İhvan-ı Müslimin'e yakın kaynakların bildirdiğine göre sekizinci genel mürşidin Muhammed Bedi olması bekleniyor.
İhvan-ı Müslimin, radikal ve ıslahçı gibi bir ayrımı kabul etmese de uzmanlar, Bedi'nin İhvan-ı Müslimin içerisindeki radikal kanadı temsil ettiğini düşünüyor.
Bu durum Mısır rejiminden çok İsrail'i endişelendiriyor. Çünkü İhvan-ı Müslimin içerisindeki sertlik yanlısı eğilimin artması, İsrail'i dolaylı yoldan da olsa etkilemesi öngörülüyor.
İsrail'in Kahire eski büyükelçisi ve Jerusalem Araştırma Merkezi uzmanlarından Zvi Mazel, Bedi'nin genel mürşidliğe getirilmesinin, hareket içerisindeki radikal ve ıslahçı tartışmasına son noktayı koyma anlamı taşıdığını belirtti.
Mazel, İhvan içerisindeki varolan konumun korunmasının, dünyanın farklı bölgelerindeki hatta 1948 sınırlarındaki Şeyh Raid Salah liderliğindeki İslami Hareket gibi kollarını da doğrudan etkileyeceğini söyledi.
Mazel, Bedi'nin genel mürşidliğe seçilmesine ilave olarak Muhammed Habib ve Abdulmenam Ebu Fattuh gibi isimlerin irşad konseyinden çıkarılmasıyla hareket içerisindeki ıslahçıların ağır bir darbe aldıklarını belirtti.
Kurulduğu günden bugüne kadar İsrail karşıtı olan İhvna-ı Müslimin'in, genel mürşidinin de sertlik yanlısı olmasının İsrail açısından tehdit oluşturduğunu kaydeden Mazel, "Bedi, hareket içerisindeki en radikal isimlerden birisidir. Seyyid Kutup'un en önemli öğrencilerinden birisidir" dedi.
Mazel ayrıca, İhvan-ı Müslimin hareketinin Camp Daved dahil İsrail'le tüm anlaşmaların iptalini, Kahire'deki İsrail elçisinin sınır dışı edilmesini istediğini kaydetti.
Mazel, son olarak hareket içerisindeki radikallerle ıslahçılar arasındaki mücadelenin Mısır ve tüm dünyaya yansımlarının olacağına dikkat çekerek, İsrail'in İhvan'a karşı duruşunu belirlemesi için hareket içerisindeki mücadelenin sonuçlarının netleşmesi gerektiğini söyledi.
isra haber