İran ile BM Güvenlik Konseyi'nin daimi beş üyesi ABD, Rusya, Fransa, Çin ve İngiltere ile Almanya'dan oluşan 5+1 ülkeleri arasında yapılan nükleer müzakerelerde çerçeve anlaşmaya varılması için belirlenen tarihe günler kala taraflar arasındaki görüşmeler hız kazandı.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ve İranlı mevkidaşı Cevad Zarif, 31 Mart'ta varılması planlanan çerçeve anlaşma için bu hafta İsviçre'nin Lozan kentinde İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Ali Ekber Salihi ve ABD Enerji Bakanı Ernest Moniz'in de katılımıyla görüşmeler gerçekleştiriyor.
Teknik sorunların çözümüne hız vermek amacıyla geçen ay Cenevre'de yapılan görüşmelere ilk defa Salihi ve Moniz katılmıştı. İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Ali Ekber Salihi, dün teknik konuların yüzde 90’ında anlaşma sağlandığını ve bir konu üzerinde hala görüş ayrılığı olduğunu söyledi.
Amerikalı yetkililer ise şu ana kadar yapılan görüşmelerde ve teknik sorunlar konusunda ilerleme kaydedildiğini ancak hala alınması gereken uzun bir yol olduğunu ifade ederek İran'ın, nükleer programının barışçıl olduğunu şüpheye yer bırakmayacak şekilde bütün dünyaya kanıtlaması gerektiğini belirtti.
İRAN ANLAŞMANIN UYGULANMASINDA GARANTİ İSTİYOR
Diplomatik kaynaklar, İran'ın, Lozan'daki görüşmelerde, kendisine yönelik yaptırımların nasıl kaldırılacağına ilişkin Batının net olması gerektiğine ve anlaşmanın uygulanmasında sorun çıkmaması için garanti verilmesine vurgu yaptığını kaydetti. İran'ın Batı ile varılacak nükleer anlaşmanın uygulanmasına dair endişelerinin, Amerikalı 47 Cumhuriyetçi senatörün geçen hafta İranlı liderlere hitaben yazdıkları mektubun ardından giderek arttığı ifade ediliyor.
ABD'de 47 Cumhuriyetçi senatör, Amerikan yönetimiyle varılan herhangi bir nükleer anlaşmanın ömrünün, Kongre bu anlaşmayı onaylamadığı müddetçe ABD Başkan Barack Obama'nın iktidarda olduğu süreyle sınırlı kalabileceği uyarısında bulunmuştu. İran, bu nedenle anlaşmanın uygulanmasında sorun çıkmaması için garanti verilmesinde ısrarcı davranıyor.
Diplomatik kaynaklar, İran'a yönelik yaptırımların görüşmelerde ele alınan diğer bir konu olduğunu ifade etti.
ABD, İran ile bir anlaşmaya varıldığı takdirde yaptırımların aşamalı olarak kaldırılacağını belirtiyor ancak İran, nükleer anlaşmaya varılması için yaptırımların tamamının tek seferde kaldırılmasını şart koşuyor.
Görüşmelerde öne çıkan diğer bir konu ise Arak ağır su reaktörü ve Fordo nükleer tesisinin geleceği. ABD, İran'ın nükleer programının barışçıl olduğunu ispatlaması için hala inşaat aşamasında olan ve bittiğinde yıllık iki atom bombası anlamına gelecek 9-10 kilogram plütonyum üretme kapasitesine sahip olacak ağır su reaktörünün kapasitesinin azaltılmasını ve yerin 90 metre altına inşa edilmiş ve dışarıdan gelecek saldırılara karşı korunaklı durumda olan Fordo nükleer tesisinin de üretim reaktörü olmaktan çıkarılıp araştırma reaktörü haline getirilmesini talep ediliyor.
İngiltere, Fransa ve Almanya'dan oluşan E-3 grubunun 2003 yılında İran ile başlattığı müzakereler, 10 yıl askıda kalmış, Batı tarafından ılımlı olarak nitelenen Hasan Ruhani'nin cumhurbaşkanı seçilmesi sonrasında İran, 2013 yılının Kasım ayında Batı ile yeniden müzakere masasına oturmuştu.
Taraflar arasında Kasım 2013'te Cenevre'de imzalanan ve 20 Ocak 2014'te yürürlüğe giren altı aylık geçici anlaşmanın süresinin dolmasına saatler kala görüş ayrılıkları giderilemediği için anlaşmanın 24 Kasım'a kadar uzatıldığı duyurulmuştu.
SON GÜN 1 TAMMUZ 2015
Avusturya'nın başkenti Viyana'da yaklaşık 10 aydır süren nükleer müzakerelerin planlanmış son turunun tamamlanmasının ardından 24 Kasım 2014'te yine görüş ayrılıkları nedeniyle müzakereler 1 Temmuz 2015'e kadar uzatılmıştı.
Kerry, mart ayının başında görüşmelerin bir daha uzatılamayacağını belirterek İran'ın kendisinden beklenen kararları almaması durumunda görüşmelerden çekileceklerini söylemiş, İran da aynı tepkiyle karşılık vererek görüşmelerden çekilebileceğini ifade etmişti.
Pazartesi günü Kerry ve Zarif arasında başlayan görüşmelere, bugün ve yarın "5+1" ülkelerinin de katılması bekleniyor. Görüşmeler, 20 Mart Cuma gününe kadar sürecek.
Nükleer müzakerelerin çökmesi durumunda İran'ın öncekinden daha kapsamlı ekonomik yaptırımlara maruz kalması, Batı içinse Ortadoğu'da nükleer güç elde etmiş bir İran tehlikesi söz konusu olacak.