Guardian, Devrim Muhafızları'nın seçkin birimi El Kudüs Gücü'ne yönelik kararla, Washington yönetiminin ilk kez bir devletin silahlı kuvvetlerine bağlı bir birimi terör örgütleri listesine kattığını vurguluyor.
Yaptırımlar, üçü banka olan 20 özel ve tüzel kişiyle iş yapılmasına da yasak getiriyor. Gazete "Bu karar Amerikalı olmayan ancak iki ülkede ayrı ayrı faaliyet gösteren şirketleri etkileyecektir." diye yazıyor.
Financial Times, Devrim Muhafızları'nın bütünüyle bir askeri birim olarak görülmemesi gerektiğine dikkat çekiyor.
"Faaliyetlerin yüzde 30'u ekonomiyle ilgili. Tahminen yılda 2 milyar dolarlık bir gelir sağlıyorlar."
Independent'ın manşeti: 'Amerika İran'ı 1979 rehine krizinden bu yana en sert yaptırımlarla vurdu'
Gazete, Rusya lideri Vladimir Putin'in son yaptırımları 'eline jilet almış bir çılgının işi' olarak nitelediğini ve sorduğunu aktarıyor: "Yaptırım tehditleri ile durumu daha kötüye götürüp bir çıkmaza sokmak neden?"
Gazeteler son kararın Birleşmiş Milletler'in İran'a yeni yaptırımlar getirilmesi yönünde ilerleme sağlayamadığı bir dönemde alındığına dikkat çekiyor.
"Bush İran karşısında vidaları sıkıyor" yorumunu yapan Times'ın köşe yazarlarından Gerard Baker, askeri müdahale ihtimalinin ufukta olduğuna dikkat çekiyor yazısında:
"Bush'un geçtiğimiz günlerde Kongre'den istediği 190 milyar dolarlık savaş finansmanı talebinin derinliklerinde pek dikkat çekmeyen ufak bir kalem vardı: Savunma bakanlığı hayalet bombardıman uçakları B2'lerin modernize edilmesi için 88 milyon dolar istiyordu. Böylece derin beton sığınakları delebilecek yaklaşık 13,5 tonluk bombalar taşıyabilecek duruma geleceklerdi.
"Talebi açıklarken yönetim 'sahadaki komutanların acil ihtiyaçlarına yanıt vermek üzere' diyor... Acaba bu hangi acil ihtiyaç? Amerika Afganistan’da Usame Bin Ladin'in gizlendiği mağaraları düşünüyor olamaz, çünkü orası için radarda tespit edilemeyen hayalet uçaklara ihtiyacı yok. Hem Afganistan hem de Irak'ta semalar zaten onlara ait. O zaman bu ikisinin arasında acil ilgi gerektirecek neresi var dersiniz?"
Baker, Washington’da son haftalarda İran konusundaki tartışmaların yeni bir kavşağa girdiğini savunurken; "İran'a karşı harekete geçmemenin bedeli geçmekten daha büyük olabilir" diye de ekliyor...
Financial Times'ta yazan Philip Stephens ise bu görüşe katılmıyor. Ona göre, "Bush İran konusunda feci bir hesap hatasına doğru gidiyor"
"Diplomasi kanalları henüz tüketilmedi. Amerika'nın nükleer konularda müzakereleri Avrupa üçlüsüne bırakma tavrı, hakiki görüşmelerin başlamamasına yol açtı. Ancak Amerika henüz en önemli kartını oynamadı: Bu da Kuzey Kore'ye sunulan ve kabul gören, stratejik ilişkilerin yeniden düzenlenmesine yönelik bir öneridir. Bu pazarlık denenmeden Tahran'ın nükleer planlarından vazgeçip geçmeyeceği tam olarak bilinemeyecek."
bbc