Sanki on dört binden fazla yavru hunharca katledilmemiş,
Sanki on binlerce çocuk annesiz babasız bırakılmamış,
Sanki otuz üç binden fazla Müslüman canavarca öldürülmemiş,
Sanki iki milyondan fazla insanın yuvaları başlarına yıkılmamış, sığınacak bir yerleri kalmamış,
Sanki yüzlerce hastane yerle bir edilmemiş,
Sanki Müslümanlar viraneye dönmüş cami yıkıntıları arasında teravih ve bayram namazı kılmamış
Sani açlık, susuzluk ve kıtlık sona ermiş
Sanki İsmail Heniye’nin yavruları bayram günü şehid edilmemiş,
Ne oldu bize de bunları ve daha sayamadığımız nice felâketi bırakıp İran-israil füzeleşmesi dolayısıyla ve ucuz beleş ve hazır yorumlara sarılıp kendilerini tatmin ediyoruz?
Ne olur sanki birazcık bekleyip ondan sonra sakin bir kafa ile konuşup yazsak olmaz mı?
Kimin işine yarıyor bu sabırsız ve düşüncesiz yorumlar?
Okuduğunuz bu gazete 7 Ekimden bu yana Gazze’den başka hiçbir şeyi gündem yapmamış, bundan sonra da yapmamaya devam edecektir.
Müslümanlar çok sağlam basmalı, asla sarsılmamalıdır. Özellikle medyanın iblisçe savurduğu kuru yapraklar olmamalıdır.
Varsın birileri bize habersizlikle, güncel olaylara duyarsızlıkla itham etsin, varsın birileri bu suskunluğumuzu şundan bundan yana olmakla itham etsin.
Unutmayınız ki bu yapay köpük eriyecek, bu suni sis dağılacak, Gazze’nin bütün çıplaklığıyla orta yerde durduğu görünecektir, işte o gün utanacak şeyler konuşmamış ve yazmamış olalım.
Bu günlerde İslam ümmeti yeni bir imtihan dalgasının içine girmiş bulunuyor. Önceki bölünmüşlüğü, parçalanmışlığı ve acizliği yetmiyormuş gibi şimdi daha büyük bir dalgaya kapılmış durumda.
Fakat biz hiçbir zaman Rabbimizden ümidimizi kesmedik, Rabbimiz elbette kurtuluşa giden yollarımızı açacaktır. Bizim şer gördüğümüz olaylar inşallah hayrımızla neticelenecektir.
Gazze’yi gündem yapmaya devam.
Selam ve dua ile.