İnsanlık öldü mü?

Abdurrahman Dilipak

Okyanusların temizliği için çalıştığını söyleyen bir vakıf; okyanusları kirleten eko-sistemi mahveden katliamın sorumluları, kurdukları vakıf üzerinden; gemi, kaptan ve endüstriyi aklayan sertifikalar veriyorlar. Yani korkaklara cesaret, hainlere kahramanlık, insanlık düşmanlarına insanlık onur belgeleri veriyorlar; fahişelere, iffet belgesi verir gibi.

Kızılderilileri katledip, kara derilileri köleleştirenler, 1960’lara kadar kara derilileri, Kızılderilileri, Tasmanyalıları “insanlaşma aşamasını tamamlamamış maymunlar” diye teşhir edenlerin, bir yandan da insan haklarından, hukuktan, adaletten, barıştan söz etmeleri gibi.

Magna Carta gibi, kıralla derebeyleri arasında ahaliyi nasıl vergiye bağlayıp yönetecekleri konusunda yaptıkları sözleşmeyi, insan hakları belgesi diye yutturmaları gibi. Tanrının yeryüzündeki temsilcisi Papa / Kilise ile derebeyleri arasında sömürü mirasını paylaşmak için yaptıkları sözleşmeyi de ulus devletin doğuş belgesi olarak sunmadılar mı!

Eee, şimdi de NATO, Vestfalya’da Tanrı ile sözleşmeden sonra Tanrıyı modelleyerek, Rab İsa(!)nın dönüşünde, yeni bir Nuh tufanını sonrası Nuh’un gemisiyle hayata tutunanları modelleyerek, uzay gemilerine alacakları insanları uzaya taşıma senaryolarının yapıldığı bir zamanda, 2030 senaryosunu düşünürken, GreatReset, CoVID, 5G, Starlink, Neuralink’i unutmamak gerek.

NATO’ya üye ülkelerin devlet ve hükümet başkanları maskeli, temassız şovları bana 23 Nisan çocuklarını hatırlattı. Yapay zekanın komutu ile hepsi birden maskesini çıkarıyor ve gerisin geriye dönüyorlar. Ortak bir ütopyaları yok. Ama yapay zeka, onlara, artırılmış, genişletilmiş, derinletilmiş, sanal gerçeklikle zenginleştirilmiş 10 yıllık bir ütopya yüklüyor. NATO’nun ön gördüğü tehlike tüm insanlık, tarih/geçmiş, eski normal dönem. NATO’nun yeni strateji belgesine en büyük tehdid olarak “iklim değişikliği, doğal afetler ve salgınlar” gösteriliyor. Derin NATO bu tehlikelerle ilgili olarak insanı suçluyor ve çözüm için TransHumanizm’i teklif ediyor ve bunun için birlikte hareket etmenin zorunlu olduğu mesajını veriyor. Aslında bütün bu olumsuzlukları örgütleyen düzeni kuran ve dayatanların kendileri olduğu gerçeğini görmezden geliyor.

Macron’a göre NATO’nun “beyin ölümü gerçekleşti”. Şimdi onu yeni bir “Hayat öpücüğü ile hayata döndürmek gerek”. Bunun için NATO’nun yeniden yapılandırılması gerekiyor. “Düne dair ne varsa dünde kaldığına gör şimdi yeni hayaller kurma zamanıdır”. Çünkü artık “Eski hal muhal, ya yeni hal ya izmihlal”. Bunun için “NATO içinde birlik ve dayanışma ruhunun güçlendirilmesi”, eşgüdüm / koordinasyon / Senkranizasyon / Oryantasyon’un artırılması, bu yönde, askeri eşgüdüm yanında, ekonomik, sosyal ve politik eşgüdümün güçlendirilmesi gerekiyor. Gelecekte sözkonusu olabilecek siber, biyolojik, ekolojik tehlike ve tehditlere karşı hazırlıklı olmak gerekecek.

Evet bir yandan dünden devreden sorunlar büyümeye devam ediyor, öte yandan yeni eklenen tehditler gündemde. ABD, AB, İngiltere, Rusya, Çin, konvansiyonel silahlar ve ultramodern silahlar. StarLinkler, Humanoidler, Laser silahları, RF bombaları, Siber savaş ve savaşçılar hepsini bir arada düşündüğümüzde dünya giderek daha tehlikeli bir hal alıyor. Bütün bu silahlara artık çok daha kolay erişilebiliyor. Kimyasal, biyolojik siber kitle imha silahlarını maliyetleri de giderek düşüyor ve üretimi de basitleştiriliyor. CoVID sürecinde devlet dışı aktörlerin nasıl devletlerden daha güçlü olabildiğini gördük. Mafya ve terör örgütleri yeni duruma adapte olmakta hiç zorlanmıyorlar. Şimdi yeni hibrit saldırı yöntemleri, iklim değişikliği, doğal afetler ve salgınları sıçrama tahtası gibi kullanabiliyor ve kendini gizleyebiliyor.

19.YY sonunda, savaş yıllarında, kapitalizm, komünizmin, faşizmin gölgesinde şekillenen kavramlar, kurumlar, teknoloji, ideolojik, ekonomi ve siyasal sistemlerle 21.YY’a anlamak, açıklamak, yönetmek, dönüştürmek mümkün değil. BM de, AB de NATO da değişecek ya da yerine yeni örgütler kurulacak. O düne dair ideolojilerin bugün artık karşılığı yok. TransHumanizm’den söz ediyoruz; hangi demokrasi, hangi laiklik!!.

Aslında öyle “bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu!” İnsanlık da, insanlar da öldürülmeye çalışılıyor. “Gitsin ölümsüz gerçek, gelsin ölümlü yalan” isteniyor ve bu “Yeryüzünde bir cennet ve ebedi bir hayat” sloganı ile pazarlanıyor.

“Z kuşağı” diye bir kuşaktan söz ediyorlar. Yani tarihin sonunu görecek olan ve geleceği olmayan ebter bir kuşak. Yeni normal dönemin, GreatReset sonrası için bugünden zamane tanrılarına kurban edilecek olan bir kuşak. Yani biyolojik insan neslinin son örnekleri. Onların bedenleri, akılları, cinsiyetleri programlanabilir birer biyonik robot olacaklar ya da..

Tarih boyunca insanlığa karşı en büyük suç, en büyük komplolardan biri olarak GreatReset komplosunda bize CoVID üzerinden ölümü gösterip hastalığa razı etmeyi bırakın, ölümsüz olacaksınız diye ölümü pazarlıyorlar ve insanlar bir yalan uğruna Pedofilik Satanistlerin gösterdiği yönde kuyruk oluşturuyorlar.

Biraz önce söz ettim bunlar daha önce dünyada yaşayan dört ırktan birini öldürüp, birini köleleştirip, birini sömürmediler mi? Geriye kaldı beyaz adam. Onların dörtte biri de, Avrupalı beyazlar bu serveti, sömürü mirasını aralarında paylaşamadıkları için kendi aralarında 100 yıl savaşmadılar mı? Vestfalya Antlaşması dedikleri, yeni dünya düzeni, ulus devlet diye insanlığa yutturdukları, kilise ile derebeyleri arasında sömürü mirasını paylaşma anlaşması değil mi idi bu. Laiklik de böyle doğmadı mı? Fransız devrimi sonrası bu kez de ulus devletler, laikleşme sürecinde kendi aralarında savaşmadılar mı. Beyazların dörtte biri de öyle gitti. 1. Dünya savaşı, ardından 2. Dünya savaşı, ardından soğuk savaş. Soğuk savaş bitti derken, bugün Yeni dünya düzeni için yeniden hortlatılan vekalet savaşları ve restleşmeler.

Bütün bunları yapan bu “Medeniyet denilen maskara mahluk, tek dişi kalmış canavarın, GreatReset ve CoVID üzerinden aynı şeyi yapmayacağını mı düşünüyorsunuz. O zaman bekleyin, tarih tekerrür edecek. Çünkü tarihin öyle bir huyu vardır, ibret alınmazsa tekerrür eder. Devam edin, maske, mesafe, musluk, PCR, aşı olun, sırada yerli ve millisi var. Selâm ve dua ile.