Bundan 82 yıl önce bugün, “Kur’an-ı Kerim” ilk kez Hafız Yaşar Okur tarafından İstanbul Yerebatan Camii’nde kalabalık bir cemaatin katılımıyla Türkçe okunmuştu. Gazetelerde 22 Ocak 1932 günü Türkçe Kur’an tivalet edileceği haberleri yayınlanmış ve dinlemeye gelenler saat on ikiden itibaren Yerebatan Camii’ni doldurmaya başlamıştı.
Bir saate yakın bir sürede tıklım tıklım dolan camide yer kalmayınca, çiselemeye başlayan yağmura rağmen gelenler avluda beklemeye başlamıştı. Saat bir buçukta camiye gelen Hafız Yaşar Okuyan, kalabalık içerisinden zabıta yardımıyla içeriye girebilmişti. Cemaatin arasında “İstiklal Mahkemeleri”nin meşhur hâkimlerinden Kılıç Ali ve kaldırılan “Andımız”ın yazarı Reşit Galip Bey’ler de vardı.
Hafız Yaşar Okur, “Euzü besmele” çekerek Yasin Suresi’ni Arapça olarak yarısına kadar okuduktan sonra: “Müşfik ve Rahim olan Allah’ın ismiyle” şeklinde Türkçe olarak besmele çekmiş ve Yasin Suresi’ni Rast Makamı’nda okumuştu.
82 yıl önce okunan bu ilk Türkçe Kur’an’ın bir bölümü aynen şöyleydi: “Ya Sin. Hâkim olan Kur’an hakkı için kasem ederim. Ya Muhammed! Sen tarik-i müstakime sevk eden bir resulsün. Kur’an sana Aziz ve Rahim olan Allah tarafından nazil olmuştur. Ta ki aba ve ecdadına tebligat vaki olmayanları ve gafil yaşayanları haberdar eyleyesin. İçlerinden ekserisi için hükmümüz verilmiştir, onlar iman etmeyeceklerdir. Boyunlarına lale geçirdik, çenelerini sıkıyor, başlarını doğrultamayacaklardır. Önlerinde ve ardlarında birer mânia vardır, gözlerini örtü ile örttük, hiçbir şey görmüyorlar. Sen onlara ihtaratta bulunsan da bulunmasan da etmeyeceklerdir. Sen tercihan Kur’an’a iman edenlere ve Allah’tan kalbden korkanlara tebliğ et. Onlara mağfiret ve mükâfat tebşir et. Biz emvatı diriltiyoruz, onların amalini ve asarını kaydediyoruz. Her şey aşikâr kitapta yazılıdır. Resullerin ziyaret ettikleri bir karye vakasını misal olarak zikret. Evvela iki resul gönderdik ki “yalancı” dediler, bir üçüncüsünü gönderdik, üçü de “biz resulüz” dediler. “Siz de bizim gibi insanlarsınız, Rahman size hiçbir şey inzal etmedi, siz yalancısınız” cevabını aldılar. Resuller: “Rabbimiz bizim size gönderilmiş olduğunuzu biliyor, biz size alenen tebliğ ile mükellefiz” dediler.
Bu ilk ile birlikte “İbadetin Türkçeleştirilmesi” projesi, 1932 yılının Ramazan ayında uygulamaya konmuş ve ilk provayı Dolmabahçe Sarayı’nda yaptıran Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa, Hafız Yaşar Okur’dan Türkçe Kur’an’ın değişik camilerde okutulmasında görev almak üzere bir hafızlar listesi hazırlamasını istemişti. Yerebatan Cami’nde Türkçe Yasin’i okuyan Hafız Yaşar Okur bunu: “1932’de Ramazan’ın ikinci günüydü. Atatürk ile Ankara’dan Dolmabahçe Sarayı’na geldik. Beni huzurlarına çağırdılar. “Yaşar Bey” dediler. “İstanbul’un mümtaz hafızlarının bir listesini istiyorum. Ama bunlar musikiye de aşina olmalılar.” Sözleri ile ifade etmiş ve Saadettin Kaynak, Sultan Selimli Rıza, Süleymaniye Camii Baş Müezzini Kemal, Beylerbeyli Fahri, Darü’t-talim-i Musiki azasından Büyük Zeki, Muallim Nuri ve Burhan Beyler’in yer aldığı bir liste sunmuştu.
Sonrasında ise yaşananları: “O ana kadar bunların niçin çağrılmış olduğunu ben de bilmiyordum. O gün anladım ki, tercüme ettirilmiş olan bayram tekbirlerini kendilerine meşk ettirecekti…Atatürk, Cemil Said Bey‘in Kuran tercümesini getirtti. Bizlerin tercüme konusunda tek tek fikirlerini aldıktan sonra hemen hemen sabaha kadar tartıştık. Daha sonra ayağa kalkarak ceketlerinin önünü iliklediler. Kuran-ı Kerim’i ellerine alıp Fatiha Suresi’nin Türkçe tercümesini açıp halka okuyormuş gibi ağır ağır okudular. Bu hareketleriyle bizlerin halka nasıl hitap etmemiz gerektiğini göstermek istiyorlardı. Sonra: “Sayın Hafızlar, içinde bulunduğumuz bu kutsal ay içinde camilerde okuyacağınız mukabelelerin tamamını okuduktan sonra Türkçe olarak da cemaate açıklayacaksınız. İncil’de Aramca yazılmış ama sonradan bütün dillere tercüme edilmiştir. Bir İngiliz İncilini İngilizce, bir Alman İncilini Almanca okur. Herkes okunan mukabelelerin manasını anlarsa dinine daha çok bağlanır” dediler. Sonra yanındakilere: “Gazetelere haber verin, yarın camilerde okunacak surelerin Türkçe tercümesi de okunacaktır” emrini verdiler.” Şeklinde anlatmıştı. Okunacak Türkçe Kur’an, ise Cemil Said Bey tarafından Kasimiriski’nin Fransızca “Le Coran” tercümesine dayanarak hazırlanmış ve Yerebatan Camii’nde tilavet edilen Yasin Suresi de buradan alınmıştı.
Kaynaklar:
Hafız Yaşar Okur, Atatürkle On beş Yıl, İstanbul, 1962. Akşam Gazetesi 23 Ocak 1932,