Başbakan Recep Tayyib Erdoğan'ın El Cezire'de yaptığı konuşmasında "bundan böyle Gazze'ye insani yardım götürecek gemilerimize savaş gemilerimiz eşlik edecektir; gemilerimizin İsrail'in saldırılarına maruz kalmasına izin vermeyeceğiz" şeklindeki ifadeleri, kuşkusuz ki hem siyonist rejimin Gazze'ye uyguladığı deniz ablukasına karşı açıkça ve yiğitçe bir meydan okuyuş olduğu gibi, "teknik sebepler"le 2. Özgürlük filosu'na katılamayan "Mavi Marmara" için güçlü bir destek ve büyük bir fırsat anlamına geliyor.
Başbakanımızdan bu sözleri işitmiş olmanın ne denli sevindirici ve gururlandırıcı olduğunu, gerçekten kelimelerle ifade etmemiz mümkün değil. Türkiye adına siyonist rejimin küstahlık ve korsanlığına karşı böylesi bir çıkıştan öylesine gururluyuz ki, böyle bir gururu bizlere yaşattığı için başbakanımıza şükran ve minnettarlığımızı sunmak istiyoruz.
Blöf yapmayan, söylediği sözün arkasında duran bir başbakanın bu sözlerinin ardından genelde Türkiyeli Müslümanlar, özel de İHH olarak hemen kolları sıvayarak Mavi Marmara'yı yola salmamız gerekiyor.
Hemen şimdi"!
Çünkü Mavi Marmara'nın yolcuları da yükü de hazır durumda. Sadece "teknik sebepler"le gidememişti; artık aradan geçen aylar sonrasında bu "teknik sorunlar"ın da halledilmiş olacağını düşünerek, Mavi Marmara'nın hemen Gazze'ye doğru "vira bismillah" dememesi için bir neden de kalmadı.
Sayın başbakanımızın dost düşman herkesin gözleri önünde, "savaş gemilerimiz insani yardım gemilerimize eşlik edecek. Mavi Marmara gemisinde olduğu gibi bundan böyle İsrail'in saldırılarına izin vermeyeceğiz, böyle bir şey olması durumunda da gereken karşılığı görecek" dedikten sonra, artık geri durmanın, zamana yaymanın, "bir gün inşallah yola çıkarız" demenin hiçbir makul izahı olamaz.
Birilerinin ileri sürdüğü gibi, Başbakanımızın bu sözlerinin, "NATO füze kalkanının Türkiye'ye yerleştirilmesi kararıyla hükümete karşı oluşan havayı dağıtmaya yönelik bir taktik" olduğu iddialarını tez elden çürütmemiz gerekiyor...
Bizler başbakanımızın samimiyetine, yiğitliğine ve sözünün arkasında duracağına inanıyor ve güveniyoruz. Eğer Mavi Marmara gemisi yola çıkmak için demir almayacaksa o zaman Türkiyeli Müslümanlar olarak ne güvenirliliğimiz kalır ne de bir itibarımız.
Sözün taşıdığı anlam ve önem pratikte kendini gösterir. Eğer müezzin ezan okuduysa namaza gitme vaktidir; ne kılınmayacak namazın ezanı, ne de ezana uymayan müslümanı kabul etmiyoruz...
O halde, Gazze bizi bekliyor; gemilerimizi, seferlerimizi bekliyor.
Söz söylendi, şimdi eylem zamanıdır;
Dürüstlüğümüzü, azim ve irademizi, cesaret ve ahdimizi göstermek için, siyonist ablukaya, barbarca kuşatmaya karşı insani akınlarımızı başlatma zamanıdır"
Yarın yok, hemen şimdi"
velfecr