ABDULBARI ATWAN / Genel yayın yönetmeni
Herkesin ülkelerindeki insan haklarına yönelik ihlallerini ve ayıplarını ibraz ederek yanlışlarını ortaya koydu, ama çevrenin tahrip edilmesine desteğinden başlayarak Ebu Gureyp hapishanesindeki işkencelere kadar bütün insanlığa karşı işlediği kendi suçlarını unuttu.
Başkan Bush, baskıcı diktatörlerden ve onların kendi halklarına karşı işledikleri suçlardan dem vurdu, özel olarak Burma, Küba ve Kuzey Kore üzerinde yoğunlaştı, dünyadaki ve özellikle de Ortadoğu’daki müttefiklerinin çoğunluğunun yeryüzündeki en azılı ve en kanlı diktatör rejimler olduğunu görmezlikten geldi.
DÜNYA, GUANTANAMO VE EBU GUREYB’İ UNUTAMAZ
200’den fazla ülkeden liderler ve delegelerle temsil edilen dünya, altı yıl önce ABD’nin Küba’da kurduğu, işkenceye maruz kalan ve hiçbir mahkemeye çıkarılmayan yüzlerce insanın tutulduğu Guantanamo kampını unutamaz.
Dünya, Iraklı tutukluların çıplak halde üst üste yığılmış, yırtıcı polis köpekleriyle karşılaşmış veya elektrik akımı verilmiş haldeki cezaevi görüntülerini unutamaz. Ses ve görüntü olarak belgelenmiş bu manzaraları ABD yönetimi itiraf etti ve küçük rütbeli bazı yetkililerini mahkemelere çıkardı.
BUSH İNSAN HAKLARINDAN BAHSEDECEK EN SON İSİM
Belki de Irak’a yönelik ahlaksız ve yasal olmayan savaş, insan hakları ihlal türlerinin en çirkinidir. Zira bu savaş, şu ana kadar en az 1 milyon 200 bin Iraklının ölümüne, yarısı Ürdün, Suriye ve bazı komşu ülkelerde 5 milyonunun sürülmesine yol açtı. Demokrasi ve değerlerinden konuşacak en son kişi başkan Bush’tur. Çünkü onun bu husustaki sicili simsiyahtır. Seçim sonuçlarını kabul etmeyi reddederek ve sırf Hamas hareketini seçtiği, yolsuzluğa ve son parlamento seçimlerindeki temsilcilerine karşı oy kullandığı için Filistin halkına toplu yaptırımlar dayatarak yeni Filistin demokrasisine yönelik en büyük kürtaj operasyonunu yapan kendisiydi.
İSRAİL’DEKİ İHLALLERE NE DEMELİ?
Burma, Kuzey Kore ve Küba’da insan haklarına yönelik üzücü ve acı verici ihlaller var. Hiç kimse bunu tartışmıyor zaten. Fakat İsrail’de de insan hakları ihlalleri var.
Filistin halkı tarihteki en çirkin aşağılama operasyonlarına maruz kalıyor. İşgal saflarındaki 11 bin Filistinli tutukluya ilaveten Batı Yaka’daki Filistinliler köyleri ve şehirleriyle bağlarını kesen 200’den fazla kontrol noktasıyla mücadele ediyor. Günlük psikolojik işkence türlerinin en çirkinlerine maruz bırakılıyorlar. Bu bağlamda Gazze şeridindeki şartları göz ardı edilemez. Şöyle ki 1,5 milyon evladı bütün sınır koridorlarının kapatılması sonrası cezaevi mahkumu oluverdi. Bütün mali ve tıbbi yardımlar durdu ve evlatlarına yönelik İsrail suikastları sürüyor.
ABD MÜTTEFİKLERİ DİLEDİKLERİNİ YAPIYOR
Bize model ve örnek sunması şartıyla başkan Bush’un demokrasi ve insan haklarından bahsetmesini olumlu karşılarız. Bu husustaki konuşması korkunç çifte standartlılığı ve utanç verici seçiciliği somutlaştırmamalı. Zira eleştiriden muaf olan ABD müttefiklerinin, diledikleri insan hakları ihlallerinde bulunmaları, baskı ve diktatörlüğün her türünü uygulamaları hakları! Muhalifler ise lanet edilmeyi hak eden ve değiştirilecekler listesinin başına konulmaları gereken şeytanlar.
Başkan Bush’un AIDS ve başka öldürücü hastalıklardan bahsetmesi güzel, ancak Irak savaşına harcadığı parayı yani 500 milyar doları bu konular için harcasaydı dünyanın halinin böyle olup olmayacağını kendisine sormamız hakkımız değil mi? Ki bu savaş geride daha fazla ölüm, yıkım ve masumların yurtlarından olması dışında bir şey bırakmadı.
Londra’da yayımlanan El Kuds El Arabi gazetesi, 27 Eylül 2007, Arapçadan çeviri: Halil Çelik / Vakit