Washington'da, Irak'ın geleceği için bu iki ülkenin de sürece dahil edilmesi yolunda Başkan Bush üzerindeki baskı artıyor.
Ancak Şam ve Tahran, Beyaz Saray'ın elini uzatmasını beklemeden, inisiniyatif alıp, Irak ile kendileri konuşmaya karar vermiş gibi görünüyor.
Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim dün Bağdat'ta, üst düzey temaslarda bulundu.
Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin de, İran'dan aldığı daveti kabul ettiği bildirildi.
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın da İran'a gidebileceği yönünde duyumlar var.
BBC Arap dünyası uzmanı Magdi Abdelhadi, Irak'ta büyüyen güvenlik sorunu ve siyasi krizin çözümünde, ülkenin komşularının da rol alması zorunluluğunun, gerek Washington gerekse Arap dünyasında, giderek daha fazla destek bulduğunu aktarıyor.
Tabii bu komşuların arasında, Suriye ve İran öne çıkıyor.
Suriyelilerin, Irak'taki Sünni isyancılara destek verdiklerine inanılıyor, İran için de Şii partiler ve milis güçleri ile ilgili olarak benzer iddialar var.
Tahran'ın da Şam'ın da, Irak'ta stratejik çıkarları bulunuyor.
Bağdat'taki hükümetin yapısını etkilemeye çalışma girişimleri de buradan kaynaklanıyor. Ancak Irak, daha geniş bir uluslararası gerilimin de parçası haline gelmiş durumda.
Bu gerilimin bir cephesinde Suriye ve İran, diğerinde ise Amerika Birleşik Devletleri ve müttefikleri yer alıyor.
Irak'ın istikrara kavuşmasına için yardımı kabul etmeleri durumunda, bu iki ülkenin de talepleri olacak. Irak'ın sorunlarının, bu uluslararası gerilim ile çakıştığı nokta da burası.
Suriye, Amerika'ya vereceği destek karşılığında, Washington'ın İsrail'e baskı uygulayarak işgal altındaki Golan Tepeleri'nden çekilmesini sağlamasını isteyebilir.
İran'ın vereceği desteğin bedeli ise daha ağır olabilir. Tahran'ın, nükleer faaliyetleri konusundaki baskılardan kurtulmak isteyeceği açık.
İran ve Suriye'nin Irak ile yakın temesa geçmeleri, bu satranç oyununda önce hamle yapıp, elini güçlendirme çabası olarak görülebilir.
Peki bu Tahran ve Şam'ın Irak konusunda attığı adımlar, Amerika Birleşik Devletleri'nde nasıl yankılandı?
Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, temkinli ve biraz şüpheci bir dil kullanıldı.
Irak'ın komşularıyla iyi ilişkiler kurmasından memnuniyet duyulacağı, ancak gerek İran gerekse Suriye'den, Irak'ta güvenliğin sağlanması adına daha somut adımlar beklendiğinin altı çizildi.
Suriye'den Irak'a ziyaret
Amerika Birleşik Devletleri, Irak'ın geleceğini konuşmak için İran ve Suriye ile masaya oturacak mı?
Bu Suriye ve Irak arasında 2003 yılındaki işgalden bu yana yapılan en üst düzey görüşme.
Eski dışişleri bakanlarından James Baker başkanlığındaki komisyonun bu yönde bir öneri getireceği haberleri çıktığından beri bu sorunun yanıtı aranıyor.
İngiltere Başbakanı Tony Blair'in, bu iki ülkeyi Irak'ın güvenliği için sorumluluk almaya çağırmasıyla beklenti daha da artmış durumda.
Ne var ki Başkan George Bush, henüz konuya soğuk baktığı izlenimi vermeye devam ediyor. İşte tam da bu ortamda, Suriye yönetimi Beyaz Saray'ı beklemekten ise, Irak ile doğrudan temas kurmaya karar vermiş görünüyor.
Suriye Dışişleri Bakanı Velid el-Muallim Bağdat'ta, Iraklı yetkililer ile bugün görüştü.
Suriye olarak önceliklerinin, Irak'ın toprak bütünlüğünün korunması olduğunu vurgulayan Dışişleri Bakanı, Amerika'ya da çağrı yaparak, askerlerini Irak'tan çekme konusunda bir takvim açıklamasını istedi. Velid el-Muallim'in, Irak Dışişleri Bakanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşmeler, ülkenin 2003 yılındaki işgalinden bu yana yapılan en üst düzey temasları oluşturuyor.
Peki gerek iki ülke, gerekse Washington-Şam arasındaki gerilimin kökenleri nelerdi?
BBC Orta Doğu uzmanı Roger Hardy'nin değerlendirmesine göre aslında Suriye de Irak da birbirleriyle iyi geçinmek istiyor. Ancak aralarındaki sürtüşmeyi hissetmemek de imkansız.
Iraklı yetkililer Suriye'yi, militanların sınırı geçerek ülkedeki direnişe katılmasına göz yummakla suçluyor. Devrik Baas rejiminin üst düzey yetkililerinin de Şam da barındığı, buradan Irak'taki isyancılara mali destek sağladığı iddia ediliyor.
Ancak sorun sadece ikili ilişkilerde değil. Suriye'nin de İran gibi, Amerika ile sorunları var ve ikisi de daha büyük bir poker oyununda, Irak'ı değerli bir kart olarak görüyor.
Suriye için, bir yandan direnişe destek vermek, bir yandan da bunu inkar etmek, Bush yönetimi üzerinde baskı kurmanın yollarından biri.
Şam yönetimi ayrıca, Irak'ta izlenecek strateji konusunda, Washington'da süren tartışmalardan da haberdar. Yönetimin dışında, ancak yönetim üzerinde etkili isimler, Suriye ve İran'ın sürece dahil edilmesini savunuyor. Başkan Bush ise şimdilik, gönülsüz davranıyor, bu iki ülkeyi teşvik edici ödünler vermekten kaçınıyor.
Suriye'nin Irak'a destek karşılığında ne talep ettiği ise ortada. Üzerlerindeki baskının hafifletilmesini istiyorlar. Özellikle de eski Lübnan Başbakanı Refik Hariri'nin öldürülmesinden sorumlu tutulmaları konusunda.
Şimdi harekete geçmelerinin nedeni ise, Lübnan'daki müttefikleri Hizbullah'ın, bu yaz İsrail ile yaşanan çatışmalarda sağladığı başarı. Dolayısıyla Şam, Amerika'ya bölgedeki gücünü hatırlatmak için bunun doğru zaman olduğu görüşünde.
Suriye ve İran'ı da Irak'ta çözümün parçası haline getirme konusunda Başkan Bush üzerindeki baskı artarken, adeta Amerikan yönetimini by-pass ederek Bağdat ile temasa geçen Suriye, neyi değiştirebilir Irak'ta?
George Washington Üniversitesi'ndeki Orta Doğu çalışmaları bölümünün başkanı Murhaf Cuceyti, Suriye'nin olası katkısının yadsınamayacağı görüşünde.
Cuceyti, "Suriye'nin geçmişte, birçok Iraklı parti ve aşiret ile teması oldu. Dolayısıyla evet, Suriye'nin, Irak nüfusunun bir bölümü üzerinde etkisi var. Tabii Suriye Dışişleri Bakanı'nın, "demokratik seçimle iş başına gelmiş" diyerek Bağdat hükümetini desteklediklerini açıklamış olmasını da not etmek gerekir. Sonra Irak'ta ulusal birlik çağrısı yapması. Tüm bunlar Iraklıların kulağına çok hoş gelecektir. Bu Bush yönetimi üzerindeki, Suriye'yi de sürece dahil etme baskısını artıracaktır" dedi.
Suriye bir yandan Irak ile yakınlaşarak Amerika'yı köşeye sıkıştırıyor belki ama, bir yandan da Amerika'yı itecek hamleler yapmayı ihmal etmiyor. Suriye Dışişleri Bakanı Waleed el Muallem'in Bağdat'ta, "Amerika çekilme takvimi açıklasın" demesi gibi. George Washington Üniversitesi'nden Murhaf Cuceyti'ye göre bu da, Şam'ın stratejisinin bir parçası.
"Bu çok da hoş karşılanmayacaktır. Başkan Bush, "Irak'ta yolumuzdan sapmayız" demeye devam ediyor. Çekilmekten, çekilmek için bir takvim açıklamak laflarından pek hoşlanmıyor" diyen Cuceyti söszlerini "Suriye ise bana göre bu tutumuyla, parmağını Amerika'nın gözüne sokuyor. Mantıkları şu; "Amerika Suriye'yi Lübnan'dan çekilmeye zorladı. O zaman Suriye de, Amerika'yı Irak'tan çekilmeye zorlayacak" diye nokltaladı.
BBC