İlk akla gelen soru şu: Kim bunlar, böyle bir olay beklenmiyor muydu?
Bana kalırsa son zamanlarda Türkiye’de ve bölgede olan olayların hepsi birbiri ile ilgili.
Köşeye sıkışan Türkiye değil, başkaları. Onun için topyekun saldırıya geçtiler.
Musul petrolleri ile ilgilenmediğinizi açıklayın, Kürtleri Amerika’ya, petrolü İngilizler’e verin, bu işler hallolur. Ama arı yuvasına çomak sokmaya devam ederseniz olacağı bu.
Siz misiniz “Ilımlı İslam”a karşı çıkan, alın size IŞİD..
IŞİD kendinden ibaret bir örgüt değil.
Irak’ta yıllardır varlar aslında.. Kendilerinin ciddi bir güçleri yok.. Sünni Arap aşiretleri ile yıllardır, yakın ve sıcak temaslar kurdular.. Sonra birileri düğmeye basınca harekete geçtiler.
Suriye onlar için eğitim kampı gibi oldu. Militan kazandılar.. Önce El Kaide’yle beraberlerdi, sonra onlardan da ayrıldılar.. Esed’e karşı idiler, ondan da ayrıldılar. ÖSO’ye karşı savaştılar..
Dün PYD’ye de saldırdılar..
Halen Musul ve TİKRİT IŞİD’in kontrolünde.. Maliki zor durumda.
Bu arada bir de Nakşibendi ordusu çıktı. Yeni bir silahlı grup.. Kerkük’ün batısındaki Tel el Verd’deki 47. Tugay üssünü ele geçirmiş.
Irak ordusu silahlarını bırakıp gitmiş..
Bu arada kamyoncular ve elçilik görevlileri kaçırılıyor.. Halen bölgede çalışan birçok vatandaşımız bulunuyor ve onlardan da sağlıklı bilgiler alınamıyor..
500.000’den fazla kişi Musul’u terketmiş. İş içinde dini, siyasi, askeri, insani bir sürü sorun barındırıyor..
Şimdi gözler ABD ve İngiltere’de.. Ve tabi Türkiye’nin nasıl bir tepki vereceği merak konusu..
Bu durum İran ve Suriye’yi de etkileyecek..
IŞİD denilen örgütün içinde Türkler de var.. Müslüman Kürtler, Çeçenler, Orta Asya’dan gelenler, İstanbul, Ankara, Konya’dan gidenler var.. Orta Asya’dan gelenler, silahlı eğitim alıp, kendi ülkelerine dönüp, oradaki diktatörlüklere karşı savaş hayali kuruyorlar. Geldikleri gibi bu kaynaktan destek almayı, bu ilişkileri bağlantıları kullanmayı hayal eden kişiler bunlar.. Afganistan ve Bosna’dan sonra bu işler kontrolden çıktı.
Eskiden soğuk savaş döneminde bu işlerin tekeli soldaydı. Filistin onlar için adeta bir kamp yeri gibiydi.. Şimdi artık bütün İslam coğrafyasına yayıldılar. Çeçenistan, Suriye derken artık her yerde dini silahlı gruplar var..
Bizimkilerin her sakallıya itimat etmek gibi bir zaafları var. Kalkancı bile bizim üniversite mezunlarını peşine takmayı başarmadı mı? Güzel sesli bir hafız önlerine düştü mü her yere gidiyorlar.
Zaten bölgede örgüt olmak için bir kaç yüz bin dolar yetiyor.. Biz kaç yüz kalaşnikov, bir o kadar savaşçı, al sana bir örgüt.. Çoğunun öfkesi aklından büyük..
Suriye’de bu gün hemen hemen her ülkenin istihbarat örgütü tarafından yönetilen islami bir cephesi var. Piyasa Lawrancelerle dolu..
IŞİD benzeri yapıların erken harekete geçmeleri, bazı gerçeklerin daha önce farkedilmesi için önemli bir fırsat..
Bana kalırsa yanlış zamanda harekete geçtiler. Beraat kandili öncesi böyle bir hareket yanlış bir zamanlamaydı. Arkasından Ramazan geliyor.. İran Cumhurbaşkanı’nın Ankara ziyaretinden hemen sonra bu olayların yaşanması da dikkat çekici. Bölgedeki PKK hareketliliği, Lice’de bayrak indirme girişimi, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi bu olayların ortaya çıkması bir tesadüf olmasa gerek..
Bu olayları başlatmak değil de bitirmek zor.. Irak’ta Şii, Sünni, Kürt-Arap çatışması bir başlarsa durdurmak çok kolay olmayabilir.. Bana kalırsa bu olayları bahane eden dini gruplar ve aşiret reisleri askeri karakollara saldırıp silah elde etmeye çalışacaklar. Bu durum Suriye’ye de yansıyacak..
Irak’taki Sünni Araplarla Suriye’nin doğusunda Sünni bir Arap yönetimi bile çıkabilir bu çatışmadan.. Görünen o ki BOP iflas edince ve Paralel yapı deşifre olunca bölgeyi istikrarsızlaştırma politikalarına öncelik verdi birileri. “Ilımlı İslam’a hayır diyorsanız, alın size radikal İslam” diyorlar sanki..
Bu örgütlerin savaşçılarına gelince, onlar “ol mahiler ki, derya içredir de deryayı bilmezler.”
“Cihad” ve “şehadet” gibi kutsal kavramlar, asli anlamlarından kopartılarak başka bir şekilde kullanılıyor ve tabi bu durum en çok da İslam karşıtlarının ekmeğine yağ sürüyor.
Bölgeden son gelen haberler, kamyoncuların ve konsolosluk personelinin serbest kaldıkları yönünde. Bu sonuç IŞİD’den çok Arap aşiretlerinin çabası ile sağlandı.
IŞİD, Bağdat’a yaklaşmış durumda. Suriye’nin el altından desteklediği IŞİD’e karşı İran bölgeye savaşçılarını yönlendiriyor.
Çatışma Musul’da petrol bölgesinde yoğunlaşıyor. Arap aşiretleri belli bölgeleri kontrollerinde bulunduruyor. Kriz derinleşirse Irak bölünebilir endişesi var. Irak’tan Musul’u ve Suriye’nin bir kısmını da içine alan, Sünni Araplar ayrı bir devlet ilan edebilir. IŞİD bunu gerçekleştirmeye çalışıyor gibi sanki.
IŞİD Sünni Arap aşiretlerin ve diğer ülkelerden katılanların oluşturduğu bir koalisyon gibi. Bu çatıda herkes var; Suudiler de, Suriye de, Batılılar da… Cemaat, iktidarı IŞİD’i desteklemekle suçluyor. Ama öte yandan iktidarla IŞİD restleşiyor. İktidara yakın çevreler paralel yapıya yakın istihbarat örgütlerinin IŞİD’le ilişki içinde olduğu görüşünde.
IŞİD’in nerede başlayıp, nerede bittiği pek bilinmiyor. Son olayların Arap aşiretlerinin isyanı ile başladığı, IŞİD’in isyanın yönetimini ele geçirdiği düşünülüyor.
Olayın sıcaklığı devam ederken, bu olayların Irak, Suriye ve Ürdün’ün geleceğini yakından ilgilendirdiği için, özellikle İsrail’in varlığı ve güvenliğini yakından ilgilendiren bu sürece uluslararası aktörlerin müdahalesi bekleniyor.
Sonuçta, olay Türkiye’yi üzse de zaman içinde elini güçlendirecek gibi gözüküyor.
Selam ve dua ile.
TEBRİK: Zor bir zamanda yaşıyoruz. Fitne zamanıdır. Allah kardeşlerimize cesaret, feraset, metanet ve sabır versin. Bu gecenin beraatimize vesile olması duası ile kandilinizi tebrik ediyorum.
yeniakit