Türkiye düne ülkeyi derinden sarsan bir şokla uyandı. "Büyük Rüşvet" adıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlattığı şafak operasyonuyla İçişleri Bakanı Muammer Güler'in oğlu Barış Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın oğlu Salih Kaan Çağlayan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar, Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir ile işadamı Ali Ağaoğlu'nun da aralarında bulunduğu 84 kişi gözaltına alındı.
Dış basında da geniş yankı bulan operasyonla ilgili farklı isimlerden açıklamalar gelmeye devam ediyor. Başbakan Erdoğan'ın Ekonomi Başdanışmanı Yiğit Bulut da TRT Haber ekranlarında konuk olduğu programda yolsuzluk operasyonunu değerlendirdi.
İşte Yiğit Bulut'un açıklamalarından satırbaşları;
"YOLSUZLUK VARSA EN AĞIR CEZA VERİLSİN"
Eğer yolsuzluk yapan sol elimse sol elim kesilsin. Sağ elimse sağ elim kesilsin. İşlenen suç insan onuruna, insan haklarına, anayasaya uygun şekilde ispat edilmek zorundadır. Türkiye'de finansal Ergenekon'un en çok rahatsız olduğu organların başında kamu bankaları gelir. Çünkü kamu bankaları onların rahatça at oynatmalarını engelliyor. Yolsuzluk varsa en ağır ceza verilsin. Kim olursa olsun.
İSRAİL VE BARONLARI RAHATSIZ ETTİLER
Ama bir kamu bankası duruşuyla Almanya'yı, İsrail'i küresel baronları rahatsız ediyorsa ve Halkbank markası böyle bir opersyona karışıyorsa ciddi soru işaretleri ortaya çıkar. Sadece Türkiye Cumhuriyet'i olarak bakmamak lazım. 1699'da Osmanlı'ya boyunduğu taktılar bütün İslam coğrafyasının kanını emdiler. Maddi manevi sömürdüler, tecavüz ettiler.
"IMF BOYUNDURUĞUNA VERMEK İSTİYORLAR"
Batı'nın Doğu'ya hakimiyeti başladı. Bu hakimiyet 309 yıl sürdü. 1699'dan 2008'e kadar. IMF anlaşmasını yırtıp attığımız güne kadar. Bugün yine Türkiye'de fetretle, kardeş kavgasıyla IMF boyunduğuna vermek istiyorlar.