İdeoloji Partilerinin Durumu

"CHP seçimlerdeki başarısızlığını halkın mantıksızlığına yormuştu"

İdeolojik partiler özeleştiri yapmak zorunda

Kendi ideolojilerinin içine hapsolmuş siyasi partilerin, toplumun her kesiminden insanın oyu ve güvenini kazanarak iktidar olamayacakları bilinen bir gerçek. 22 Temmuz'dan sonra özellikle CHP, MHP ve SP gibi partilerin, doktrinleri üzerinde hayli kafa yormaları gerek. Her ideoloji, radikallerini de üretir. Bu aşırı uçlar partilerden tasfiye edilmediği veyahut normalleştirilmediği sürece benzer başarısızlık tabloları her dönem görülmeye devam edecektir. Tüm Türkiye'yi kucaklama adına siyaset yaptıklarını sanan ideolojik partilerin aslında tabanlarının oylarını kaybetmemek adına söylem geliştirdikleri özellikle bu seçim sürecinde dikkatlerden kaçmamıştır.
Farklı ideoloji, görüş, inanç, renk ve ırklara karşı bir hoşgörü kültürünün yerleşemediği bu tip dar, kısıtlı ve içe kapalı siyasi oluşumlarda mutlaka bir zihin kırılmasına ihtiyaç vardır. Söylemleri, bakış açıları her kesimden insanı kucaklayan, farklı görüş ve inançlara saygılı, evrensel bir ahlak anlayışı üzerine bina edilen yeni ve farklı bir siyasi bakış açısı üretmek zorunluluğu söz konusudur. Bugün özellikle MHP'nin Kürtleri de temsil eden bir politikası olmuş olsaydı doğu ve güneydoğudan AKP'nin devşirdiği Kürt oylarını MHP'nin kendisi alıyor olacaktı. "Kürtlerle herhangi bir sorunumuz yok" demek maalesef Kürt vatandaşlarımız üzerinde önemli bir etki yapmıyor.

'Halkın mantıksızlığı'
Kendi gibi düşünmeyenlerin neredeyse varlıklarından bile endişe duyan bir zihniyetin mimarı konumundaki CHP, oylarını artıramamasının nedenini 'halkın mantıksızlığı' olarak yorumluyor. SP ise seçim öncesi oylarını AKP'ye verecek olanların cehennemde yanacağını telkin ediyordu! Gerçekten de Türk siyaseti adına vahim tablolar bunlar... Aynı zamanda neden tüm kesimlerin teveccühünü kazanamadıklarının da göstergesi...
AKP demokratik anlamda bazı eksiklikleri olmasına rağmen bir Türkiye partisinde bulunması gereken birçok vasfı bünyesinde barındırıyor. Toplumun tüm kesimlerini görüş ayırt ekmeksizin kucak açmasını bilmiş ve herkesi samimiyetine inandırmıştır. Bunu her ilden, görüşten, ırktan ve ideolojiden aldıkları büyük oranda oylarla da tescillemiş oldular.
Sürekli değişen, yenilenen ve gelişen dünyamızda dar, içe kapalı, kendinden başka kimseyi haklı görmeyen, tanımayan, kabul etmeyen anlayışlara ve siyasi oluşumlara artık yer olmadığı bilinmesi gerekir. Sadece kendileri gibi düşünen kitlelerden başka oy alamayan siyasi partiler artık kendi dünya görüşleriyle hesaplaşmalıdırlar. Farklı kesimleri birbirine düşürerek bundan faydalanma yoluna gitmemelidirler. Yani sürekli korku icat edilmemelidir. Farklı görüşlerden ve inançlardan korkulmaması gerektiği bilinmelidir. Hukuku, insan haklarını, adaleti ve özgürlüğü sadece kendi tabanına, elitlere ve bürokrasiye değil de herkese tesis edilmesi yönünde çok ciddi çabalar sarf edilmelidir.
Başarısızlıklarının sebebini halkın bilinçsizliği olarak görecek kadar kendi idelojilerinin ve mantıklarının üstünlüğüne inanan ve bundan başka hiçbir şeyi kabul etmeyen bir kafa yapısı kesinlikle demokratikleştirilmelidir. Artık Türk insanı normalleşmek istiyor. Vatan sevgisinin bile bir ideolojinin tekelinde olduğu bu yüzden istediklerini vatansever istediklerini vatan haini olarak ilan ettikleri bir ortamda gerçekten Türk insanı normalleşmek istiyor. İnsanları bilinmeyen bir yetkiyle cennete ve cehenneme sokan bir zihniyetin ortasında Türk halkının tavrı açık ve nettir. Halkın tavrı, bakışı, olup biten her şeyi değerlendirme yetisi, sağduyusu, çıkarını gözetmesi gerçekten bir birikimin ve bilincin sonucudur. Toplumumuz AB ile evrensel hukuk, insan hakları ve özgürlükler bağlamında dünyayla bütünleşmek gerektiğini bir kez daha vurgulamıştır. İçeride bölünme, satılma ve yok olma gibi sloganların ve telkinlerin politik çıkar malzemesi olarak üretildiğini iyi analiz etmiştir. Korkuya dayalı siyaset yapılamayacağını verdikleri oylarla ispat etmişlerdir.
Halkımızın bu tercihi dikkate alınarak partiler kendi bakış
açılarını düzeltmek zorundadırlar. Evrensel değerler dikkate
alınarak içe kapalı dar politikalardan kendilerini kurtarmalıdırlar. Aksi takdirde kendi kalın çizgilerin dışına çıkamayıp sürekli yeni fobiler üretmeye devam edeceklerdir. Bu hem kendileri hem de burada yaşayanlar için iyi sonuçlar vermeyecektir.

Ufuk Coşkun: Ögretmen-Sen Genel Teşkilatlanma Sekreteri

Radikal

Medya-Makale Haberleri

Abdurrahman Dilipak: Trump, DSÖ'den önce Gazze ve UCM'ye saldırdı
Acar Medya Nifak Çetesini İfşa Etti (VİDEO)
Abdurrahman Dilipak: Trump, DSÖ'den önce Gazze ve UCM'ye saldırdı
Abdurrahman Dilipak :Biyolojik bir savaşın içindeyiz
Abdurrahman Dilipak: Emekli olmanın dayanılmazlığı üzerine