İnce uzun bir yol

Abdurrahman Dilipak

 

Şanar’la tanışalı yıllar oldu.. Toktamış Ateş’le İstanbul Üniversitesi’nin önünde el ele tutuşmamızı da o organize etmişti..

Şanar’la tanışıklığımız Almanya günlerine kadar uzanır. Ali Yüksel AMGT genel sekreteri idi.. İlk tanıştığımız günden sonra da ilişkilerimiz kesintisiz sürdü..
Birçok projede beraber olduk.. En çok ses getiren eylemimiz “Düşünce suçu(!)na karşı girişim” oldu. Ve halen devam eden bir proje ise TkMM.. TkMM, beş yaşına basmış.. Halkın sivil bir şekilde, siyasi süreçlere katılımın sağlanmasını hedefleyen bir proje..
“Siyaset, tek başına siyasilere bırakılamayacak kadar ciddi bir iş”. Sivil toplumun etkin ve aktif katılımı (destek ve muhalefeti) olmadan siyaset siyasiler için de ağır yorucu bir külfete dönüşebilirdi.
TkMM’ler, aslında illerde siyasiler, yerel yönetimler, oda ve benzeri kuruluşlar, STK’ların, basının katılımı ile, yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası sorunların konuşulduğu bir forum özelliği taşıyordu..
Ama herkes gözünü Ankara’ya dikmiş durumda.. Herkes bir şeyler istiyor ve sadece eleştiriyor.. Bilgi sahibi olmadan kanaat sahibi bir sürü insan. Farklı ideolojik ve siyasi tercihlere sahip insanlar birbirilerinin korku ve umutlarını, düşüncelerini, beklentilerini sanki fazla da umursamıyor..
Şanar son mektubunda şöyle diyor: “Zor da olsa 5 yıldır varlığını sürdüren TkMM’lerin, siyasi ortaklarının ilgisizliği nedeniyle yavaş yavaş çürümesine göz yummamaya kararlıyız. Bu nedenle dört parti liderinden randevu istedim. Tek tek görüşerek –ve ekteki raporun ortaya çıkardığı tabloyu göstererek- onlardan bu konuda kesin bir tavır almalarını isteyeceğiz. Olumlu buluyorlarsa bunu hem kamuoyu hem de teşkilatlarıyla paylaşmalarını isteyeceğiz. Sorun şurada. Ne kadar iyi niyetli olurlarsa olsunlar, hepsinin “Acil” gündemleri hiç boşalmıyor. Bu nedenle de hep ikincil, hep fantezi bir iş olarak kalıyoruz. Tam bu noktada medyanın katalizörlüğü dengeyi değiştirebilir. “İtiraf etmeliyim, bu projenin hemen hemen tüm yükünü Şanar üstlenmiş durumda. Ben “Düşünce suçu(!)na karşı girişim”de daha aktiftim..
Şanar yorgun savaşçı, 72’sini bitirip, 73’üne girmiş. Sağlığı da çok iyi değil. Geçtiğimiz günlerde ameliyat da oldu.. Artık yavaş yavaş bu işleri daha genç kuşaklara devretmek istiyor..
Bu arada ben sürekli Müslüman olmasını söylüyorum ama, şimdilik umut yok. Ama yaşadığı sürece ben umudumu canlı tutmaya devam ediyorum..
Şanar’ın bu süreçte beraber olduğu arkadaşlarından bir ricası var.. Milletvekilleri, STK temsilcileri, yerel media aktörleri, şu günlerde bu konuyu gündemde tutar ve destek verirlerse bu çaba sürdürülebilir.. Parti genel merkezlerinin, yerel yönetimlerin destek vermesi halinde bu proje sürdürülebilir.. Şanar da bu maksatla Meclis’in açılmasından hemen sonra genel başkanların kapısını çalacak.. Bunun için yerel, bölgesel ve ulusal basın bakalım bu konuya ne ölçüde ilgi gösterecek!?.   
Bu arada TkMM’nin bir de TV’si oldu.. TBMM’nin Tv’si olur da TkMM’nin Tv’si neden olmasın!.. TkMM’nin mütevazı bir TV programı da var. Bir yıldır bazı illerdeki yerel kanallarda ve genel yayın yapan İMC TV’de her hafta yayınlanan TV programımız, baştan aşağı yenilendi. Web sitemiz de yenileniyor. Ekim başından itibaren yeni web sitemizde yeni haliyle TkMM-TV yayına girecek.
Nasıl bir program olduğunu merak ediyorsanız 6 Eylül tarihli programı şu linklerin birinden en çok 2 dakikada indirebilir ve izleyebilirsiniz. Haftalık programımızın adı da değişiyor: SÖZ MİLLETİN. YouTube TkMM TV linki: http://youtu.be/G9IlYjWauJQ WeTransfer linki: http://we.tl/KtcZ749cnc
Şanar bu süreçteki performansını ayrıca bir rapora dönüştürmüş. Bu 5 yıllık süre boyunca 939 toplantı yapılması gerekirken 772 toplantı yapılmış. Gerçekleşme oranı % 82. Sivil toplum katılımcılarının toplam sayısı 9072… Bu da % 59 oluyor. Milletvekili katılımı ise olması gerekenin çok altında.
Ne yazık ki bizde sivil bilinç ve sivil sorumluluk çok gelişmiş değil.. Sivil toplum dediğimiz şey çoğu zaman siyasetin arka bahçesi.. Ya da sürekli bir şeyler isteyen ve hep şikayet eden, muhalefet eden, kendi aralarında bir diyalog, işbirliği de olmayan bir kalabalık.. İdeolojik, politik, etnik kışkırtmalara açık bir toplum..
Kesinlikle sivil toplumun gerçekten sivilleşmesi, diyaloğa açık olması, bilim, sanat ve felsefi açıdan daha derinlikli bir duruşu olmalı.. Eğer katılımcı, çoğulcu, şeffaf, insan haklarına saygılı bir hukuk devleti olmak istiyorsak, bu şart.
Şanar, ince ve uzun bir yoldaki yolculuğunu sürdürüyor.. Yok mudur, bu yaşlı adama bu yolculuğunda bir el verecek insaf sahibi!?
Selâm ve dua ile..
Not: “Şanar ne haltlar karıştırıyor” diye merak edenler için: http://www.antenna-tr.org/sites.aspx?SiteID=33

yeniakit