ABD Başkanı Barack Obama, Washington'a değişim getirme sözünün önemli bir örneği olarak, bir dini grubun başka bir dini gruba göre ayrıcalıklı olmayacağını veya laik gruplara karşı dini gruplara ayrıcalık yapılmayacağını bildirdi.
Bu açıklama, ABD'nin Cumhuriyetçi Partili eski başkanı George Bush'un, Evanjelik Hristiyanları ön plana çıkaran tutumundan büyük bir dönüşü temsil ediyor. Bush, Beyaz Sarayda göreve gelir gelmez, seçimi kazanmasına yardım eden Evanjelik Hristiyanlarla iyi ilişkilerini sürdürmeye büyük özen göstermiş ve Beyaz Saray'a bağlı, "inanca dayalı girişim" (faith based initiative) bir ofis oluşturmuştu.
Obama'nın, Washington'da geleneksel olarak düzenlenen, "Ulusal İbadet Kahvaltısı" adı verilen toplantıda, bütün dinlere eşit yaklaşımda bir mesaj vermesi, gerçekten değişim mesajının altını çizdi.
AA'nın edindiği bilgiye göre, Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Nabi Şensoy da Türkiye'yi temsilen Washington Hilton otelindeki Ulusal İbadet Kahvaltısına katıldı.
Obama, toplantıdaki konuşmasında kendi dini geçmişine ve ailesinin dini inançlarına da değindi. ABD'nin ilk siyah başkanı Obama, "Özellikle dindar bir evde yetiştirilmedim. Müslüman olarak doğmuş olan, ancak daha sonra ateist olan bir babam, ibadet etmeyen biri Metodist, diğeri Baptist Hristiyan olan büyükannem ve büyükbabam ve organize dinlere şüpheyle yaklaşan bir annem vardı" dedi.
ABD başkanlık seçimi kampanyası sırasında Obama'nın Müslümanlara özgü beyaz kıyafetlerle çekilmiş resimleri, rakip Cumhuriyetçi Partililer ve hatta Demokrat Parti içindeki karşıtları tarafından olumsuz bir imaj olarak kullanılmaya çalışılmıştı. Obama, 1967-1971 yılları arasında annesi ve üvey babasıyla Müslüman bir ülke olan Endonezya'da yaşamış ve burada Müslümanların gittiği bir okula devam etmişti. Washington'daki gözlemcilere göre Obama'nın, kendisinin ifade ettiği gibi değişik inançlardan gelen insanlar arasında büyümesi, farklılıkların getirdiği çatışmaların çözümünde birleştirici rol oynayabilir. Ancak bazı çevrelere göre, Obama'nın Washington Ulusal İbadet Kahvaltısında verdiği alışılmadık mesaj, muhafazakar Hristiyan Amerikalıların tepkisini de çekebilir.
Barack Obama, Chicago'da yaşadığı sırada, Hristiyanlık dinini hayatının önemli bir parçası haline getirdiğini söylemişti. ABD başkanları tarafından 1953 yılından bu yana her şubat ayında düzenlenen bu kahvaltılı geleneksel toplantıda Obama, "İnanç her zaman bizim aile yaşamımızın rehber gücü oldu. Burada kendimizi evimizde hissediyoruz ve bu geleneği bizim dönemimizde de sürdürmeyi umuyoruz" dedi.
Tarihte dinin daha çok insanları bölmek için veya önyargı ve hoşgörüsüzlüğe karşı bir bahane olarak kullanıldığını belirten Obama, "Ondan şüphe yok ki inancın doğası, bazı inançlarımızın hiçbir zaman aynı olmayacağı anlamına geliyor. Farklı kitaplarımız var. Farklı ibadetlerde bulunuyoruz. Buraya nasıl geldiğimiz ve arkasından nereye gideceğimiz konusunda farklı inançlarımız var veya hiçbir inancımız yok" ifadesini kullandı. Böylece Obama'nın konuşmasında ateizme de gönderme yapması dikkati çekti.
Obama, "Ancak neye inanmayı seçersek seçelim, nefreti temel alan hiçbir din olmadığını unutmayalım" diye konuştu ve dini fanatizme karşı olduğu mesajının da böylece altını çizmiş oldu.
Kişisel inancın, herkesin iyiliğini getireceğini söyledi ve Bush'un daha önce ortaya attığı, Beyaz Saraya bağlı "inanca dayalı girişim" ofisinin, "inanca dayalı ve komşuluk ortaklığı Beyaz Saray ofisi" adı altında devam edeceğini duyurdu.
-"KİLİSE-DEVLET AYRIMI"-
Obama, bu ofisin öncekinden farkını ise açıkça şöyle ifade etti:
"Bu ofisin amacı, bir dini gruba karşı diğer dini gruba veya laik gruplara karşı dini gruplara öncelik tanımak olmayacaktır. Bu sadece, komünitelerle çalışmaya istekli orgazinasyonlar üzerinde çalışmak olacaktır. Bunu da, ülkemizin kurucularının kilise ile devlet arasında çizdiği akıllı çizgiyi bulanıklaştırmadan yapmaktır."
Barack Obama, dünyada liderler ve akademisyenlere ulaşarak, inançlar konusunda barışçı ve verimli bir diyalog açma niyetinde olduğunu da vurguladı. Farklılıkların bir gecede ortadan kaybolmasını beklemediğini belirten Obama, "Ancak şuna inanıyorum ki, birbirimizle açık ve dürüst bir biçimde konuşabilirsek, belki o zaman eski anlaşmazlıkları onarabiliriz ve yeni ortaklıklar ortaya çıkartabiliriz" dedi.