Böylelikle düşünce özgürlüğü kapsamında serdedilen görüşler hükümete yakın Vakıflar Müdürlüğü'nün talebinin reddedilmesiyle beraat etmiş oldu!
İLKAV (İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı) kapatılmadı!
Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesindeki davanın karar duruşmasına, davacı Vakıflar Genel Müdürlüğü Ankara Bölge Müdürlüğü'nün avukatı Fatma Oflaz ile davalılardan İLKAV Genel Başkanı Mehmet Pamak, Ali Bıyık ve Erdal Ardıç katıldı. Kapatma davasına ret kararı verildi. Davanın dilekçesinde, İLKAV tarafından düzenlenen bir panelde yapılan konuşmalar nedeniyle vakfın kapatılması istenmişti. Resmi ideoloji kıskacındaki eğitim sisteminin eleştirildiği panelde düşünce özgürlüğü kapsamında görüşler serdedilmesine rağmen; dönemin Adalet Bakanı M. Ali Şahin'in sorumluluğundaki Vakıflar Müdürlüğü, İLKAV'ın kapatılması talebinde bulunmuştu.
İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı için Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından kapatılma istemiyle açılan davanın son duruşması 16.07.2009 günü saat 9.40'da yapıldı. 15.06.2009 tarihli bilirkişi raporunu davalılar objektif ve hukuka uygun bularak itiraz etmezken, davacı vekili Vakıflar Genel Müdürlüğü avukatı Fatma Oflaz rapora itiraz etti. Bilirkişi raporundaki değerlendirmeleri kabul etmediklerini dile getiren Oflaz, bilirkişi raporuna karşı verdiği itiraz dilekçesinde aşağıdaki hukuk dışı iddialarda bulunarak kapatma kararı verilmesini talep etti.
Vakıflar Genel Müdürlüğü avukatı, bilirkişi raporuna yönelik itirazında yasalardaki değişikliklerin davalı lehinde olanlarının geriye yürüyebileceği ilkesinden habersiz bir kişinin söyleyebileceği şu ifadelere yer verdi: "Bilirkişi heyetince düzenlenen raporda yapılan değerlendirmeler, genellikle 27.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren Vakıflar kanunundaki hükümlere dayandırılmıştır. Oysa davamız anılan kanunun yürürlüğünden bir yıl önce 05.02.2007 tarihinde açılmıştır. Dava açıldığı tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerinin uygulanması ilkesi göz önüne alındığında 27.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren yasanın davamıza uygulanma olanağı bulunmamaktadır."
Vakıflar avukatının aynı itiraz dilekçesinde, "Diğer yandan Bilirkişi heyetinin raporlarının sonuç ve kanaat bölümünün 2 nolu bendinde yaptıkları; 'dava konusu paneldeki konuşmacıların suç teşkil etmeyen eleştiri ve öneri niteliğindeki konuşmaları"' şeklindeki değerlendirmelerine katılmak mümkün değildir. Ceza davasından yargılandıkları süreçte yapılan bir kanun değişikliği nedeniyle yargılanma olanakları usulen ortadan kalkmıştır. Bu nedenle bilirkişilerin rapordaki değerlendirmeleri hukuki dayanaktan yoksun olup şahsi yorumdan öteye gitmemektedir" denerek iki ciddi hukuk ihlali gerçekleştirilmiştir. 1. Yargılanma imkânı olmayan ve yargılanıp suçlu olduğu ispat edilmemiş bulunan kişilerin suçsuzluğu, masumiyeti karinesi yok sayılarak, yargılama olanakları ortadan kalktığı için bilirkişi raporundaki, konuşmaların suç teşkil etmeyen eleştiri ve öneri niteliğinde oldukları değerlendirmesine karşı "yargılanma imkânı olsaydı suçlu çıkabilirlerdi" gibi hukuk dışı, hukuk mantığıyla bağdaşmayan siyasi bir tutum sergilemekten çekinmemiştir. 2. İkinci olarak da, idarenin bütünlüğü ihlal edilmiş, Adalet Bakanının panelde yapılan konuşmaları hakimlere inceleterek vardığı kanaate göre, paneldeki konuşmaların, Anayasa gereği Türkiye'yi de bağlayan AİHM kararları ve uluslar arası sözleşmelerle korumaya alınmış düşünce özgürlüğü çerçevesini aşmadığı sonucuna ulaşılmış ve bu gerekçeyle dava açılmasına izin verilmemişti. İdarenin bir cüz'ü olan Vakıflar Genel Müdürlüğü avukatı ise, hukuki mesnetleriyle ortaya konan bu idari kanaat ve kararı da yok sayarak, hala mesnetsiz ve keyfi bir tutumla yapılan paneldeki konuşmalarda suç olduğu iddiasıyla, İLKAV hakkında kapatma kararı verilmesini talep edebilmiştir.
Duruşma sonunda, Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davada Hâkim Ahmet Pınar, Vakıflar Genel Müdürlüğünce İLKAV hakkında kapatma davasının, temyizi kabil olmak üzere, reddine karar verdi. Böylece, "Resmi İdeoloji Kıskacında Eğitim Sistemi ve Din Eğitimi" konulu panelin ardından medyatör Mehmet Ali Brand'ın tetikçiliğiyle Vakıflar Genel Müdürlüğünce İLKAV'a açılan haksız kapatma davası İLKAV'ın lehine karara bağlanmış oldu.
İLKAV Başkanı Mehmet Pamak yaptığı açıklamada, "ideolojik davranmayan, mevcut mevzuatı ve hukuku esas alarak objektif davranan bir mahkemede böyle medya tahrikiyle, hukuk dışı siyasi kaygı ve hesaplarla açılan bir davanın redle sonuçlanması kaçınılmazdır demiştik, öyle de oldu" dedi. Pamak, idarenin yeni bir sınavla karşı karşıya olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi; "Şimdi idare (hükümet-Vakıflar Genel Müdürlüğü) için yeni bir tutarlılık, hukukilik ve özgürlüklerden yana olup olmama sınavı başladı. Eğer, AKP ve hükümet gerçekten insan haklarından, hukuktan, adaletten ve özgürlüklerden yana iseler, bir tahrike kapılarak bugüne kadar yanlış yaparak sürdürdükleri bu hukuksuzluğu artık terk edip, hukuka aykırı bu siyasi davayı temyize götürmeden bitirmeleri gerekir. Çünkü bugün verilen hukuka uygun objektif mahkeme kararını temyiz etmenin hiçbir hukuki mesnedi bulunmamaktadır. 1. Öncelikle Vakıflar Genel Müdürlüğü, özgürlük ve hak düşmanı kartel medyasının tahrikiyle, hukuki mesnetten yoksun bir biçimde bu davayı açmıştır. 2. Diğer taraftan, yaklaşık iki buçuk yıllık dava süreci sonunda, ortaya konan belgeler, deliller, bilirkişi heyeti raporu bu davanın hukuka aykırı olduğunu, açık bir biçimde tespit etmiştir. 3. Adalet Bakanlığı da, bu davanın mesnedi olan paneldeki konuşmaların düşünce özgürlüğü sınırlarını aşmayan eleştirilerden ibaret olduğunu yerel ve uluslar arası hukuktan delillere dayandırarak ortaya koymuştur. 4. Nihayet Mahkeme de, bu davanın haksızlığına, hukuki mesnetten yoksun olduğuna hükmederek, davanın reddine karar vermiştir. Bunca ortak tespitle hukuka ve insan haklarına aykırı bulunan bu davayı hala temyiz ederek Yargıtay'a götürmek, hukuksuzlukta ve özgürlük düşmanlığında ısrar etmekten başka bir anlam taşımayacaktır."
haksöz