İran'ın Misilleme Planları Hazır

Hamid Hilmizade,Vifak gazetesi...

HAMİD HİLMİZADE (İran'da Arapça yayımlanan Vifak gazetesi)

İslam devrimi zaferinin 29. yıl dönümü yaklaşırken, İran'ın, Siyonist oluşumun Tahran için öngörülen nükleer silahlanma tehlikesinden kurtulmak iddiasıyla askeri bir ahmaklıkta bulunmaması yönündeki uyarılarının, İsrail'i ve hamisi Amerikalıları böyle bir eylemde bulunmama yönünde ikna etmediği görülüyor. Tel Aviv, Washington, Batı veya bölgedeki müttefikleri, İran İslam Cumhuriyeti'ndeki önde gelen siyasi ve askeri yetkililerin yaptığı açıklamaları dikkate alma eğiliminde değiller. İranlı yetkililer, İsrail Tahran'a karşı askeri operasyona başvurursa birkaç saniyeden fazla gecikmeden füze misillemesi yapacaklarını açıkladılar.

Bununla birlikte, Siyonist John Bolton gibi bazı Amerikalı siyasetçiler İran'ın nükleer silah üretmeye çalıştığının kanıtlanması durumunda İsrail oluşumunun İran'a saldırmaya hazır olduğu mesajını vermeye çalışıyor. Bolton Tel Aviv'in de Washington'ın İran'a 2008'de savaş açmasını uzak görmekle birlikte, bu hakkı kendisi için muhafaza etmekte haklı olduğunu ifade ediyor.

İsrail kendini kanıtlamak istiyor

Bu bağlamda Siyonist işgal ordusunun Genelkurmay Başkanı Gabi Aşkenazi'nin, İsrail'in güvenliği konusunda Washington'da yeni gerçekleştirilen bir panelde açıklama yapan Bolton'un bu sözlerini önemli bulduğu görülüyor. Aşkenazi, nükleer İran'ın varlığının sadece İsrail için değil bütün Ortadoğu için tehlike oluşturduğunu iddia etti.

Ordusunun 2006 yazında meydana gelen Lübnan savaşındaki başarısızlığını zımnen itiraf etmesi sonrası, Siyonist düşmanın genelkurmay başkanı İsrail'in her türlü olağanüstü durumu hesaba katarak daha modern ve gelişmiş silahlar elde etmesi gerektiği üzerinde durdu.

ABD, Batılı ülkeler ve Siyonist oluşumun karar alma organları, kışkırtıcı açıklamalarla bölgedeki güvenlik karmaşasının dozunu artırmaya çalışıyorlar. Hedef de, silahsız masum Filistin halkına yönelik Siyonist terör ve öldürme eylemlerini kabul ettirme ve İran İslam cumhuriyetini, onları huzur ve istikrar hissinden mahrum bırakma yolunda savaş ve gerginlik çığırtkanı olarak tasvir etmek. Bu durum da Filistinlileri doğal olarak, 1948 sınırlarının Filistin'i içindeki Siyonist asker ve yerleşimcilere yönelik şehadet eylemlerini yeniden başlatmaya sevk edecek.

Siyonist oluşum da bu tepki eylemlerini, nihai çözüm görüşmeleriyle ilgili konulardaki bütün yükümlülüklerinden basitçe sıyrılmak ve şehadet eylemlerini gerçekleştirenleri acımasız bir terörist çete olarak göstermek için kullanacaktır. Tel Aviv aynı bağlamda, İran'ın dünya kamuoyu ve sözde 'uluslararası meşruiyet' nezdindeki imajını lekelemek amacıyla, öfkeli Filistinlilerin tepkilerinin sorumluluğunu Tahran ve bölgedeki diğer direniş güçlerine yüklemeye çalışacaktır. Oysa bu sözde uluslararası meşruiyet ve dünya kamuoyu, Gazze'deki operasyonlar ve Siyonist kan banyolarında erkek, kadın ve çocuk dahil onlarca Filistinli'nin öldürülmesi ve yaralanmasıyla işbirliği yapıyor.

ABD Başkanı George W. Bush'un Ortadoğu turunun, Siyonist oluşumu Filistin halkına karşı kör kini tutuşturmaya teşvik ettiğinde, hiçbir caydırıcılık ortaya koymaksızın suçlarını kabul ettirdiğinde ve Gazze'ye abluka dayatmaya sevk ettiğinde herkes hemfikir. Böylelikle Siyonist oluşum, Lübnan'daki İslami direniş tarafından alçaltıcı bir yenilgiye uğratılmasının intikamını almış oluyor.

İran İslam cumhuriyeti, bu felaketler karşısında İslam ülkeleriyle Avrupalı çevrelere uluslararası ve ahlaki sorumluluklarını hatırlatmak için harekete geçerken, bu zalimce artırılan gerilimin de, tehdit ve tehlikelere hazır bir İran'ı etkilemeyeceğini düşünüyor. Tahran barışçıl nükleer enerjiye sahip olma noktasındaki meşru hakkından geri adım atmayacağını teyit etti.

30 yıldır fırsat kolluyorlar ama...

Küstah ABD liderliğindeki Siyonist Batı'nın 11 Şubat 1979'daki kutsal İslam devrimi zaferinden bu yana, İran'da zayıflık işaretleri belirmesi ve bölgedeki direniş güçlerine komplo kurulması için bu devrimi ortadan kaldırma ve bu köklü ülkedeki şartları devrim öncesine götürme fırsatı kolladığı biliniyor.

Fakat geçtiğimiz 30 yıl boyunca Batılı ve Siyonist komploları sınamış olan ve devriminin 29. yıldönümünü kutlayan İran'ın, peşi sıra yaşanan gelişmeler ve en ince ayrıntılar için gerekli hesapları yaptığı da kesin. Buna karşın, saldırgan dış güçlerin gizli emellerine ulaşmaksızın birbiri ardına başarısızlık yaşaması gerektiği görülüyor. Çünkü kuruluş günlerinde en zor dönemlere göğüs geren İran İslam cumhuriyeti bugün mağrur bir dağ gibi ve ona hiç kimse dokunamaz. Dokunursa da yenilgiye uğrayacağı kesindir. (İran'da Arapça yayımlanan Vifak gazetesi, 29 Ocak 2008)

İran Haberleri

İran’dan Kirmanşah’ta askeri tatbikat
İran'dan Kritik Rusya Açıklaması
İran'da Yargıtay hakimlerine suikast
Trump'a sunuldu! İran için 100 günlük Plan Hazırladılar!
İran savunmasında büyük hamle