Bir Müslüman olarak olup bitenlerden dolayı çok uzun sürmese de bazen içimiz kararıyor. Öfkelenmekten başka elimizden bir şey gelmediği olaylar karşısında bunalıyoruz.
Kâfirlerin, zalimlerin bize yaptıklarını biz onlara yapsaydık acaba neler olurdu, başımıza neler gelirdi diye şöyle bir düşünüyoruz.
Birkaç ABD'li ve Avrupalı gazetecinin infaz görüntüsünün ardından günlerdir Irak ve Suriye'ye ölüm yağdıran ABD, şu anda deşifre olan CIA işkencelerini Müslümanlar onlara yapmış olsaydı acaba ne yapardı, Müslümanların halleri nice olurdu, kaç bin Müslüman katledilir, kaç ülke, kaç şehir daha işgal edilirdi?
Siyonist terör devleti israil, Filistin birlik hükümetinin bakanlarından Ziyade Ebu Ayn'ı alçakça şehid etti.
Acaba Filistinli Müslümanlar bir israilli bakanı öldürmüş olsalardı ne olurdu hiç düşündünüz mü? En azından binlerce Müslümanı katledip, binlercesini tutuklayıp yaşadıkları şehirleri viraneye çevirmez miydi? Ve her zaman olduğu gibi bütün bir dünya kör ve sağır kesilmez miydi?
İnsan öfkeden çıldıracak oluyor, içi sim siyah oluyor.
Öte yandan Irak ve Suriye'de akmakta olan Müslüman kanının bir türlü durmaması ve yakın vadede bir ışık görünmemesi de insanın içini karartıyor.
Siyonistlere köpeklik eden katil ve eşkıya yönetiminin, İslam dünyasının en önemli âlim ve şahsiyetlerinden Yusuf el Karadavi hakkında kırmızı bülten çıkarmasını da buna ekleyin.
Ülke içinde olup bitenler de aynı şekilde iç karartıcı.
PKK ve türevlerinin zulüm ve dayatmaları aynen devam ediyor. Var olduğu günden beri kendilerinden başka hiçbir düşünceye hayat hakkı tanımama mantığını Dicle Üniversitesinde aynen sürdürüyorlar. Yasin Börü ve arkadaşlarının katillerine yine sokağa çıkma emri veriliyor.
Osmanlıca tartışmalarının seviyesi de çok aşağı bir seviyede seyrediyor, izlemeye tahammül edemiyoruz.
Bütün bunlar yetmiyormuş gibi Müslümanların ve özellikle bir takım hocaların birbirlerine düşmeleri bizleri oldukça üzüyor, içimizi karartıyor.
Gerek ele aldıkları ölü konularla ve gündemlerle, gerek bir birlerine saldırmalarıyla küfür cephesine bayram yaptırıyorlar, bizim de ufkumuzu karartıyorlar.
İşte böyle durumlarda kısa vadede neler yapmalıyız, biliyor musunuz?
Evinize veya müsait bir yere çekilin ve sesli sesli Kur'an tilavet edin. En azından yirmi sayfa veya o büyüklükte bir sure, zaman olarak en azından bir saat sesli olarak Kur'an okuyun. Göreceksiniz söz konusu karanlıktan derhal nura çıkıvereceksiniz.
Veya aynı şekilde kendi işiteceğiniz şekilde çokça Allah'ı zikredin, tesbih edin.
“Ey iman edenler, Allah'ı çok çok zikredin, O'nu sabah akşam tesbîh edin!” ( 33/41,42) ayetlerinin indiği ortama baktığınızda, münafıkların Rasûlullah'a (s.a.v) dünyayı zindan ettikleri, Hz. Zeynep'le evlendiğinden dolayı dedikodularla bunalttıkları bir zaman dilimine denk geldiğini göreceksiniz.
Bir başka tavsiyemiz, böyle durumlarda vakit namazlarının dışında namaz kılın ve mümkün olduğu kadar namazınızda sesli bir şekilde çokça Kur'an okuyun. Veya evde kıldığınız farz namazda okuduklarınızı uzatın.
Böyle zamanlarda dışarı çıktığınızda normalin üzerinde bir infakta bulunun, okula gitmekte olan bir öğrenciye ve benzer durumda olan birisine biraz harçlık verin, göreceksiniz içinde bulunduğunuz karanlıktan derhal sıyrılıp çıkacaksınız.
Ve yine böyle zamanlarda ziyaret edeceğiniz, içinizi dökeceğiniz, yanına vardığınızda gamdan, kederden kurtulduğunuz, bütün karamsarlığınızı giderecek bir dostunuz olmalı.
Yanına vardığınızda, yüzüne baktığınızda, sesini işittiğinizde size Allah'ı hatırlatacak, sizi değiştiriverecek en azından birkaç dostunuz olmalı.
Hatta siz kendiniz böyle birisi olunuz, başka Müslümanlar sizin yanınıza geldiğinde bütün dertlerinden, düşüncelerinden kurtuluversin.
doğruhaber