Hz. Peygamber (sas), Hz. Ali ve Hz. Fatıma arasında sevgi ve saygı bağlarını kuvvetlendirmekle kalmaz, onların arasını düzelterek hakemlik yapar. Sehl bin Sad Hz. Ali ile eşi Fatıma arasında geçen bir hadiseyi şöyle anlatır:
Rasulullah (sas), kızı Fatıma"nın evine geldi. Hz. Ali"yi evde bulamadı. Bunun üzerine Fatıma"ya "Amcamın oğlu nerede?" diye sordu. Hz. Fatıma (R.anha), "Aramızda birşey oldu da darıldık. Bundan dolayı dışarı çıktı ve gündüz uykusunu benim yanımda uyumadı" dedi. Rasulullah bir arkadaşından, Hz. Ali"yi bulmasını istedi. O adam gidip geldi ve "Ya Rasulallah, o mescitte uyuyor" dedi. Rasulullah gitti, baktı ki Ali yan tarafında yatmış, ridası bir yandan sıyrılmış, vücudu toprağa bulanmış haldeydi. Rasulullah, "Ey Eba Turab! Ey Eba Turab, kalk!" diye toprağı Ali"nin bedeninden silmeye başladı. Birlikte Hz. Ali"nin evine gittiler. Hz. Peygamber"in birkaç saat sonra neşeli çıktığını gördüler. Sahabeden birisi sebebini sorunca, "Nasıl sevinçli olmayayım, en yakınlarımı barıştırdım." diye buyurdu. Bu olayda Hz. Peygamber"in Hz. Ali ile Hz. Fatıma"nın arasını düzelttikten sonra kendisine iki cihanın en güzel nimetleri verilircesine sevinmesi evli çiftlerin arasını bulmanın hem manevi yönüne hem de psikolojik faydasına işaret etmektedir. Aile büyüklerine düşen görev, çiftler arasında sevgi ve saygı bağını geliştirmektir. Hz. Ali ve Hz. Fatıma"nın evinde her zaman huzur ve sükunet hakimdi.