alıp, 80 milletvekili çıkarınca, kendinizi bir “matah” sanıp, yüzünüzdeki “maske”leri çıkardınız!..

Şimdi, “Özyönetim”den daha da ileri gidip, “Özerklik” demeye başladınız!.. Böyle giderse; “Özgür Kürdistan” demeniz de, an meselesidir!..

“Kürt halkının teşhisi” doğrudur: 

PKK ve ona sırtını dayayanlar, gerçekten de “Kürt bile olamaz”lar!.. NeKürt’ü; bunlar “insan bile olamaz”lar!..

O halde, ne yapmak lâzım?..

Cevabı Kürt halkı veriyor:

“PKK tamamen kazınsın ki, 

Kürt halkı rahat etsin!”

Ortadoğu’da da Esed’in kökü kazınsın ki, Suriye halkı huzur bulabilsin!..

Neredeeen... Nereye?..

Kürt halkı bu aşamaya gelmişse, PKK; “devletin temizlemesi”ni beklemeden bir an önce kendi kafasına sıkıp, kendini kendini itlâf etmelidir!..

Çünkü;

Öyle de ölecek, böyle de!..

*************************************

Farkında mısınız... Bir yılda, ikinci Mevlid Kandili’ni kutluyoruz!

Bugün, Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed (SAV)’in 1445’inci doğum yıldönümünü, yani “Mevlid Kandili”ni kutlayacağız...

Kandi• münasebetiyle, dileğimiz odur ki; Türkiyemiz başta olmak üzere, halkı Müslüman ülkeler ve hatta tüm dünya “savaş”lardan, “kan gölü”olmaktan ve “se• gibi gözyaşı” akıtmaktan kurtulup, “barış, huzur, kardeşlik ve refah” içinde yaşasın!..

Bilmem dikkatinizi çekti mi;

Bu yıl, yani 2015 içinde, “Mevlid Kandili”ni “ikinci defa” kutluyoruz... 

Hatırlarsanız; ilk Mevlid Kandili’ni 2 Ocak 2015’te kutlamıştık... İkincisini de, bugün yani 22 Aralık 2015’te kutlayacağız...

Çok ender bir durum...

Peki, “aynı yılda 2 defa” Kandil kutlamak, bir daha ne zaman mümkün olabilecek?..

Birincisi 7 Ocak 2047’de, 

İkincisi 28 Aralık 2047’de...

Bu “bilgi”leri veren Yusuf Ziya Belviranlı arkadaşımız başta olmak üzere, tüm okurlarımın ve İslâm aleminin “Mevlid Kandili”ni kutluyor, Cenab-ı Allah’tan “Hakk’ın hakim olduğu günler” niyaz etmesini diliyorum. Nice kandillere...

 

yeniakit