Nasrallah, anlaşmayı olumsuz etkilememek için bazı konuları, anlaşma ile kurtarılan esirlerin Lübnan'a dönüş gününe ertelediğini bildirdikten sonra söz konusu anlaşmanın safhaları hakkında bilgiler verdi. Nasrallah konuşmasında başlıca şu hususlara temas etti:
İngiltere'nin Hizbullah'ı Terör Örgütü Olarak Kabul Etmesi Doğaldır
Nasrallah, Hizbullah'ı terör listesine alan İngiltere Hükümeti hakkında "Şahsen Siyonist oluşumun kurucusu ve Filistin halkının soykırıma uğramasında baş aktör olan, gasıp İsrail devletinin ve Belfaur deklerasyonu devletinin kurucusu, Şeytan ayetlerinin yazarı Selman Rüşdü'yü ödüllendirerek Nebi (s.a.v) ve bir buçuk milyar Müslümana en çirkin ihaneti yapan bir devletin alabileceği en tabii karar olarak kabul etmekteyim" dedi.
İşgalcilerin Suçlamaları Bizim İçin Şereftir
Nasrallah sözlerine şöyle devam etti: "Nebimizi bu tür batıl ve zalim suçlamalarla itham edenlerin ona tabii olanlardan bazılarını da terörizmle suçlaması doğaldır. İngilizler bu konuda geç bile kaldılar. İşgalci ve saldırganların Lübnan, Afganistan, ırak ve Filistin'deki direniş aleyhinde aldıkları bu türden her kararı bizim için şeref ve göğsümüze takılan birer madalya olarak kabul ediyoruz. Bu durum bizim doğru yolda olduğumuzun delilidir. Çünkü biz saldıranlarla değil halkımızla, halkımızın istekleri ve maslahatları ile aynı yerde duruyoruz."
Anlaşma İki Hafta İçerisinde Uygulanacak
Anlaşmanın ne zaman uygulanacağı hakkında net bir bilgi vermeyen Nasrallah, bir ya da iki hafta içerisinde uygulanacağını söyledi. Nasrallah "İlan edilen anlaşmanın bizler tarafından kabul edildiği ve tüm merhalelerinin uygulanacağını resmi bir şekilde ilan ediyorum" dedi.
Direniş, İnsani ve Medeni Olduğunu İspatladı
Esirlerin serbest bırakılması ve şehitlerin naaşının Lübnan'a getirilecek olmasının direnişin insani ve medeni olduğunu gösterdiğini söyleyen Nasrallah "Esir değiş tokuş anlaşması, Lübnan'daki direnişin medeni ve insani olduğunu, insan onuruna verdiği değeri bir kez daha göstermektedir. Lübnanlı bir kişinin işgalcilerin hapishanesinde esir kalmasını reddetmesi ve hatta şehidlerin naaşaların Lübnan'a getirilmesi için ısrarcı olması direnişin insani ve medeni değerlere sahip olduğunun delilidir" dedi.
Zafer Sadece Hizbullah'ın Değil Tüm Lübnan'ın
Nasrallah, elde edilen zaferin sadece Hizbullah'ın değil tüm Lübnan halkının zaferi olduğunu vurguladı.
Nasrallah sözlerine şöyle devam etti "Zafer ve kazanımdan ötürü tüm Lübnanlıları kutluyorum. Lübnanlıların, zaferi tüm Lübnan'ın kazanımı olarak kabul etmelerini temenni ediyorum. Temmuz savaşında olduğu gibi iç dengelerde istifade edilmek üzere kullanılmasını istemiyoruz. Arap-İsrail mücadelesinin başladığı ilk günden bugüne kadar esir değiş tokuşunu kazanımla bitiren ilk ülke olan Lübnan'ın bu kazanımını gereği gibi takdir etmelerini temenni ediyorum. Lübnan, Şaba çiftlikleri ve Kafar Şobe haricindeki topraklarını kurtardıktan sonra esirlerini de kurtaran ilk Arap devletidir. Zafer tüm direnişçilerindir. Zafer tüm özgürlük sahiplerinindir. Zafer, 200den fazla olan şehitler kafilesinindir. Lübnanlıların, Filistinlilerin ve farklı gruplara mensup Araplarındır. Bu münasebetle tüm Lübnanlıları, hepimizi bir araya getiren gerçek ulusal kutlamalara davet ediyorum."
Aracı Almanya Değil BM
2006 yılındaki savaşın sona ermesinin ve 1701 sayılı kararın çıkmasının ardından esirler sorununa çözüm bulmak istediklerini, Almanya'nın değil BM'in aracılığında görüşmelerin başladığını, sonrasında da BM'in Almanya'yı bu konu için görevlendirdiğini, Almanya Hükümetinin sorunun çözümü için bir gayretinin olmadığını söyledi.
Anlaşmanın Selameti İçin Gizliliği Koruduk
"Anlaşmanın selameti açısından ilk günden beri müzakerelerin gizli bir şekilde yürütülmesini şart koşmuştuk" diyen Nasrallah, geçmişteki anlaşmalardan tecrübe edindiklerini, anlaşma ile ilgili gizli bilgilerin basına aktarılmasının, anlaşmanın olumlu sonuçlanmasını engellediğini belirtti. Nasrallah, anlaşmanın diğer tarafı olan İsrail'in ise anlaşmanın gizlilik ilkesine uygun davranmayarak, anlaşma ile ilgili detay bilgileri basına sunduğunu söyledi.
Esir değiş tokuş müzakerelerinde birçok zorlukla karşılaştıklarını, müzakerelerin bazen yavaş seyrettiğini bazen de donduğunu belirten Nasrallah, hiçbir zaman müzakere kapısını kapatmadıklarını, sorunun çözümü için farklı yollara başvurduklarını belirtti. Sorunların çözümleri aşamasında BM tarafından görevlendirilen Almanya heyetinin de Almanya hükümetinin aksine yoğun çaba harcadığını söyledi.
İlk Önce İlkelerde Sonra da Detay Konularda Anlaşmayı Hedef Edindik
Nasrallah, esir değiş tokuş anlaşmasına başlamadan önce, temel ilkelerde ittifaka varmayı hedeflediklerini söyledi.
Nasrallah, Hizbullah'ın hedefleri arasında başta Semir Kuntar olmak üzere İsrail hapishanelerindeki tüm esirleri serbest bırakmak olduğunu yer aldı. Nasrallah ikinci temel ilkenin de İsrail'in elinde olan Filistinli ya da Lübnanlı tüm şehitlerin naaşlarının Lübnan'a teslim edilmesinin yer aldığını söyledi.
Buna ilave olarak Nasrallah Filistinli esirlerin serbest bırakılmasını ve kayıp olan İranlı 4 diplomatın durumunun izah edilmesini ilke olarak edindiklerini sözlerine ekledi.
Ümmete Canım Feda Olsun
Basın toplantısının sonunda İsrail'den kendi güvenliği için güvence almasının mümkün olmayacağına işaretle "Benin canım Filistin, Lübnan ve dünyadaki tüm şereflilere feda olsun" dedi.
İsra Haber