Akit TV’de bölgemizdeki askeri hareketliliği, Musul ve Haleb’deki askeri operasyon eğer bölge halkının arzusu istikametinde çözülmeyecek olursa gelecek günler geçen günleri aratabilir.. Birileri adeta yangına körükle gidiyor..
Akit TV’de bu hafta, yine güney sınırımızı, Ankara anlaşması çerçevesinde garantörü olduğumuz Irak’ı konuşuyoruz.. Irak bölünmeye mi gidiyor?DAEŞ ne olacak. Musul ve Halep’ten sonra sırada Rakka mı var?
Herkes Musul’un ve Irak Kürdistan’ının geleceği, Şii milisler ve Sünni Arapların bundan sonraki rotalarının ne olacağını merak ediyor. Mukteda el Sadr Şiileri Bağdat’ta Türkiye elçiliğinin önünde gösteri yapmaya çağırıyor...
Türkiye ne yapmak istiyor? Dünyanın cevabını en çok merak ettiği soru bu. Aslında bu sorunun cevabı çok açık ve net. Yeni bir katliam, yurdundan göç etmek zorunda kalan insanlar, burnumuzun dibinde mezhebi ve etnik bir terör istemiyoruz. Bölge dışı ülkelerin bölgeye yerleşme ve bunun için toplumun farklı kesimlerini birbirine düşürme planlarına karşı çıkıyoruz..
Ankara’nın yakından takip ettiği bir başka konu Kerkük! Tabi Musul’la birlikte bölgedeki Kürt yönetimi de bizim yakın ve sıcak takibimizde.
Türkiye’nin bir diğer hassasiyeti kendi sınır güvenliği ve terörle ilgili. DAEŞgibi PKK ve PYD de, hem Irak’ta, hem de Suriye’de Türkiye’nin yakın takibinde.. Türkiye kendi sınır bölgesinde bir Kürt ve Şii koridoru, terör üssü istemiyor.. Bu konuda Ankara anlaşması çerçevesinde Türkiye, Irak’ın garantörü ve Suriye’deki Türkmenlerle ilgili vesayet hakkı bulunuyor.
Türkiye’deki genel ve yaygın bir endişe DAEŞ giderken Şii Haşdi Şağbi’ye Musul’da alan açılma endişesi. Bu arada İran ne yapmak istiyor? Bu da bir muamma. İran ve batı ülkeleri Türkiye’den neden rahatsız. Bölge halkı,Türkiye’nin politikası hakkında olumlu düşünüyor. “Ninova Muhafızları” ya da “Savaşçıları” Türkiye tarafından bölge halkı ile birlikte oluşturduğu öz savunma örgütleri. 4000 kişi bu çatı altında Türkiye tarafından eğitildi. Bu çatı altında eğitilip donatılan 3000 kişilik bir birlik Musul’daki bu operasyona katılıyor. Türkiye’nin eğit-donat çerçevesinde destek verdiğiSuriye’deki “Sultan Murat Tümeni” de aynı şekilde. Sultan Murat TümeniEl Bab’dan sonra şimdi Rakka için hazırlık yapıyor.
Ankara’nın tavrı çok açık ve net. Biz bölgedeyiz ve masada da olacağız.
Şu sorunun cevabı önemli: Yıllardır çözülemeyen sorunlar nasıl oldu daTürkiye’nin devreye girmesi ile aylar içinde çözüm yoluna giriverdi. Yoksa “çözüm için” geldiklerini söyleyenler “çözümsüzlüğün adresi” mi idi? Asıl soru bu, sorun burada gizli.
Bu süreçte bakmak gerek Rusya, İngiltere ve Fransa nerede duruyor?. BM, AB, NATO ülkeleri, Arap Birliği, Afrika Birliği, İslam İşbirliği Konferansı ne yapıyor? Suudi Arabistan ve körfez ülkeleri ne düşünüyor. Bu sürecinYemen, Mısır ve Libya’ya yansımaları ne olacak?
Yaklaşık 1.5 milyon nüfusa sahip Musul’un DEAŞ’ın elinden alınması için 30 bin askeri güçle sürdürülen harekâtta, 5-10.000 arasındaki teröristin kentten temizlenmesi hedefleniyor. Harekâta ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri, hem karadan hem de havadan destek veriyor.
Irak’a adalet(!) getirmek için gelmişti ABD değil mi? Irak’a girme kararını veren Bush 16 Ekim 2002 tarihinde kararı imzaladı. Bahane hazırdı. 11 Eylül 2001’de ABD’de ikiz kulelere bir saldırı olmuştu. Bu olay bahane edilerek yapılan operasyonda bugüne kadar 1 milyonun üzerinde Iraklı katledildi. Ve hâlâ katletmeye devam ediyor. İki gökdelenin karşılığında bütün bir ülke yerle bir edildi. O zaman İngiltere’nin üretip Irak’a gönderdiği cehennem topu, Irak’ın sahip olduğu kimyasal silahlar yanında bu terör saldırısının arkasında Irak’ın olduğu iddia edildi. Hatta bir çok Müslüman ülke potansiyel tehdit olarak gösterildi..
ABD şimdi, o saldırıdan Suudi vatandaşı birlerini suçluyor ve buna karşılık, Suudi Arabistan’ın ABD bankalarındaki yüz milyarlarca dolarını bloke edebiliyor.
Madem Irak halkı suçsuzdu, o operasyonun tazminatı olarak ABD bu zararı nasıl karşılayacak.. Orada 3.000’e yakın insan öldü. Irak’ta 1 milyondan fazla insan öldü. Guantanamo ve Ebu Gureyb’de bir çok insan, insanlık dışı işkencelere maruz bırakıldı..
Dünyaya demokrasi, insan hakları, özgürlük ve refah vadeden bir ülke başkasına bunu nasıl yapabilir? Evet, Irak’ta yeniden canlı yayında devletlerin bir örgüte karşı savaşına tanık oluyoruz.. Birileri bu süreçte Türkiye’yi dışarıda bırakmak istese de, Türkiye, doğrudan ve dolaylı olarak hem operasyonlarda olacak, hem de sonrası için masada olacak. Cumhurbaşkanımız bunu dün açık ve net bir şekilde bir defa daha ifade etti.
Bu arada; BM, “Musul operasyonu, 100 bin Iraklının Türkiye ve Suriye’ye kaçmasına neden olabilir” uyarısı yaptı. Bir yandan da böyle bir göç dalgası için Türkiye hazırlık yapıyor.
Sahi, bölgeden kaçan insanlar, kaçmak için bölgede neden mecbur kalmadıkça başka bir ülkeyi tercih etmiyorlar hiç düşündünüz mü? Başka ülkelerdekiler hangi şartlarda barınıyorlar.. Neden İran bu konuda isteksiz? İşte Türkiye’nin bölgeye bakışından kaynaklanan fark burada gizli.. Türkiye bölgeye fiilen girdi ve yıllardır çözülemeyen sorunlar çözülmeye başladı.
Bakın, Halk Bankası operasyonu, MİT TIR’ları meselesi işte bunun için tezgâhlanmıştı. Uluslararası koalisyon sorunun çözümü için değil, çözümsüzlük için buradaydı. Musul, hemen burunlarının dibindeki Amerikan üssüne rağmen işgal edildi. İran ve PKK bu puslu havayı kendi sinsi emelleri için siyasi bir randa dönüştürmek istiyor. ABD, İngiltere ve Fransa bu vesile ile bölgeye yerleşmek istiyor. Rusya “hani bana hani bana” diyor, Tartus’u kalıcı kılmak, büyütmek istiyor. İsrail, herkesi bölgeye davet edip, Müslümanları birbirine düşürmek istiyor ki, kendi geleceğini garantiye alsın.. İşte bu sinsi planlara karşı “dünya 5’ten büyüktür” demeye devam. Görelim Mevla’m neyler. Onların bir hesabı varsa Allah’ın da bir hükmü var!
Koyun can derdinde kasap et derdinde.. Terör, darbe ve savaşlar aslında bir yağma ve sömürü, istila operasyonun aracıdır. Oyuna dikkat. Selam ve dua ile..
yeniakit