İngiliz Basını Müşerref'i Gözden Çıkarmış

Batılı dostlarından aferin alabilmek için öz halkını katleden Müşerref yine de yaranamadı.Ortak ağız "Müşerref gitse iyi olur" tarzında

İngiliz gazeteleri haftanın son iş gününde iki temel konuyu ayrıntılı şekilde tartışıyorlar. Bunlardan biri dünya borsalarında dün görülen değer kayıpları, diğeri Pakistan Cumhurbaşkanı Pervez Müşerref'in olağanüstü hal ilanını düşünmediği açıklaması...

 

Times'ın dış haber editörü Bronwen Maddox, ekonominin iyileştirilmesi ve Keşmir gerginliğinin azaltılmasındaki başarılarına rağmen, Müşerref'in bu açmazı kendi kendine yarattığını savunuyor.

"Müşerref sekiz yıl boyunca herkesle anlaşmalar yapıp hiç bir tarafı tam olarak tatmin edememesinin sonunda, şimdi tüm rakiplerini kendisine karşı birleştirdi." diyor.

Gazete başyazısında; Pakistan'da olağanüstü hal ilanının, siyasi ve diplomatik anlamda bir felaket olacağı görüşünü savunuyor.

Times, çözümü Müşerref'in hem cumhurbaşkanlığı hem başkomutanlık görevini sürdürme ısrarından vazgeçmesinde görüyor.

"General Müşerref'in ordudan istifa edip orta sınıflara sesini duyurması, siyasi uzlaşma ortamı araması ve takdire şayan olan diğer konulardaki sicilini öne çıkarması gerek. Sağlam bir siyasi rakibi olmadığından hala seçimi kazanabilir. "

Daily Telegraph, bu konuda dün ortaya atılan söylentileri, 'çaresizlik göstergesi' olarak yorumluyor. Gazetede yazan Ahmed Raşid, "iktidar Müşerref'in ellerinden kayıp gidiyor" yorumunu yapmış.

"Dün Müşerref ve kurmayları, olağanüstü hal ilanının eşiğinden döndü. Bir hafta önce tartışılan, yatıştırma yöntemine başvurmak, yani Benazir Butto ile ittifaktı. Önceki hafta ise Başkan Bush'tan daha fazla destek istemek... Ama artık hiç bir şey işe yaramıyor gibi görünüyor."

Gazete başyazısında, Müşerref'in artık kendisine bir vâris arama vakti geldi görüşünü savunuyor.

"Müşerref'in görevi, iktidarı yeni bir yönetime devir sürecine nezaret etmek olmalı. Ekim'de yeni bir ordu komutanı ataması gerekiyor. Aynı ay sonra genel seçime gidilecek, bunun ardından da milletvekillerinin yeni bir cumhurbaşkanı seçmesi ve generalin üniformasını çıkarıp emekli olması gerekiyor.

Ülkede istikrar için tek umut, iktidardaki koalisyonun tabanını genişleterek, yeni ordu komutanı ve sivil başbakanın uyum içinde ve Afganistan’ın işbirliği ile çalışıp; İslamcı partileri nötralize etmesi ve isyancı hareketi yenmesi olabilir. Böylesi bir ortaklığı yaratmak generale yaraşır bir miras olur... Ama önce artık bu selin önündeki yegâne bent olamayacağını anlaması gerek."

Guardian da, "Müşerref artık üniformasını çıkarıp gitmeli" diyenlerden...

Başyazısında "Pakistan ordusunun düsturu olan 'Ülke, siyasetçilerin değil generallerin yönetiminde daha iyi durumda' söylemi artık geçerli değil." yorumunu yapan gazetenin iç sayfalarında bir makale kaleme alan Pakistan kökenli yazar Tarık Ali ise sadece Müşerref'e değil orduya da görev düştüğü görüşünde.

Ali, "Pakistan halkı bu kabusun artık bitmesini istiyor" demiş:

"İster sivil ister asker olsun, Pakistan'ın her lideri, dönemsel olarak sarsılan bir volkanın üzerinde oturur. Askeri bir liderin varlığı pek çok ülkede başlı başına bir olağanüstü hal göstergesi olsa da, 30 yıldır askerlerin yönettiği Pakistan'da bu geçerli değildir. Ülkede artık oturmuş bir siyasi döngü var: Askeri yönetim, öfkeli protestolar, sivil yönetim; yolsuzluk, seçim usülsüzlükleri ve yeniden askeri yönetim. Oysa ülkenin 200 milyonluk halkı bundan iyisine layık. "

"Pakistan'da orduyu birleştiren iki unsur var. Birincisi, komuta zincirinin bütünlüğünün temini. İkincisi ise askeri konularda siyasetçilerin hakimiyetini ya da nüfuzunu kabul etmemek. Zira, Pakistan ordusunda pek çok orduda olduğu gibi, demokrasiden kaçınma vardır. Kendi saflarında hesap vermeye alışık olmadıklarından bunu toplumun genelinde de kabul etmekte zorlanırlar.

"Pakistan'da ordu, seçilmiş bir hükümeti etkilemeye çalışan bir lobi olmaktan uzun süre önce vazgeçti; dediğini yapmayan her hükümeti değiştirmeye yönelik daimi bir komplo halini aldı.

"Pakistan'daki her askeri akademinin duvarlarını üç popüler ismin resimleri süsler: Napolyon, De Gaulle ve Kemal Atatürk... İlki hala geçerli olan bir hukuk çerçevesi oluşturdu, ikincisi Fransa'yı NATO'dan çıkarıp Amerikan emperyalizmine karşı durdu, sonuncusu din ve devleti ayırdı... Maalesef Pakistan’ın üniformalı despotları üç konuda da sınıfta kaldı."

Medya-Makale Haberleri

Abdurrahman Dilipak: Trump, DSÖ'den önce Gazze ve UCM'ye saldırdı
Acar Medya Nifak Çetesini İfşa Etti (VİDEO)
Abdurrahman Dilipak: Trump, DSÖ'den önce Gazze ve UCM'ye saldırdı
Abdurrahman Dilipak :Biyolojik bir savaşın içindeyiz
Abdurrahman Dilipak: Emekli olmanın dayanılmazlığı üzerine