IŞİD-Kobani derken..

Abdurrahman Dilipak

6 ilde sokağa çıkma yasağı ilan edildi. 20 ölüm haberi geldi. 200’e yakın yaralı var. Ölüm ve yaralama olayları güvenlik güçlerinin açtıkları ateş sonucu gerçekleşmedi. Önce bir kaç ilde birden sokak gösterileri başladı, ardından PKK ile HÜDAPAR arasında çatışma çıkartıldı..

Kobani’de bu olaylar yokken, bir kaç ay evvel HÜDAPAR’dan gelmişlerdi. PKK içinden birilerinin ağır tahriklerinin sürdüğünü ve buna uzun süre sessiz kalamayacaklarını söylemişlerdi.

Aslında HÜDAPAR aynı bölgenin insanı. Dini referanslarla hareket eden bir grup, yine rejimle sorunu olan bir grup.. Birilerinin öteden beri bu bölge, bu ülke insanını birbirine kırdırmak için ne lazımsa yaptıkları bilinmiyor değil.

Bölgede görev yapan bir güvenlikçi de, bir süreden beri, derin devlet ve paralel yapının bölgedeki bu tür oluşumların tabanındaki kontrol dışı paramiliter grupları birbirine karşı kışkırttığını, hatta eski ajanları vesilesi ile, aynı çevrelerin, farklı gruplara karşı tahrik edici operasyonlar gerçekleştiğini söylemişti.

Gezi’de nasıl “ağaç” bahane ise, birileri de bugün Kobani’yi bahane ediyor. IŞİD-PKK/PYD hesaplaşmasını Türkiye’ye taşımak istiyor.. Türkiye’ye karşı yıllarca savaşan bir örgüt, silahları ile, Türkiye üzerinden bir başka ülkenin topraklarındaki bir çatışmada görev almak üzere geçiş yapmak istiyor.. Böyle bir taleple sokağa çıkıyorlar. Kızılay aracını yakıyor, terör estiriyorlar.

Bu olaylar, BDP, PKK, PYD için tarihi bir sınavdır.. Kürtlerin Türkiye’yi karşılarına alarak gidecekleri yol, kazanacakları bir zafer yoktur. IŞİD derme çatma, bir kaç bin kişilik silahlı grubu ile Peşmerge güçlerinden Musul’u ve PYD’den, koalisyon güçlerinin sınırlı da olsa desteğine rağmen Kobani’yi almıştır. BDP bu olaylar karşısındaki tavrı ile adeta bindiği dalı kesmektedir.. Görünen o ki, PKK ve diğer Kürt oluşumlarının da kendi aralarında eylem ve söylem birliği yoktur. Bu yaptıkları ile bir takım çevrelerin karanlık planlarına alet olmaktadırlar.

Kobani’yi bahane eden gruplar, bir yandan YDP ile görüşmeler sürerken, Kobani ile barış süreci arasında ilişki kurarak, süreci sona erdirmek gayreti ile sokakları ateşe verdiler..

Hükümetin PKK ile IŞİD’i terör örgütü olarak tanımlaması da birileri için fırsat oldu..

Bu olayların arkasında İsrail, Esad, paralel yapı ve derin devletin özel harp ve psikolojik harp ajanlarının da olduğunu unutmamak gerek.

Birileri aynı silahlarla PKK ve HÜDAPAR çevrelerinden birilerine kurşun sıkarlarsa şaşmamak gerek. Biz buna benzer bir olayı daha önce yaşadık. Birileri Türkiye’yi, Mısır’a, Suriye’ye, Irak’a çevirmek istiyor.. Birileri de bu kanlı ve kirli oyuna ucuz figüran oluyor. Bu olayların manası şu, sen misin “dünya 5’den büyüktür” diyen.. Sen misin, ABD’ye, batıya kafa tutan.. Sen misin İsrail’e karşı çıkan..

Bu olaylar ne kadar da gezi parkı olaylarına benziyor.. Yine aynı çevreler ellerini ovalıyorlar.. Yine malum medya zil takıp oynayacak gibi.. Paralel yapı krizden memnun ve mutlu.. Muhalefet, bildik tavrını sürdürüyor.. Birileri yangına körükle gitmeye hazır..

Birileri işyerlerini yağmalıyor, araçları yakıyor, terör estiriyor.. Hızını alamayan birileri büstlere, heykellere saldırıyor.. Maksatları, bir takım merkezleri harekete geçirmek, mesaj vermek, dünya kamuoyunun dikkatlerini çekmek.. Aynı saatlerde Türkiye’nin diplomatik temsilciliklerine saldırıyorlar. Topyekûn bir saldırı bu.. Olacakların sinyali günler öncesinden gelmişti. Pensilvanya uyarmıştı. Bu arada bu olaylar, Demirtaş’ın Cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde oluşturduğu imajı bir anda yerle bir etti.. Bu olanlar, HDP ve PKK içinde de ciddi tartışmalara sebep olacaktır. Apo’nun örgüt üzerindeki etkisi de bu olaylarla yeniden test edilmiş olacaktır..

Bu olaylardan sonra hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktır.. Terör grupları ile barış yanlıları saflarını belirleyeceklerdir.. Bölgede son olarak yaşanan olaylar çerçevesinde herkes durumu ve kendi pozisyonunu yeniden değerlendirecek, Türkiye de kendi politikasını bu yaşanan olaylar çerçevesinde yeniden gözden geçirecektir. Bu olayların arkasındaki ülkeler, gruplar, kişiler, örgütler ve kurumlarla ilgili de Ankara bir karar verecektir.. Bu olaylar Davutoğlu hükümeti açısından da özel bir anlam taşıyor.. Hükümet bu krizi başarı ile aşarsa, krizden güçlenerek çıkacaktır..

Görünen o ki yaşanan olaylar karşısında Türkiye’yi sokağa teslim etmek istemeyen sağduyulu insanlar hükümete destek vereceklerdir..

Paniğe gerek yok.. Bunlar olacaktır. Birileri Türkiye’yi ve bölgeyi elden çıkartmak istemeyecektir. Onlar istemeseler de Allah’ın hükmü gerçekleşecektir. Herkesin bir planı var, Allah’ın da bir planı var. Hak şerleri hayreyler, sen sanma ki gayreyler, Arif anı seyreyler, görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler. Bütün bu olanları gören, duyan, bilen, hüküm sahibi bir Allahımız var. Kim ne yaparsa kendine yapar.. Elhamdülillahi Rabbil Alemiyn.. Sabır.. Selam ve dua ile..

yeniakit