Hatırlanacağı üzere doksanlı yılların ortasında sırplar Gorajde"de büyük bir katliam gerçekleştirmişti. O günlerde binlerce Boşnak Müslümanın hunharca katledilmesini lanetlemek için Almanya"nın Stuttgart şehrinde büyük bir yürüyüş ve miting tertip edilmişti, ben de konuşmacılardan biriydim. Yürüyüş ve mitinge katılanlar durmadan tekbir getiriyor ve Lailaheillallah diye haykırıyordu.
Bu esnada yanımdaki arkadaş, ikide bir arkasına dönüyor, tekbir getirenlere bakıp, değişik bir duyguyla ağlıyordu. Niçin ağladığını sordum.
- Hocam, sen bilmezsin, dedi. Bak şu tekbir getiren Boşnak gençlerini görüyor musun? İki üç yıl önce bunlar bu meydanda komünizm adına, Tito adına yürüyor ve slogan atıyorlardı. Rabbim nelere kadirmiş, bir anda nasıl çeviriverdi yönlerini!
Katliama uğrayan Boşnaklar hiç de dindar değillerdi, sırplarla aynı diskoteğe giden, aynı biraları ve içkileri içen, yaşantı bakımından bir sırp"tan hiç de bir farkı olmayan kişilerdi. Hatta çekinmeden onlarla evlenebilen kişilerdi. Fakat kurtulamadılar katliamdan. Onların isimlerinin Müslüman olması, kendilerinin Boşnak olması yetiyordu.
Yani, sırplar İslam"a, Müslümanlara, Boşnaklara öylesine düşman idiler ki, isterse o anda Boşnakların İslam ile bütün ilişkileri kesilmiş olsun, değil mi ki isimleri Müslüman, kökenleri Müslüman, yeterdi bu.
İslam"a ve Müslümanlara karşı sırplardan çok daha azılı düşman olan siyonist yahudiler de altmış yıldan bu yana aynı şeyi yaptığı halde bugün utanmadan Hamas"ı bahane ediyorlar. Hamas"ın radikal bir İslamcı terör örgütü olduğunu, israil"e karşı füze saldırıları düzenlediğini, bütün olup bitenlerin suçlusu olduğu yalanını söylüyorlardı alçakça.
Sanki İslamcı olmayan, dindar olmayan, liberal veya sol görüşlü Filistinlilerle hiç bir sorunları yok zannedersiniz.
Hamas ortaya çıkalı şunun şurasında ne kadar zaman oldu ki? Ondan önce Filistin halkı sıradan insanlardı, ciddi bir İslami görüşü ve yaşantısı yoktu. Özellikle FKÖ sol görüşe ve yaşantıya sahipti. Fakat bu durumdayken de durmadan katliamlara uğramadı mı, toprakları işgal edilmedi mi?
Lübnan"da Hizbullahın ortaya çıkış tarihini hepimiz biliriz. Fakat ondan önce de Lübnan defalarca Israilin saldırısına uğramadı mı, mülteci kamplarında defalarca katliam yapılmadı mı?
Bütün dünya şunu bilmelidir ki Kafir israil, Emperyalist ABD ve Avrupa tarafından İslam coğrafyasının ciğerlerine saplanmış paslı bir hançerdir, gasıptır, teröristtir.
Böyleyken, başta ABD ve Avrupa olmak üzere Türkiye"deki Siyonist basın, ağabeyleri israil"in diliyle konuşmaktadır.
Bu arada Müslüman basının büyük bir yanlış içerisinde olduğu kanaatindeyim. İsrail"in yaptığı katliamlarda hep çocukları ve kadınları ön plana çıkarıyor, böylece dünya kamuoyunda ssrail"in zalimliğini ispatlamaya çalışmakta, İslam dünyasını da ayağa kaldırmaya çalışmaktadır. Şehit sayısı verilirken yarıya yakınının çocuk ve kadın olduğu ısrarla vurgulanmakta ve onların görüntüler verilmekte.
O zaman şunu kabullenmiş olmuyor muyuz? "Hamas mensuplarının ölümlerine bir diyeceğimiz yok, onlar hak ediyorlar öldürülmeyi. Fakat şu masum çocukları ve kadınları niçin öldürüyorsun?"
Şu nokta hiçbir zaman akıllardan çıkarılmamalıdır ki;
Hamas bu coğrafyanın yüz akıdır,
Bölgede ve Filistin davasında Müslümanların en ciddi ümididir.
Onların davaları haktır ve güneş gibi apaydınlıktır!
Masumlukta çocuklardan hiç de geri kalmayacak bir seviyededirler.
Her biri ayrı ayrı takva numunesidirler.
Bizim buradaki ölçülere göre, her biri en azından bir İlahiyat mezunu, bir ilçe müftüsü seviyesinde İslami kültüre sahiptirler.
Muhammedî ölçüye göre, Alimin ölümü, alemin ölümü gibidir. Bir kabilenin toptan ölümü, Allah katında bir tek alimin ölümünden daha basittir.
Evet, çocukların ve kadınların ölümüne içimiz yanar, ağlarız, üzülürüz, isyan eder ayağa kalkarız.
Fakat bir Hamas mensubu öldüğünde de, şahsen benim içimde kocaman mı kocaman bir dağ devrilir.