Dünyanın en önemli savaş suçu hukukçuları ve adli tıp uzmanları, tarihin en şaşırtıcı işlerinden birini yapan Suriyeli askeri polisi dinlerken, can güvenliği nedeniyle ona "Caesar" kod adının verilmesine karar verdi.
"Caesar" çalışma arkadaşlarıyla, ülkesinde yaşanan iç savaşta, rejim tarafından insanlığa karşı işlenen suçları 55 bin kare fotoğrafla belgeledi. Gelecekte adından çok söz edilecek bir şahit olarak, Özel Soruşturma Komisyonu'na tanık olduğu tüm detayları anlattı. Komisyon raporunda, askeri polisin takma adından ve mesleğinden başka hiçbir bilgiye verilmedi.
"Caesar" 13 yıl boyunca Suriye ordusunda askeri polis olarak çalıştı. Görevi adi suç vakaları ve kazalarla ilgili fotoğraf çekmek ve bunları "yargıya" yollamaktı. Olay yeri inceleme ekibinin bir üyesiydi.
"Caesar" Komisyon'a, "İç savaşın çıkmasından sonra görevim olay yeri ve kaza fotoğrafı çekmekten, öldürülen tutukluların resmini çekmeye dönüştü" dedi. "Caesar" ve çalışma arkadaşları 2 yıl boyunca öldürülen tutukluların cesetlerinin fotoğrafını çekip belgeledi ve üstlerine gönderdi.
Sistematik öldürme nasıl yapılıyor?
Rapora göre, gözaltında tutulan muhalifler, bulundukları istihbarat üssü ya da askeri binalarda çeşitli işkenceyöntemleriyle öldürülüyor, sonra da bir askeri hastaneye gönderiliyor. "Caesar" yanında bir doktor ve yargı temsilcisiyle hastaneye getirilen cesetlerin dört ya da beş kare fotoğrafını çekiyor.
Gözaltında öldürülen her kişiye iki numara veriliyordu. İlk numara, öldürülecek kişinin gözaltında alınmasından öldürülmesine kadarki kısımdan sorumlu olan birimin referans numarasıydı. Bu numarayı ve dolayısıyla kişinin kimliğini sadece istihbarat birimi biliyordu. Numaraların, bazen elle kişinin bedenine ya da alnına yazıldığı da oluyordu.
Ceset bir askeri hastaneye ulaştığı zaman ölümün hastanede vuku bulduğuna dair sahte belge düzenlemek için ikinci bir numara daha düzenleniyordu. Sahte belgede, kişinin "kalp krizi" ya da "solum yetmezliği" nedeniyle öldüğü belirtiliyordu. Öldürülen kişilerin aileleri sorduğunda bu sahte belge veriliyordu. (Cesetlere verilen numaralar Özel Soruşturma Komisyonu tarafından çok önemli delil görüldüğünden, karartılmaması için üzerleri siyah bantla kapatılarak ajansımıza verilmiştir.)
"Caesar" ve çalışma arkadaşları tarafından fotoğrafları çekilen ve gerekli sahte belgeler düzenlendikten sonra cesetler, bilinmeyen bir kırsal alana gömülmeye götürülüyordu.
Caesar: "Ortam mezbahaya döndü"
Bulunduğu ortamın "mezbahaya" benzemeye başladığını söyleyen Caesar, bunu ispatlamak için cesetlerin toplu halde fotoğraflarını bile çekti. Daha fazla dayanamadı... Olup bitenlerden duyduğu derin endişe nedeniyle çektiği fotoğrafların bir kopyasını güvendiği bir kişiye vermeye başladı.
"Caesar", bu fotoğrafları daha sonra uluslararası insan hakları örgütleriyle ilişkili muhalif saflarındaki bir akrabası aracılığıyla Suriye dışına çıkardı. Eylül 2011 tarihinden itibaren fotoğraflar düzenli olarak yurt dışına çıkartıldı.
Suriyeli muhalif insan hakları savunucularının girişimleri sonucu, Londra’da "Carter-Ruck and Co." adlı bir hukuk bürosu aracılığı ile özel bir soruşturma komisyonu oluşturuldu.
Komisyon üyeleri:
Sir Desmond de Silva, İngiltere Kraliçesi’nin Danışmanı (Başkan). Sierra Leone için kurulan Özel Mahkeme’nin eski Başsavcısı. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri tarafından bizzat atandığı davada bu yetkisine dayanarak Liberya Devlet Başkanı Charles Taylor’ın tutuklanmasını sağladı.
Profesör Sir Geoffrey Nice, İngiltere Kraliçesi’nin Danışmanı. Eski Yugoslavya’da işlenen suçlar için kurulan Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanan eski Yugoslavya Devlet Başkanı Slobodan Milosevic’in duruşmasındaki başsavcı.
Profesör David M. Crane, Sierra Leone için kurulan Özel Mahkeme’nin ilk başsavcısı. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri tarafından bizzat atandı. Bu yetkisine dayanarak Liberya Devlet Başkanı Charles Taylor davasının iddianamesini hazırladı.
Dr. Stuart J. Hamilton, Birleşik Krallık İçişleri Bakanlığına bağlı adli patalog.
Profesör Susan Black, anatomi ve adli antropoloji profesörü. Sertifikalı adli antropolog.
Stephen Cole. Adli Tıp Teknik Müdürü ve adli görüntüleme uzmanı.
Özel Soruşturma Komisyonu, çalışmalarını yapmak üzere Ortadoğu’da bir ülkeye gelerek fotoğrafları incelemeye başladı. Fotoğraflardan seçilen örnekler İngiltere’de Acume Forensics (Adli Görüntüleme) merkezinde test edildi. Merkez tarafından fotoğraflara herhangi bir müdahale yapılmadığı ve gerçek olduğu garantisi verildi.
Bir süre sonra can güvenliği kalmayan "Caesar" ve ailesi gizli yollardan Suriye’den çıkartıldı. "Caesar" 12, 13 ve 18 Ocak 2014 tarihlerinde Komisyona ifade verdi ve her türlü soruyu yanıtladı. Komisyon "Caesar'ın", "sansasyonel olma" görüntüsü çizmeyen, partizan da görünmeyen, doğru ve güvenilir bir tanık olduğunu rapora not etti.
“Caesar’ın” hiçbir infaza ve işkenceye tanık olmadığını, sadece öldürülmüş kişilerin fotoğrafını çektiğini dürüstçe ve abartmadan ifade etmesi ayrıca dikkati çekti.
Sistematik öldürme şekilleri
Özel Soruşturma Komisyonu kendisine ulaştırılan fotoğrafları dikkatlice inceledi ve öldürme yöntemlerini tespit etti.
55 bin fotoğraf yaklaşık olarak 11 bin kişiye aitti. Öldürülenlerin çoğunun 20 ile 40 yaş arası erkekler olduğu görüldü.
Hepsinin gözaltındayken öldürüldüğü tespit edildi.
Birçoğu ip, tel ve bazıları araçlarda kullanılan "triger kayışı"na benzer cisimlerle boğularak öldürüldü. Bu cisimler cesetlerin boynundayken fotoğraflar çekildi. İdam etme yerine elle boğma yöntemleri kullanıldı.
Cesetlerin birçoğunda demir çubuklara benzer cisimlerle vurularak yapılabilecek işkence izlerine rastlandı. Bunların tümünün ellerinin bağlı olduğu anlaşıldı.
Cesetlerde açlık ve işkenceden dolayı renk değişimi, çürüme, doku bozuklukları görüldü. Cesetlerin yarıdan fazlasının aşırı derecede zayıf olduğu görüldü. Bu durum, açlığın bir işkence aracı olarak kullanıldığının delili olarak rapora kaydedildi. Açlıktan iskelet haline gelmiş cesetlerde ayrıca işkence izleri tespit edildi. Bazı cesetlerde elektrik verilmesinin ardından oluşan yaralar görüldü. Cesetlerin çoğu çıplak ya da asgari düzeyde giysili halde yerdeyken fotoğrafı çekildi.
Özel Soruşturma Komisyonu sonuç kararı
Özel Soruşturma Komisyonu’nun detaylı raporunun sonuç bölümünde şunlar kaydedildi:
"Soruşturma ekibi, incelemiş olduğu materyaller ışığında Suriye hükümeti istihbarat elemanları tarafından gözaltındakilere sistematik bir işkencede bulunulduğu ve bu insanları öldürdüğüne dair bir hukuk mahkemesince kabul edilebilme niteliği bulunan açık deliller bulunduğu kanaatine varmıştır.
Bu deliller, halihazırdaki Suriye rejimine karşı insanlığa karşı suç bulgularını destekleyecektir.
Bu deliller, aynı zamanda halihazırdaki Suriye rejimine karşı savaş suçları bulgularını destekleyecektir."
Uluslararası hukukçular yer aldı
Suriye ordusu tarafından gerçekleştirilen infazların "sistematik biçimde" yapıldığını kanıtlayan Özel Soruşturma Komisyonu'nda, Birleşmiş Milletler'in geçmişte bazı davalarda görev verdiği uluslararası hukukçular yer aldı.
İç savaşın başlamasının ardından gözaltı merkezlerinde işkenceyle öldürülen yaklaşık 11 bin kişinin cesetlerinin 55 bin kare fotoğrafını çeken askeri polis ile Suriye dışına kaçtıktan sonra görüşme yapan Komisyon'un başında İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth'in danışmanlarından Sir Desmond de Silva bulunuyor.
Kökenleri Sri Lanka'ya dayanan ünlü avukat, 2002'de dönemin Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan tarafından Sierra Leone'de işlenen savaş suçlarının soruşturulması için kurulan Özel Mahkeme’nin başsavcısı olarak atanmıştı.
De Silva, 2011 yılında Lahey'de savaş suçları işlemekten suçlu bulunan eski Liberya Devlet Başkanı Charles Taylor’ın tutuklanmasını da sağlamıştı.
Kraliçe II. Elizabeth'in danışmanlarından Prof. Sir Geoffrey Nice de Soruşturma Komisyonu'nda yer alan bir diğer isim.
Eski Yugoslavya'da işlenen suçlar için kurulan Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde çalışan Nice, Yugoslavya Devlet Başkanı Slobodan Miloseviç'in yargılandığı davada savcı yardımcısı olarak görev yapmıştı. Nice, Bosnalı Hırvat siyasetçi ve Hırvat Savunma Konseyi'nin komutanlarından Dario Kordiç ile "Sırp Adolf" adıyla tanınan Bosnalı Sırp Goran Jelisiç'in yargılanmasına da savcı olarak katılmıştı.
Özel Soruşturma Komisyonu'nun bir diğer üyesi ise Sierra Leone için kurulan Özel Mahkeme’nin ilk başsavcısı Prof. David M. Crane. BM Genel Sekreteri Annan tarafından Crane, Özel Mahkeme'nin başsavcısı olarak görevlendirilmişti. Daha sonra görevini De Silva'ya devreden Crane, eski Liberya Devlet Başkanı Taylor hakkındaki iddianameyi hazırlamıştı.
İnsan hakları ihlallerinin tüm dünyaya duyurulması için Impunity Watch'ı kuran Crane, 2013'te ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'ne olası bir Suriye Savaş Suçları Mahkemesi'nin kurulması ile ilgili bilgi vermişti.
Adli Tıp Uzmanları
Suriye'deki gözaltı merkezlerindeki işkence ve infazların fotoğraflarını inceleyen adli tıp uzmanları arasında ise İngiltere İçişleri Bakanlığı adli pataloglarından Dr. Stuart J. Hamilton ile Dundee Üniversitesi Anatomi ve Adli Antropoloji profesörü Susan Black yer alıyor.
İngiltere hükümetine bağlı CPS (Crown Prosecution Service) Çerçeve Anlaşması'na taraf olmak için gerekli kriterleri sağlayabilen birkaç şirketten biri olan Acume Forensics'ten adli görüntüleme uzmanı Stephen Cole da bu ekipte bulunuyor.