Yaklaşık 3 ay örgütün elinde rehine olan Musullu aşiret reisi Wesman Ebdurahman Yunus Gerdi, yaşadıklarını anlattı.
Rûdaw’a konuşan Gerdi, 20 yıla yakın zamandır Musul’da yaşadığını ve Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) sıradan bir üyesi olduğunu söyledi.
23 Haziran’da Musul-erbil karayolunda alıkonulduğunu belirten Wesman Ebdurrehman Gerdi, emniyetin üst düzey bir yetkilisiymiş gibi muamele gördüğünü ifade etti.
Gerdi, önce eski emniyet binası olan ve örgütün “karşılama hanesi” olarak kullandığını binaya götürüldüğünü iletti. Gerdi, binada eski Irak emniyet yetkilileri ile Kürt parti üyelerinin sorguya çekildiğini aktardı.
Korkuyla anılan 3 isim
“O hapishaneye bir günlüğüne giren herkes, insanları işkence ederek öldüren Ebu Musab, Ebu Ra’d ve Iraklı Ebu Hamza isimlerini mutlaka duyar” diyerek, şöyle devam etti:
“İki defa hapishanenin çevresi savaş uçaklarının hedefi olduktan sonra örgüt binadakileri başka hapishaneye tahliye etti. Sürekli en az 500 kişinin bulunduğu hapishanedeki insanlara IŞİD’liler farklı yöntemlerle işkence ediyordu.”
Hapishanede önceki seçimlerde milletvekili adayı olan 4 kişinin bulunduğunu söyleyen Wesman Gerdi, “Orada her kesimden insanı görmek mümkün; doktor, cami hocasına, futbolcu... Daha önce Musul Valisi’nin evinde hizmetçi olarak çalışan 6 Bangladeşli bile vardı” dedi.
Emekli pilot sorguda
IŞİD’in çok tehlikeli bir amacını deşifre eden Gerdi, uçak pilotların araştırıldığını dile getirdi. Gerdi, “Gözaltına aldıkları, Saddam döneminden emekli ve Kuveyt savaşına katılan rütbeli bir pilottan, pilotların isim ve adres bilgilerini almaya çalışıyorlardı” dedi.
IŞİD’in rehin aldığı kişileri uçaklara hedef şaşırtmak için kullandığını belirterek, “Bir keresinde duş alan 15 kişi savaş uçaklarının saldırısına hedef oldu ve yaşamını yitirdi. En son da hapishanede tutuklu bazı kadınlar savaş uçakların saldırısında hayatını kaybetti” şeklinde konuştu.
Savaş uçaklarının IŞİD’in hapishanesine 6 Eylül’de en büyük saldırıyı gerçekleştirdiğini ekleyen Gerdi, şunları söyledi:
“O saldırıda 22’si kadın 90 kişi hayatını kaybetti. Bizimle kalan 6 Bangladeşli’nin 4’ü öldü, 2’si de ağır yaralandı. Çok sayıda kişi yaralandı, onlardan biri de bendim. Hapishanede üst rütbeli Ahmed Bamerni dahil 7 peşmerge vardı. Hava saldırısından sonra onlar başka yere tahliye edildi.”
IŞİD’in “mahkemesi”nde kaderin ya ölüm ya da 2500 dolar karşılığında serbest bıraklımak olduğunu anlatan Gerdi, “Bir özel güvenlikçi tabanca, Musul Valisi’nin çaycısı 2500 dolar karşılığında serbest kaldı” dedi.
Üç kez idam edilmek üzere darağcına götürülen ve soruşturmanın bitmemiş olması nedeniyle infazı gerçekleştirilmeyen Wesman Gerdi, 103 günlük rehinelikten sonra, bir Sabah 100 kadar kişiyle birlikte serbest bırakıldığını söyledi.
Uçak iddiası yeni değil
IŞİD örgütüne katılan eski Irak hava kuvvetlerinden subayların, örgütün daha önce Suriye'de ele geçirdiği üç savaş uçağını kullanacak pilot yetiştirdikleri iddia edilmişti.
Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, görgü tanıklarının, söz konusu uçakları Halep yakınlarındaki askeri havaalanı üzerinde uçarken gördüklerini ileri sürmüştü.
Kuruluşun başkanı Rami ABDülrahman, IŞİD'in, Irak'ta vaktiyle Saddam Hüseyin'in hava kuvvetlerinde görev yapan ve şimdi kendisine katılan askeri pilotları eğitimci olarak kullandığını söylemişti.
Kahire'deki BBC muhabiri Sally Nabil de, IŞİD'in elinde, daha önce Halep ve Rakka'da Suriye ordusuna ait üslere yaptığı baskınlarda el koyduğu üç savaş uçağı bulunduğunu aktarmıştı.
IŞİD'in Rakka'daki "medya merkezi" tarafından 27 Ağustos 2014 tarihinde konuyla ilgili bir uçak fotoğrafı yayımlanmıştı.
Associated Press Ajansı (AP), görüntünün Rakka'daki Suriye ordusuna ait Tabqa hava üssünün IŞİD tarafından ele geçirilmesi ardından örgütün ele geçirdiği bir savaş uçağına ait olduğunu bildirmişti.
ABD Ordusu’ndan yapılan açıklamada da, örgüte ait “Suriye veya başka bir yerde” gerçekleşen herhangi bir uçuş operasyonundan haberdar olunmadığı” belirtilmişti.
(RUDAW)