ISAF bünyesinde ABD ve İngiltere'den sonra üçüncü büyük askeri güç olan ve askerlerinin skandallarıyla gündeme gelen Almanya, Afganistan'dan çıkmanın yollarını arıyor.
Afganistan'da "güvenliği sağlamak ve insani yardımda bulunmak" iddiasıyla 2002 yılından beri NATO önderliğinde görev yapan Uluslararası Destek Gücü ISAF tam anlamıyla çamura saplandı. ISAF bünyesinde ABD ve İngiltere'den sonra üçüncü büyük askeri güç olan ve askerlerinin skandallarıyla gündeme gelen Almanya, Afganistan'dan çıkmanın yollarını arıyor. Daha Şubat ayında Afganistan'daki asker sayısını 5 bin 350'ye çıkarma kararı alan Almanya'da geçtiğimiz hafta 3 askerinin daha Taliban tarafından öldürülmesinin ardından Alman kamuoyu "Afganistan'dan ne zaman çekileceğiz" sorusunu sormaya başladı. Bild gazetesi tarafından yapılan kamuoyu yoklamasına göre Almanların yüzde 66'sı hemen çekilmekten yana.
WESTERWELLE: "2011'DE ÇEKİLMEYE BAŞLIYORUZ"
Alman kamuoyunu rahatlatmak için konuyla ilgili açıklama yapan Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, önümüzdeki yıldan itibaren Afganistan'dan asker çekmeye başlayacaklarını bildirdi. Westerwelle, bunun için yeni bir strateji üzerinde çalışıldığını ifade ederek 2013 yılında görevin tamamen Afganlılara bırakılmasını düşündüklerini söyledi. Alman askerlerin uğradığı kayıplar konusunda Federal Meclisin Alman Silahlı Kuvvetleri Raportörü Reinhold Robbe, donanım eksikliğinin yanı sıra askerlerde isteksizlik de olduğunu ifade etti. Robbe, kendisine Afganistan'daki askerlerden eğitim konusunda 600 şikayet başvurusu olduğunu söyledi. Federal Alman Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı Ruprecht Polenz ise bu eleştiriyi kabul etmediğini belirterek, kendilerine ulaşan askeri bilgilere göre askerlerin tüm ihtiyaçlarının karşılandığını savundu.
"AFGANİSTAN'DA SAVAŞ VERİYORUZ" DEDİ, TARTIŞMA ÇIKTI
3 Alman askerinin ölmesi, ardından da Alman askerlerinin "dost ateşinde" 6 Afgan askerinin ölümüne neden olması sonrasında Alman Savunma Bakanı Karl Theodor zu Guttenberg 'Afganistan'da savaş veriyoruz' sözlerini kullandı. Böylece üst düzey Alman bir yetkili, 2. Dünya Savaşı sonrasında ilk defa Alman Ordusu'nun 'muharip güç' olduğunu telaffuz ederken, Almanya'nın Afganistan'daki stratejisini de tartışmaya açtı. Son 8 yılda iktidarda olan başbakanlar ve savunma bakanları, kamuoyundaki hassasiyet nedeniyle Afganistan'daki durum için, 'savaş' tanımlamasını kullanmaktan kaçınmıştı. Ancak özellikle Alman ordusundan yetkililer ve askeri uzmanlar, hükümetin bu stratejisi ile Afganistan'daki durumun halk arasında ciddiyetinin kavranamamasına da yol açtığını savundular.
ABD'DE "UZUN SAVAŞ DOKTRİNİ"
Almanya Afganistan'dan çıkmanın yollarını ararken müttefiki Amerika'nın, Avrupa'dan Güney Asya'ya kadarki coğrafyada 80 yıl sürecek savaş politikasını ünlü savaş karşıtı aktivist Tom Hayden deşifre etti. Hayden konu ile ilgili yazısında Pentagon'da bir kesimin kamusal tartışma ve Kongre oturumları düzenlenmeksizin, Avrupa'dan Güney Asya'ya kadar uzanan ve "isyancı gruplara" karşı 50 ila 80 yıl sürecek bir "istikrarsızlık kuşağı" öngören "Uzun Savaş" doktrinini benimsediklerini yazdı. Hayden, yeni doktrine kıyasla Irak, Afganistan ve Pakistan'daki savaşların "sadece küçük" savaş hükmünde olduğunu ifade etti. Hayden, "Uzun Savaş doktrini taraftarlarından biri olan David Kilcullen'e göre bu kavram küçük bir ekip tarafından Pentagon'un derinliklerinde penceresiz bir dizi ofiste parlatıldı ve başarılı bir lobi çalışması sonucunda, ulusun uzun vadeli askeri planı olan Dört Yıllık Savunma Gözden Geçirme raporuna dâhil edildi" diye yazdı.
İNTİHAR SALDIRISI: 1 ÖLÜ, 15 YARALI
Öte yandan; Afganistan'ın doğusunda düzenlenen intihar saldırısında 1 sivil öldü.
Afganistan İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Celalabad'da düzenlenen ve NATO konvoyunu hedef alan saldırıda, 15 kişinin de yaralandığı belirtildi.
İntihar komandosunun düzenlediği saldırının askeri bir araçta ve civardaki dükkanlarda hasara yol açtığı kaydedildi.