DEBKA'nın analizini sunuyoruz:
İRAN IRAK'IN DOĞUSUNDA İSRAİL VE ÜRDÜN KARŞISINDA YENİ BİR CEPHE KURUYOR
"Ürdün Kralı İkinci Abdullah'ın 5 Ocak Çarşamba günü İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile yaptığı acil telefon görüşmesinde Filistinlilerle gerçekleştirilen diplomasi ele alındı sadece. Kral ise daha çok, Kudüs ve Amman'ın ABD tepkisizliği sayesinde Irak'ta giderek güçlenen İran hâkimiyetini durdurmak için ne yapabilecekleri şeklindeki sorulara maruz kaldı. Abdullah Netanyahu'ya verdiği cevabında Hizbullah'ı ima ederek: Önceleri İran'ın füzeleri sizi kuzey ve güneyden sıkıştırıyordu, İran ve Hizbullah şimdi sizi doğudan da sıkıştırıyor. Amerikalılar ise bunu durdurmak için parmaklarını bile kıpırdatmıyorlar, diye konuştu.
İsrail başbakanının Şarm el Şeyh'te Mısır cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek ile yediği yemekten bir gün önce yapılan bu konuşma herhangi bir gerçek cevapla karşılaşmadı. Netanyahu İsrail silahlı kuvvetlerinin ve güvenlik birimlerinin, Ürdün krallığına verdikleri 60 yıllık desteğin hala arkasında olduklarını doğruladı.
Hem kral hem de başbakan sözlerin yeterli olmadığını takdir ettiler. Her iki ülkenin de askeri ve stratejik politikaları Washington ile senkronize bir şekilde yürütüldüğü için Amerika'nın 5 Ocak Çarşamba günü Bağdat'taki tüm stratejik pozisyonlarını lağv etmesi hem Kudüs hem de Amman'da alarm zillerinin çalmasına yol açtı.
O gün (5 Ocak Çarşamba), Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın yakın arkadaşı ve müttefiki olan Iraklı anti Amerikan din bilgini Mukteda Sadr İran'daki gönüllü sürgünlüğünden Irak'taki evine döndü ve aynı gün yeni İran dışişleri bakanı Ali Ekber Salihi de Bağdat'a ilk ziyaretini gerçekleştirdi. İki olay da 50.000 Amerikan askerinin gözleri önünde gerçekleşti.
Mukteda Sadr, kutsal kent Necef'teki eski kalesine dönüşte binlerce taraftarı tarafından karşılandı.
Hizbullah'ın komutan ve eğitmenleri İranlı uzmanlarla birlikte Sadr'ın güçlü milis güçlerini eğitiyorlar. İki radikal Şii lider, Sadr ve Nasrallah artık Irak'ı İran yanlısı bir Şia hâkimiyetine sokmaya her zamankinden daha yakınlar. Irak'ın komşuları Ürdün ve Suudi Arabistan ise, iki siyah sarıklı Şii radikalin devrimci İran lehine Irak hâkimiyetini ellerine geçirmeleri karşısında hiçbir şey yapılmaması manzarası karşısında korkudan titreyebilirler sadece.
Mukteda Sadr son Amerikan askerini de ülkeden atmaya yemin etti ve hiç kimsede de buna itiraz alameti görünmüyor. Amerikan güçlerinin yerini Şii ağırlıklı Irak güvenlik güçleri ve İslam Devrimi Muhafızları ile Lübnan'dan gönderilen Hizbullah militanları tarafından komuta ve finanse edilen Şii militanlar alacak.
Amerikan birliklerinin Irak'ı terk edişlerinin sonrasında da İranlılar Amerikalıların bıraktıkları üslere kendi füzelerini ve Hizbullah'ın roketlerini yerleştirebilecek ve bu silahlarını İsrail, Ürdün ve Suudi Arabistan'a yöneltebilecekler."
Abna.ir