Batı'nın sultacı politikaları, bölgede akan kanların esas sebebi
Dışişleri Bakanı Salihi, Cenevre'de düzenlenen 16. BM İnsan Hakları Konseyi oturumunda bir konuşma yaptı.
Konuşmasında Ortadoğu'nun karşı karşıya olduğu hassas şartlara temas eden Salihi, bölge halkının artık fesat ve ecnebi sultasından usandığını ve ciddi bir şekilde özgürlük ve bağımsızlık ve ecnebi sultasından kurtuluş peşinde olduğunu vurguladı.
Salihi, bölgedeki devletlerin halkın temel hak ve meşru taleplerine saygı göstermeleri gerektiğini, fakat maalesef bazı devletlerin masum insanları katletmeyi yeğlediğini belirti.
Batılı devletlerin de milletlerin kendi kaderini belirleme hakkını engellemekten elçekmeleri gerektiğini belirten Salihi, bölgede akan kanların esas sebebinin Batı'nın sultacı politikaları olduğunu ifade etti.
Sözcü, halkın istemediği liderlerin daha makul bir yoldan iktidarı bırakmaları ve kendi halkının katledilmesine izin vermemelerini umduklarını ifade etti.
Mihmanperest, iç meselelerin başka ülkelerin askeri müdahalesine bahane oluşturmaması gerektiğini ve Batının, kendi kaderini belirlemek için sokaklara dökülen milletlerin bu hareketini suistifade ederek hedef ülkelerini kendileri için yeni bir askeri üsse dönüştürmemeleri gerektiğini vurguladı.
Görüşmede Salihi, UKK başkanına İran İslam Cumhuriyeti'nin insani faaliyetler çerçevesinde UKK ile işbirliği düzeyini geliştirmeye hazır olduğunu belirtti.
Salihi ayrıca başkandan kaçırılan İmam Musa Sadr ve 4 İranlı diplomatın kaderinin aydınlatılmasına yardım etmelerini istedi.
Görüşmede UKK başkanı Colonberg de Irak ve Afganistan'daki faaliyetleri hakkında bilgi vererek İran'ın bölgede ifa ettiği role büyük önem verdiklerini vurguladı.
Bölgede yaşanan son gelişmeleri değerlendiren Mutteki, Mısır'ın devrik lideri Mübarek'in kabinede yaptığı değişiklikler ve kendine yardımcı atamakla durumu kontrol altına alamamasının ardından, hepsi birer üniformalı Mübarek olan yüksek askeri konsey üyelerini devreye soktuğunu ve böylece halk ayaklanmasını önleyebileceğini zannettiğini belirtti.
Mettuki, ancak bölgede halk ayaklanmalarının ciddi boyutlara ulaşması, Batı ve özellikle daha sonraları Fransa, İtalya ve Almanya'nın da aralarına katıldığı Amerika ve İngiltere'nin izlediği 60 yıllık politikanın yolun sonuna geldiğini ortaya koyduğunu ifade etti.
Senegal'in İran ile ilişkilerini kesme kararına da değinen Mutteki, Dakar yönetiminin kendisine bu konuda Batı ve özellikle Suudi Arabistan tarafından baskı gördüklerini itiraf ettiğini kaydetti.
Safevi: Askeri açıdan kimse İran'la başedemez!
Tahran'da düzenlenen 4. Siyasi ve Jeopolitik Coğrafya Milli Kongresi'nde konuşan İslam İnkılabı Rehberi'nin Yüksek Danışmanı ve Yardımcısı Tümgeneral Seyyid Yahya Safevi, jeopolitik konumda olan Fars Körfezi'ndeki rekabet ve gerginliğin gelecek yıllarda da devem edeceğini ifade etti.
Konuşmasında, Birleşik Arap Emirlikleri tarafında Fars Körfezi'nde inşa etmesi düşünülen suni adalara işaret eden Tümgeneral Safevi, bu projenin İran ve komşu ülkeler için pek çok sorunları beraberinde getireceğini kaydetti.
Tümgeneral Safevi konuşmasında, BAE'nin bu projesinin Fars Körfezi'nde gerginliğin uzun yıllar sürmesine, neticede aşırı güçlerin bu bölgede daha uzun dönem kalmalarına ve ülkelerin içişlerine müdahele etmelerine yol açacağı konusuna da yer verdi.
Kuveyt ve Bahreyn gibi ülkeler de suni adalar inşa etme projesini örnek alacaklarını dile getiren Tümgeneral Safevi, muhtemelen bu suni adalarda askeri techizatlar ve füze sistemleri konuşlandırılacağını kaydetti.
Kur'an tilavetiyle başlayan taziye meclisinde FHA Gnl Yayın Yönetmeni Dr Mukaddemfer, Türk halkının İslam davasına verdiği büyük hizmetleri takdirle anarak son dönemlerde bu konuda Erbakan'ın yaptığı fedakarlıkların takdire şayan olduğunu ve onun yetiştirdiği AKP ekibinin başarılarında şüphesiz Erbakan Hocanın da büyük payı olduğuna dikkat çekti.
Türkçe FHA yayın yönetmeni İsmail Bendiderya da Türk milletinin Yüce İslam dinine verdiği hizmetlerin Asr-ı Saadetten başlayarak İslamın ilk dönemlerine kadar uzandığına dikkat çekti ve Türk insanının ruhuna işlemiş olan nezahet ve kemal aşkının yakın tarihte de idame ettiğini belirterek malum çevrelerin bütün komplolarına rağmen Türk milletinin dini ve milli değerlerinden asla vazgeçmediğini, bunda da merhum Erbakan Hoca'nın önemli katkısı olduğunu vurguladı.Hoca'nın vefatının, kendisine yapılan buğzların en önemlisi olan 28 Şubat postmodern darbesiyle aynı zamana denk gelmesine dikkat çeken Bendiderya, bunda da marifet sahipleri için çok düşündürücü noktalar olduğunu hatırlattı ve Erbakan'ı, büyük İslam alimi Şeyh Edibali'yle Hacı Bektaş-ı Veli'nin İslam tarihine attığı değerli imzanın bereketlerinden biri olarak tanımladı.
Taziye meclisi, Prf Necmettin Erbakan ve siyonist İsrail tarafından kalleşçe şehid edilen Mavi Marmara'nın 9 Türk şehidinin ruhuna okunan Fatiha'yla sona erdi.
İslami duygu ve inancın kimseye sipariş edilemeyeceğini ve ancak sanatçının ruhu, yüreği ve bakışının arınıp temizlenmesi suretiyle "İslami sanat"ın ortaya çıkabileceğini belirten İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamenei , üzerine Kur'an'ın işlendiği ve dünyada eşi bulunmayan duvar halısını örenlere teşekkür ettiği bu Bu görüşmede, bu eşsiz eserin sahiplerini ölümsüzleştireceğini hatırlattı. Bu nefis eserde Kuran-ı Kerim'in 30 cüz'ü 76 varakta iki taraflı olarak 62 milyon düğümle dokunulmuş bulunuyor.
İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamenei, İsmail Bendiderya tarafından Türkçeye çevrilen "İslam'da Sanat" konulu kitabında da, sanatın çeşitli dallarıyla ilgili önemli tespitlerde bulunuyor.