Irak'ta yeni petrol yasası

Irak'ta istikrarın sağlanması ve yeniden inşa çabalarının ele alınacağı iki konferansın Mısır'da başlamasının hemen öncesinde parlamentoya gönderilen tasarı, petrol gelirlerinin Irak'ın farklı etnik ve dini grupları arasında eşit şekilde paylaştırılmasını öngörüyor.

ABD yönetimi, tasarının yasalaşması için Irak hükümetine baskı yapmaktaydı.

Irak, dünyanın üçüncü büyük petrol rezervlerine sahip. Ülkedeki güvenliğin iyileşmesi halinde, uluslararası petrol şirketleri Irak'a yeniden yatırım yapmak için hazır bekliyor.

Fakat, Irak'taki farklı etnik ve dini gruplar petrol gelirlerinin nasıl paylaşılacağı konusunda bir fikir birliği sağlamış değiller.

Saddam Hüseyin'in iktidarda olduğu dönemde petrol gelirlerinin denetimi, merkezi yönetimi kontrol eden Sünni azınlığın elindeydi.

Şimdi ise, ana petrol rezervlerinin Şiilerin çoğunlukta olduğu ülkenin güneyi ile, Kürtlerin denetimindeki Kuzey Irak'ta olması nedeniyle Sünniler devre dışı bırakılmaktan endişe ediyor.

Kuzey Irak'taki bölgesel Kürt yönetimi, daha şimdiden yabancı şirketlerle kendi petrol araştırma anlaşmalarını imzalamaya başladı bile.

Yeni yasa tasarısı bu sorunların üstesinden gelmek amacıyla, petrol ve doğal gaz gelirlerinin ülkenin 18 vilayeti arasında, nüfusları oranında, eşit olarak paylaşılmasını öneriyor.

Amerikalılar, ülkedeki farklı grupları birbirlerine yakınlaştıracağı inancıyla, yeni tasarının biran önce yasalaşmasını istiyor.

Fakat tasarının Irak hükümeti tarafından onaylanmasının üstünden iki ay geçmiş durumda.

Yeni yasa tasarısı, gelecekte Irak'ta yatırım yapmayı planlayan yabancı şirketlere çok fazla taviz verdiği gerekçesiyle eleştiriliyor. Irak petrol bakanlığı bu eleştirileri reddetmekte.

Kuzey Irak'taki bölgesel Kürt yönetiminin kendi başına imzaladığı anlaşmalar da tartışma konusu.

Petrol bakanlığı bu anlaşmaların merkezi hükümet tarafından onaylanması gerektiğinde israrlı.

Irak Petrol Bakanı yeni yasanın Mayıs ayı sonuna kadar parlamentodan geçmesini umduğunu söyledi.

Fakat gözlemciler bu yasanın varolan sorunları ortadan kaldırmaya yetmeyeceğini belirtiyor.