El Aksa camisini işgal etmek için ilk plan, Küdüs"ün doğu kısımlarının 1967 de işgal altına düşmesi ile başladı. İşgal ordusu El Aksa"nın batı tarafındaki El-Burak duvarına bitişik El-Magrib (Moroccan) mahallesini yıktı ve El magrib ( (Moroccan kapısını) güvenlik bahanesi ile teslim aldı, bu yolla Askerlerin ve Yahudi göçmenlerinin El-Aksa binasına girmesi için ve yolu taş ile döşedi. İşgal otoriteleri Solomon"un ikinci tapınağının izlerini araştırmak için El-Aksa altından kazılara başladı. Kazılar 10 aşamada 2000 yılına kadar devam etti.
Ariel Şaron El-Aksa ayaklanması (intifada) esnasında nihai çözüm olarak parçalama planı önerdi. Bu plana göre, işgal devleti kendi kabul ettiği standartlara göre sınırı tek taraflı olarak çizecek. Bunlar zorunlu olarak kabul edilebilir standartlar manasında Küdüs "Orshalim"in Yahudi şehrine dönüşmek zorunda ve Solomon"un üçüncü tapınağı El-Aksa camisinin olduğu yerde veya en azından Caminin bölümleri üzerinde yerini almalı.
Şaron 11.04.2005"te Küdüsün ve El Aksa Camisinin tam olarak somutlaştırılmasını öneren çözüme ait diğer detaylarla birlikte olan parçalama planının metni ile Waşington"a uçtu. İnanılıyor ki Beyaz Saray"dan işmar(öne doğru baş sallama işareti) aldıktan sonra, sağ kanat egemen partisi ve Yahudi kökenli örgütlerin üzerinde ittifak sağladığı El-Aksa camisinin Müslümanlarla Yahudiler arasında bölünme planı 2005-2006 yılları arasında uygulamaya konuldu. Resmi taraflar ve Yahudi örgütleri birbirleri ile kontakta kaldılar ve bu hedefi yerine getirebilmek için tamamlayıcı rol oynadılar.
Tek taraflı parçalama planı ciddi darbeler almasına rağmen Gazze"deki gelişmeler ve 2006"da Lübnandaki yaz savaşından sonra Kudüs"ün geleceği ile alakalı bölüm işgal devletindeki siyasi yelpazenin tüm ölüler diyarı için bir konsensüs( oybirliği) sorunu olarak kaldı.
Tevhidhaber