Bunlara rahat batıyor!..
Gerçekten rahat batıyor!..
Bir yandan “barış şarkıları” söylüyorlar, bir yandan “çatışma” istiyorlar!..
Bir yandan “saz” çalıyorlar,
Bir yandan “caz” yapıyorlar!..
Gerçekten merak ediyorum;
Ne istiyor bunlar?..
Bir yandan; “Biz silah bırakma çağrısı yapıyoruz ama, karar verecek olan Kandil’dir” diyorlar, bir yandan da “muhatabın İmralı olduğunu”söylüyorlar!..
Sormak gerekmez mi;
“Sizin muhatabınız kim?”
Kandil mi, İmralı mı?
Bir karar verin artık!..
Kandil’i öne çıkarıp, “İmralı’yı gömen” siz değil misiniz?..
“Çözüm Süreci”nin başladığı 2013 yılı başlarında “PKK silah bırakacak, Türkiye’yi terk edecek” deyip de, bugüne kadar kılını kıpırdatmayan siz değil misiniz?..
Apo, “Nevruz mesajı”nda; “KCK’yı toplayıp, Nisan ayında silah bırakma kararı alın” dediği halde, bu mesaja itibar ettiniz mi?..
Ne dediniz;
“Ben bilmez, Kandil bilir!”
Madem “Kandil” bilir, o halde siz necisiniz?.. “Bostan korkuluğu” mu?..
Madem “Kandil” bilir; o halde; niye “Öcalan’a özgürlük” diye yırtınıp, ülkeyi “kaos”a ve “çatışma ortamı”na sürüklüyorsunuz?..
“Kobani” bahanesiyle 6-7-8 Ekim 2014’te “53 Kürt vatandaşımızın ölmesi”ne yol açtığınız yetmedi mi?..
O günler;
Tam da “Kurban Bayramı günleri”ydi!..
Ülkeyi ateşe verdiniz!..
Yaktınız, yıktınız, öldürdünüz!..
Görünen o ki:
Bir “bayram günü”nde, ülkeyi yine “kaos”a sürükleme, yine “yangın yeri”ne çevirme ve yine “çatışma ortamına sürükleme” çabasındasınız!..
Hele söyleyin;
Ne yapmaya çalışıyorsunuz siz?..
“Apo’yu İmralı’ya gömen” siz; “tecrite son” diye höyküren yine siz!..
Artık, iyice ortaya çıktı ki;
Rahat batıyor size!..
Siz “barış”tan yana değil, kesinlikle “çatışma”dan yanasınız!..
BUGÜN İZMİR’DE YÜRÜYECEKLER!
Bugün, yani “Bayram’ın ikinci günü”nde, “yürüyüş” adı altında yine bir“kalkışma” plânlıyorsunuz!..
Gelen haberlere göre;
Bugün İzmir’de “kitlesel yürüyüş” yapıp, “Apo’ya uygulanan tecrite son”diye bağıracakmışsınız!..
Dahasını da yapacakmışsınız!..
Diyecekmişsiniz ki;
“Öcalan’a özgürlük!”
Siz, ne ikiyüzlüymüşsünüz be!..
Siz ne yüzsüzmüşsünüz!..
“Apo’nun silahsızlanma çağrıları”nı “takmayan” ve “kulak tıkayan” siz, ama “Apo’yu tepe tepe kullanan” yine siz!..
Şunu iyi bilin ki;
“Ateşkes süreci bitti” diyerek, “Apo’ya rağmen” açıklama yapan ve böylece“Apo’yu İmralı’ya gömen” Kandil’den ve “Kandil’in kuklası HDP”den başkası değildir!..
Doğru... Öcalan; “2011 yılı”ndan bu yana “avukatları”yla, geçtiğimiz Nisan ayından bu yana da “Ailesi ve İmralı heyeti” ile görüştürülmüyor!..
Ama, neden?..
Çünkü, Apo’yu “etkisiz eleman” haline getiren Kandil ve HDP’dir!..
Hele söyleyin;
“Çağrıları iplenmeyen”, bir anlamda “etkisiz eleman” haline getirilen birÖcalan’ı, Devlet niye muhatap alsın?..
Siz onu muhatap almıyorsunuz ki,
Devlet muhatap alsın!..
Apo’nun çağrılarına uyarak; önce “silahları bırakacak”, sonra “Türkiye’yi terk edecek”siniz ki, Devlet de Öcalan’ı muhatap almaya devam etsin!..
Yoksa?!?..
Apo, İmralı’da “gam”dan değilse bile, herhalde “nem”den ölür!..
Bunun sorumlusu da;
Hem Kandil olur, hem HDP!..
BİR DE TEHDİT EDİYORLAR!
Bugün İzmir’de düzenlenecek “kitlesel yürüyüş” için, HDP İzmir İl Başkanı Cavit Uğur demiş ki;
“12 yıl boyunca çözümsüzlüğü dayatan AKP, Türkiye’yi yeniden geçmiş yıllardaki çatışmalı ortama sürükleyecek kışkırtıcı bir politika izlemeye devam etmektedir!.. Türkiye; eğer geçmiş dönemlerdeki çatışmalı ortama dönmek istemiyorsa; müzakere koşullarına bir an önce dönmeli ve Öcalan üzerindeki tecriti kaldırmalıdır!”
Sorarım size;
Bu, bir “barış dili” midir?..
Yoksa, “tehdit dili” mi?..
Adama bak; resmen ve alenen “tehdit” ediyor Türkiye’yi!..
Sen kimsin be adam?..
Sen kim oluyorsun ki;
“Dayatma”da bulunuyorsun?..
Bir defa, gözündeki “at gözlüğü”nü çıkar da, “burnunun dikine”yürümekten vazgeç!..
AK Parti, 12 yıl boyunca “çözümsüzlüğü” mü dayattı?.. “Ret, inkâr, asimilasyon politikaları”nı ayaklarının altına alıp; önce “Kardeşlik Projesi”ni, sonra da “Çözüm Süreci”ni başlatan AK Parti iktidarı değil mi?..
Bari, “nankörlük” yapma!..
Sırf “Analar ağlamasın” diyerek elini ve hatta gövdesini taşın altına koyup da, “Çözüm Süreci”ni başlatan, “Apo’yu muhatap alan” AK Parti iktidarı değil mi?..
AK Parti, sırf “Çözüm Süreci” yüzünden, 7 Haziran seçimlerinde “oy kaybı”na uğramadı mı?.. “Çözüm Süreci”nin rantını yiyen HDP ve MHPolmadı mı?..
Buna rağmen “Çözüm Süreci’nden dönüş yok” diyen bir AK Parti’yi, sen kalk; “çözümsüzlüğü dayatmak”la suçla!..
El insaf!..
“Nankör”lüğün bu kadarına da pes!..
Görünen o ki;
Bunlar, “Paralel İhanet Çetesi ile işbirliği” yaptığından bu yana, “Algı operasyonu”nu da iyi öğrenmişler!..
Şu hâle bakın;
Tam bir “illüzyon” yapıyorlar!.. “Çatışmalı ortam”a dönüp bölgedeki “iş makineleri”ni yakan, “barajlara sabotajlar” düzenleyen, son günlerde de“TIR’ları yakan” ve böylece “yatırımları bile engelleyen” kendileri ama, kalkmışlar; AK Parti’yi “çatışma ortamı istemek”le suçluyorlar!..
“Başka birisi” olsaydı;
“Oha” derdim, “çüşş” derdim ama, dua etsinler ki, “Çözüm Süreci’nin hatırı”na; “oha” da diyemiyorum, “çüşş” de!..
Ama, “insaf” diyorum!..
El insaf!..
LAFA GELDİ Mİ, BAĞLARI YOK!
Söylesinler bana;
Bu süreçte, HDP, “Kandil’in kuklası” olmaktan öte ne yaptı?..
“PKK’nın silah bırakması”nı mı sağladı, “Türkiye’yi terk etmeleri”ni mi?..
Ne yaptı HDP?..
“İş makinelerinin yakılmasını mı, barajlara sabotajlar düzenlenmesini mi, TIR’ların yakılmasını mı, minibüslerin taranmasını mı engelledi?”
Bunlar soruldu mu, diyorlar ki;
“HDP’nin, PKK ile organik bağı yok!”
Yok yaa!.. Biz de yedik!..
Madem “organik bağınız” yok, o halde “Öcalan’a tecrite son” diye niye yürüyüş yapıyorsunuz?..
Öcalan “PKK lideri” değil mi?.. Abdullah Öcalan’ı “önder” kabul eden siz değil misiniz?..
Lâfa geldi mi;
“PKK ile organik bağımız yok” diyorsunuz ama, “emanet oylar”meselesinde olduğu gibi; “Kandil’den fırça yediğinizde, kıçınızın üstüne oturan” yine siz oluyorsunuz!..
Bu mu bağımsızlık?..
Herkes biliyor ki;
Siz “emir ve talimat”ları Kandil’den alıyorsunuz... “Kandil’in kuklası, KCK’nın piyonu” olduğunuzu bilmeyen mi var?!?..
Bari, “zekâ”mızla alay etmeyin!..
NİYE SİLAH STOKLUYORSUNUZ?
7 Haziran’da, sandıkları “keleş tehditleri” ile dolduran ve “yüzlerce köyde diğer partilere sıfır oy, HDP’ye ise silme oy çıkmasını” sağlayan PKK değil mi?..
7 Haziran’da, “trafolara kedi girmedi” ama, sandıklara “keleşlerin gölgesi”girdi!.. Bunu bilmediğimizi mi sanıyorsunuz?..
“Kör” de değiliz, “salak” da!..
“Yüzlerce köyde, sandıkları, hem de firesiz olarak HDP oylarıyla doldurduğunuzu” ve hatta, birçok köyde; “HDP’ye seçmen sayısından daha fazla oy çıktığını” çok çok iyi biliyoruz!..
Ve yine çok iyi biliyoruz ki;
● PKK, şu anda “silah tüccarları”nın elindeki bütün silahları toplamakta, bir yerlere depolamaktadır!..
● PKK’nın; Lice, Hani, Kocaköy, Kulp ve Dicle ile yakın bölgelerde“yüzlerce kamp” kurduğunu, başta Diyarbakır merkez ve Fiskaya olmak üzere, “Halk Mahkemeleri”(!)nde yargıladığı ve “para cezası” kestiği insanlardan, “silah bulup, getirmesini” istediğini bilmediğimizi mi sanıyorsunuz?..
● “YDG-H’dan daha etkili, daha tehlikeli ve daha etkin olan Serhildan adlı gruplar”ın “aktif” hâle getirildiğini, hepsinin de “kamplarda eğitim”gördüğünü ve bu militanların, bir yandan da; “Kapıcı, elektrik ve su tahsilatçısı, çöpçü, taksici, tüpçü, bakkal, marangoz, tamirci” gibi, “İslâmî hassasiyet”e sahip olan kişileri, “fotoğraf”larıyla birlikte “fişlediklerini”bilmediğimizi mi sanıyorsunuz?..
Sorarım HDP’li kurmaylara;
● PKK, Diyarbakır başta olmak üzere, birçok şehirde niye “silah stokları”yapmaktadır?..
● Stoklanan “Kaleşnikof, RPG adlı roket, Biksi ve Doçka” gibi ağır silahlarla, ne yapmaya çalışmaktadır PKK?..
Ne hazırlığı bu?..
Şu anda bile;
Fiskaya’da ve Şehitlik semtinde, “ineklerin bulunduğu meydan” olarak bilinen yere, “pikap üzerine Doçka silahı” yerleştirip, bekleten PKK, “neyin hazırlığını” yapmaktadır?..
Ben bunu biliyorsam;
Herhalde “devlet” de biliyordur!..
ÇATIŞMAYI KİM İSTİYOR?
Peki;
“PKK, büyük bir çatışma hazırlığı” yaparken, HDP İzmir İl Başkanı Cavit Uğur’un, AK Parti’yi hedef alıp, “çatışmalı ortam hazırlamak” ve “kışkırtıcı politika izlemek”le suçlamasının bir kıymet-i harbiyesi olabilir mi?..
PKK “silah”ları yığacak, “Doçka”ları ve “Biksi”leri bir yerlere yerleştirecek ama; “Türkiye’yi çatışmalı ortama sürüklemekle” itham edilen AK Parti olacak, öyle mi?!?..
Bu ne “yüzsüzlük”tür,
Bu ne “çarpıtma”dır?..
Biz “kör” değiliz!..
“Salak” da değiliz!..
Bari, “zekâ”mızla alay etmeyin!..
Bir karar verin artık!..
Kimden ve neden yanasınız?..
“Silah”tan yana mı,
“Çözüm”den yana mı?..
Bugün İzmir’de;
“Apo’ya özgürlük, tecrite son” nutukları atmadan önce; “Kandil”den yana mı, “İmralı”dan yana mı olduğunuza bir karar verin!..
Unutmayın ki;
“Silahları toprağa gömmesi gereken PKK, bunu yapmayıp, Abdullah Öcalan’ı İmralı’ya gömmüştür!”
“Dürüst” olun da;
Bunu söyleyin “Kürt halkı”na!..
“Çatışma hazırlığı” yaptığınızı da!..
****************************************************************************
Getir, gelmiyor!.. Gitsin, gitmiyor!.. O halde, sandığa gidelim!
Çokça anlattım ama, yine anlatayım... Merhum Nasreddin Hoca’nın evine giren “hırsız”ın hikâyesini bilirsiniz... Hoca merhum, alt kattaki “ahır”dan tıkırtılar gelince, oğluna; “Git, bir bak” demiş... Oğlu, inmiş aşağı, bağırmış yukarıya; “Babaa, bir hırsız yakaladım!”
Hoca merhum; “tut, getir yukarı” demiş... Oğlu, “Gelmiyor!” demiş... “O halde, bırak gitsin!” demiş Hoca... Oğlu, “Gitmiyor!” deyince; Hoca,“Madem gitmiyor, sen gel” diye seslenmiş...
Oğlu cevap vermiş aşağıdan;
“Bırakmıyor!”
Bizim “Koalisyon” hikâyesi de buna benzemeye başladı... AK Parti,“anahtar parti” olarak, MHP’ye gidip, “Gel, Hükümet’i birlikte kuralım”diyor, gelmiyorlar!.. HDP’nin “başka bir niyeti, başka bir hazırlığı” olduğu içindir ki, en başta “gelmem” dedi!..
AK Parti, CHP’ye gidip, “gel” diyor, o da “şartlarım var” diyor!..
Yani, “gel”, gelmiyor,
“Kur”, kurmuyor!..
O halde ne olacak?..
Herhalde, sonunda;
“Sandık bırakmıyor” diyeceğiz!..
yeniakit