Avrupa Adalet Divanı, İngiltere'ye iltica başvurusunda bulunan ve bu ülkede bulundukları süre içinde iş yeri sahibi olan iki Türkiye vatandaşı Mehmet Darı ve Veli Tüm'ün ''Ankara Anlaşması Gereği Oturma'' talebini haklı buldu.
Uzun zamandır görüşülmekte olan davayla ilgili karar bu sabah Tüm ve Darı'nın İngiltere'deki avukatlarına bildirildi. Adalet Divanı iki Türkiye vatandaşının haklarındaki dosyaları birleştirerek görüşmüş ve kararı da her iki dosya için almıştı.
Avrupa Adalet Divanı'nın İngiltere açısından ''bağlayıcılığı'' bulunan kararına göre, İngiltere İçişleri Bakanlığı bundan sonra ülkeye kaçak yollardan girmiş veya daha önce iltica başvurusunda bulunmuş Türkiye vatandaşlarının bireysel girişimci olarak çalışma ve oturma izni başvurularını değerlendirmeye almak zorunda kalacak.
Dava sonucu, Mehmet Darı'nın davasını üstelenen Kuddüs Avukatlık Bürosu avukatlarının düzenlediği basın toplantısıyla duyuruldu.
Türkiye'nin Londra büyükelçiliği Çalışma Ateşesi Ayşegül Yeşildağlar'ın da katıldığı basın toplantısında kararın önemi bütün konuşmacılar tarafından vurgulandı. Toplantıda söz alan Çalışma Ateşesi Ayşegül Yeşildağlar, Ankara Anlaşması hükümlerinin 1963 yılında imzalandığını, söz konusu hükümlerin uygulamasını düzenleyen Katma Protokole ise 1973 yılında taraflarca imza konulduğunu hatırlatırken, söz konusu anlaşmanın imzalandığı tarihte hangi hükümler geçerliyse Türkiye vatandaşlarının oturma izni başvurularının bu hükümler çerçevesinde değerlendirilmesi zorunluluğunun bulunduğunu hatırlattı.
Bu hükümlerin ağırlaştırılamayacağına işaret eden Yeşildağlar, Ankara Anlaşması çerçevesinde ilk davanın Abdülnasır Savaş davası olduğunu, 2000 yılında Adalet Divanı'nın Savaş'ın lehine karar aldığını bildirdi. Ancak Savaş'ın İngiltere'ye yasal yollardan girmiş sayıldığını, Tüm ve Darı'nın ise yasa dışı giriş yapmış kabul edilip, başvurularının bu temelde reddedilmesine çalışıldığını anlatan Yeşildağlar, yerel mahkemede kazanan Darı ve Tüm'ün davasının İçişleri Bakanlığı tarafından Lordlar Kamarası nezdinde temyiz edildiğine dikkat çekti.
Lordlar Kamarası'nın ise konuyu ''görüş istemek üzere'' Avrupa Adalet Divanı'na götürdüğüne işaret eden Yeşildağlar, Adalet Divanı başsavcısının olumsuz görüşüne rağmen Divan'ın Türkiye vatandaşları lehine az görülen bir örnek oluşturacak şekilde lehte karar aldığını söyledi. Yeşildağlar, ''Bu önemli karar Türkiye vatandaşları için bu ülkeye gelişleri ve yerleşme koşulları arasındaki bağlantıyı kopardı.
Oysa İngiliz hukuku bu ilişkiyi kurmaya çalışıyordu ama karar Türkiye vatandaşlarının yerleşme hakkına daha sonra ağırlaştırma getirilemeyeceğine hükmetti'' dedi.
Darı'nın avukatları Kuddüs Ali, Hakan CamuzMuhammed Aldülkudüs ve Besharat Ali de yaptıkları açıklamada alınan sonucun önemine dikkat çekerken, kararın binlerce Türkiye vatandaşının beklemede tutulan ya da olumsuz gitmekte olan dava sürecinde önemli bir gelişmeye yol açacağına dikkat çekti.
Darı'nın avukatları, Darı'nın 5 yıl önce kendilerine geldiğini, durumunun bir ''çıkmazı andırdığını'' ancak başvuruyu yapıp, 4 yıl süren süreçte birlikte mücadele verdiklerini ve sonuca ulaştıklarını bildirdi.
Bunda Darı'nın kararlı tutumunun da etkisi bulunduğunu belirten Kuddüs Avukatlık Bürosu avukatları, ilk günden itibaren güçlü verilerle hareket ettiklerini, siyasi bazı mülahazalara rağmen davanın üzerine gittiklerini belirten avukatlar, ''1963 yılında imzalanan anlaşma Türkiye vatandaşlarının haklarını açıkça ortaya koyarken, bundan U dönüşü yapılamazdı'' dedi.
Avukatlar sorular üzerine Türkiye'den herhangi bir girişimcinin de iyi bir iş planıyla, sermayesinin varlığını ve bu sermayenin kaynağını düzgün biçimde kanıtlayarak İngiltere'de yatırım yapmaya ve aynı haklardan yararlanmaya kalkışabileceğini, bundan sonuç almanın da hazırlanacak başvuruya gösterilecek özene ve başvurunun ciddiyetine bağlı olduğunu belirtti.
Avukatlar halen Ankara Anlaşması'nın askıda bulunduğunu, bu askı halinin kalkmasından sonra artık böyle bir kapının açılmış olduğuna dikkat çekti. Avukatlar bu tür başvurularda kullanılacak hukuk firmaları ve danışmanlık şirketlerinin iyi seçilmesi gereğine de dikkat çekerek Türkiye vatandaşlarını seçtikleri firmayla işe başlamadan önce mutlaka firma hakkında soruşturma yapmaları ve yapılan her işi için fatura almaları yolunda da uyardı.