İran'da gerçekleşen Kadın Konferansında yönetim zor anlar yaşadı.
Umrede karşılaştığım Azerilere Suriye meselesini sordum. Biri de çıkıp İran yönetimini savunmadı..
İran'da yapılan Kadın Konferasında da, konuşmacılar Suriye konusunda yönetimi eleştirmişler, yöneticilerin hiçbiri bu konuya hiç değinmezken, bu konuya değinen konukların mesajları ise dakikalarca alkışlanmış.
İran'ın düzenlediği bir konferansa davet edilenler, en azından İran karşıtı isimler değil. Zaten konu "Müslüman kadının uyanışı" ile ilgili olunca katılan kişiler de İslami duyarlılığa sahip kişiler..
Bu davet kendilerine gitmiş, onlar da kabul etmişler; kalkıp gelmişler uluslararası bir konferansa. Ve doğrudan konferansın konusu ile ilgili olmasa da, kadınlar Suriye konusunda İran'ın tavrını eleştirmişler..
İranlı yöneticilerin söyleyecek tek bir cümleleri bile yok, bu olay karşısında..
İran devrimden bu yana en büyük hatasını yaptı bana kalırsa ve ilk defa böylesine yalnız kaldı.. İmam Humeyni döneminde elde edilen kazanımları ise bir çırpıda kaybetti.
Rusya bile, gelinen noktada Esed rejimini ve mevcut Suriye yönetimini savunmadığını açıklayarak durumu yeniden değerlendirme gereği duyarken, İran yönetiminin Suriye konusunda hala tavrını gözden geçirmeme inadını anlamak mümkün değildir..
Esed'in ve rejiminin Şahtan ve Saddam'dan, onların rejimlerinden ne farkları var? BAAS ideolojisi ile İran rejiminin ne alakası olabilir.. Bu paralellik İmam Humeyni'nin ruhunu sızlatır.. Bunu İslam'la, Müslümanlıkla açıklayamazsınız. Bunu vicdanla ve insanlıkla da açıklayamazsınız. Bunu akılla da açıklayamazsınız.
Umredeki İranlı umrecilerin, meraklı sorular karşısında başlarını önlerine eğdirenlere yazıklar olsun.. Yanlışın neresinden dönülürse kardır.. Ve İran yönetimi bir inat uğruna Suriyeli Müslümanlara ve kendi halkına kötülük etmektedir.
Çağırsın diplomatlarını sorsun. Valilerini, belediye başkanlarını çağırsın sorsun. Pazarın sesini dinlesin. Dostlarını dinlesin.
İran kendi Suriye politikası konusunda ne dostlarına bilgi verme gereği duydu ve ne de onları dinledi.. Kum bu işe razı gelmiş olamaz.. Siyaset aklı ve vicdanları bu kadar köreltmiş olamaz..
İran böyle yaparak, Esed'e arka çıkarak ne yapmış oldu? Bu işin uzaması en çok İsrail ve ABD'nin işine yaramıyor mu? Esed'in alternatifi İhvan değil mi? Arap baharındaki en önde gelen kadro İhvan değil mi? İran bütün Arap dünyasını karşısına aldığının farkında değil mi?
Gazze direnişini kim gerçekleştirdi? Hamas kim.. Suriye'de bugün HAMAS'la BAAS karşı karşıya değil mi? Peki İran bu dengede nerede duruyor?
Saddam da BAAS'çı değil mi idi? İran'ın Suriye aşkı onu Saddam'la aynı çizgiye sürüklemiyor mu?
İran Türkiye'den sonra en büyük Türk Cumhuriyeti. Böyle davranarak, İslam dünyası, Arap dünyası ve Türk dünyasını da karşısına alarak nereye varmak istiyor.. Bu politika, onu İsrail karşısında yalnızlaştıran, samimiyet testi konusunda kuşkulara sebeb olan bir tavır içine sokmuş olmuyor mu böylelikle..
İran gibi bir devlet nasıl bir yanlışı bu kadar uzun süre böylesine ısrarla savunabilir..
Ben İranlı kardeşlerimin ayaklarına taş değsin, saçlarının teline zarar gelsin istemem.. Yaşanan gerçekler beni hayal kırıklığına uğrattı..
İran bugün çok daha yalnız ve kırılgan.. Sünni-Şii çatışması çıkarmak isteyenler ve İran karşıtları bugün sevinç içinde ellerini oğuşturuyor olsalar gerek..
Ben İran halkının da bu olanları içlerine sindirdiğinden emin değilim..
Ahmed-i Nejat Sünni dünyası nezdinde bütün karizmasını bitirdi. Siyasi kariyerini kötü bir şekilde noktalamaya hazırlanıyor.. İran devrimi gibi bir devrimin manevi sorumluluğunu taşıyan bir siyaset adamının siyasi kariyerini Esed gibi ve Baas rejimi gibi bir kişi ve rejimin sonunu getiren sorumluluklara ortak olarak bitirmesi akıl alacak gibi bir şey değil.
Esed gidecek. Suriye rejimi de değişecek. Bir gün bu acılar unutulacak, ama bu süreçte yaşananlar unutulmayacak.. İran'ın alnına sürülen kara leke siyasetin açtığı, bilinçlerde iz bırakan bir vicdan yarası olarak hep hatırlanacak..
Eğer Esed rejimi bu kadar direnebildi ise, eğer bu süreç bu kadar kanlı oldu ise, Rusya ve Çin bu hesaplaşmada Suriye'nin yanında durmak yanlışını işlediği ise bütün bunlarda İran'ın payı vardır. "Zalimlere yardım etmeyin, sonra ateş size de dokunur" denmedi mi!
Selam ve dua ile..
yeniakit