İroni
Bugün köşemi posta kutuma uzaktan, çok uzaktan düşen bir mektuba ayırıyorum:
"Sevgili Merve Ablacığım, yılların ne kadar hızlı akıp geçtiğini ben çocukların büyümesinden takip ediyorum. "Muhasebe" başlıklı köşe yazınızı bugün okurken 2 Mayıs"ı takip eden 9 yılın; bize neler getirip götürdüğünü düşündüm. İnsan acıları geride bırakınca yaşadıklarının iziyle beraber yaşanan burukluk kalıyor, yüreğindeki ezilmişlik kalıyor. Sabredip mükafatını hissî bir ödülle almışsa acılar geride kalırken şükrün verdiği kalbî haz baskın çıkıyor. Acıların ardından şükrederek ulaşılan kalbî mutluluğu ben hiçbir şeye değişmem, ama kolay olmuyor...
9 koca yıl geçmiş... Sanki çoook daha gerilerde kalmış gibi. Acılar ne kadar büyükse arada geçen zaman o kadar çok görünüyor benim gözüme...
Yazınızda da bahsettiğiniz gibi, "dışarı" diye alkış tutanlar nerede, yaptığınız mücadelede sizi yalnız bırakanlar nerede... Bırakın bu dünyada kimin nerede olduğunu, yarın herkesin eşit şartlarda hesaba çekileceği o şiddetli günde kim nerede olacak, mühim olan bu...
9 yılda neler değişti, neler değişmedi?
Çok şükür ki, siz bizlerin de gururla şahit olduğu noktaya geldiniz.
Bugün Merve Kavakçı"nın adı, çoğu kız kardeşimin inandığı için taşıdığı başörtüsü ile anılıyorsa, bu 2 Mayıs"ta onun nezdinde tüm başörtülülere "haddini bildirdiğini zannedenlerin" sayesindedir.
Bugün Türkiye"de maalesef kız kardeşlerim hâlâ başörtü ile üniversite kapılarında mağdur olurken siz Amerika"da bir üniversitede hocalık yapabiliyorsanız, size Meclis"te "takdir" için değil, "dışarı çıkarılmanız" için alkış tutanların sayesindedir.
Bugün bizler Türkiye"de hâlâ "kadın" ve özellikle "başörtülü kadın" olduğumuz için işyerlerine alınmıyor, alınsak bile erkeklerle eşit şartlarda çalıştırılmıyorken, buna rağmen siz dünya çapında konferanslara şeref misafiri olarak, üstelik başörtünüzle gidebiliyorsanız, bu, 2 Mayıs"ta sizi "aşağıladığını zanneden" aşağılar sayesindedir.
Bugün 2 Mayıs"ta dünyada olup şu an yaşamayanların ardından bir Fatiha okumaya bile tenezzül edilmezken tanımadığınız, yüzünü dahi göremediğiniz insanlar size her yerde dua ediyorsa, 2 Mayıs"ta alkış tutarken yüzü yerine eli kızaranların sayesindedir.
Bugün bana işyerinde hakettiğim unvan verilecekken "erkek biri mi bulunamadı" diyerek ehliyet gerekçemi okumadan geri çeviren zihniyet bu ülkeyi yönetirken, siz tüm bunları aşmış insanlara demokrasi dersi verebiliyorsanız, hepimizi şoke eden ama hafızalarımızdan hâlâ silemediğimiz 2 Mayıs sayesindedir.
Sizin çocuklarınız hem İslâmi terbiye alıp hem de bizim ulaşmak için yırtınıp da ulaşamadığımız "muasır medeniyet" seviyesinde ilmî eğitim görüyorlarsa, bu da yaşanan 2 Mayıs sayesindedir.
Daha sayacak onlarca madde çıkarabilirim. Gelmek istediğim nokta; 2 Mayıs"ta küçük düşünen ve kendini küçük düşürenlerin sayesinde siz nerdesiniiiiiiz, onlar nerede?
Elbette yaşanan acılar, çekilen sıkıntılar, dökülen gözyaşları, sizin nezdinizde yaşanan hayal kırıklıkları unutulmadı, bitmedi.
Hâlâ masum yüzlü kızlarımız okul kapılarında mağdur..
Hâlâ yürekler kan ağlıyor..
Birileri hâlâ bizim 1 metre bile değil, 90 cm"lik örtümüz üzerinden siyaset yapıyor...
Hâlâ bizler 2. sınıf değil; bilmem kaçıncı sınıf insan muamelesi görüyoruz...
Ben hâlâ bir devlet üniversitesinde doktora yapma şansı yakalayamadım...
Hâlâ Türkiye"de son kalan bir iki başörtülü çalışılabilir yerde "yarınım belki olmayacak" diyerek, hakettiklerimle değil, bana münasip görülenlere şükrederek yaşıyorum...
Hâlâ benim kadar şanslı olmayan yüzlerce, binlerce başörtülü kardeşim işsiz bekliyor...
Hâlâ çocuklar doktorsuzluktan ölürken başörtülü doktorlar evde iş bekliyor...
Hâlâ öğretmensiz okullarda çocuklar öğretmen beklerken yüzlerce, binlerce başörtülü öğretmen evde iş bekliyor...
Hâlâ...
Hâlâ...
9 yıl sonra bunları da geride bırakıp daha güzel şeyleri konuşur muyuz bilmiyorum, ama 2 Mayıs"tan 9 yıl sonra en azından sizin geldiğiniz nokta ve nezdinizde başörtünün geldiği nokta için şükrediyoruz, gurur duyuyoruz...
2 Mayıs"ları bir daha yaşamamak dileğiyle..."
vakit