Geçen yıl ağustos ayında 20 yıllık ABD destekli yönetimden ülkeyi devralan Taliban, resmen tanınmasa da uluslararası kamuoyunda muhatap kabul edildi. 16 aylık süreçte çok sayıda etkinlikte kabul edilen, muhatap sayılan yönetim verdiği sözleri tutmadı, çeşitli bahanelerle kadını sosyal yaşamdan sildi. Geçen 23 Mart’ta Taliban, kız öğrencilerin eğitim gördüğü ortaokul ve lise seviyesindeki kurumların açılacağı gün ‘Okulların İslam hukukuna göre açılması için yeni bir plan hazırlanana kadar kapalı kalacağını’ duyurmuştu. Afganistan Eğitim Bakanlığı karardan son anda vazgeçmişti. Aylar süren yasak daha da genişledi.
Taliban Geçici Hükümetinin Yüksek Öğretim Bakanlığı, 20 Aralık’ta tüm kamu ve özel üniversitelere gönderdiği talimat ile kız öğrencilerin eğitimlerine ikinci bir duyuruya kadar ara verildiğini duyurdu. Yüksek Öğretim Bakan Vekili Nida Muhammed Nedim, kız öğrencilerin eğitimlerinin askıya alınmasına örtünme, karma eğitim, seyahatler ve konaklama gibi konularda gördükleri sorunları gerekçe gösterdi.
Kadınlar eğitimlerinin askıya alınmasına tepki gösterdi. Kabil’in Teymeni Mahallesi’nde kapalı bir yerde toplanan bir grup kadın öğrenci, taşıdıkları dövizlerle karara tepki gösterip sloganlar attı. Döviz ve sloganlarda “Kadınları özgür bırakın”, “Eğitim İslami ve yasal hakkımızdır”, “Ülkeyi kadın hapishanesine çevirdiniz”, “Kadın, eşitlik, özgürlük”, “Bilenle bilmeyen bir olur mu?”, “Eğitim hakkımız, bilim sloganımızdır” ifadelerine yer verildi.
Geçen yıl 15 Ağustos’ta Afganistan yönetimine gelen Taliban sonrası, kamu ve özel sektörde çalışan çok sayıda kadın işini kaybetti. Son olarak Taliban, ülkede faaliyet gösteren yerel veya yabancı sivil toplum kuruluşlarının kadın personel çalıştırmasını askıya aldı. Kadın personelin işlerine son vermeyen STK’lerin lisanslarının iptal edileceği kaydedildi.
Yasağı kınayan ABD yönetimi, yasağın milyonlarca kişi için hayati yardımları kesintiye uğratacağını belirtti. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken “Kadınlar, dünyanın dört bir yanındaki insani yardım operasyonlarının merkezinde yer alıyor. Bu karar Afgan halkı için yıkıcı olabilir” diye konuştu. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de “BM ve ulusal ya da uluslararası sivil toplum kuruluşlarının da dahil olduğu ortakları, hayatta kalmak için insani yardıma ihtiyaç duyan 28 milyondan fazla Afgan’a yardım ediyor” dedi.
Guterres “STK yasağıyla ilgili haberlerden oldukça rahatsız olduğunu” belirtti. İsviçre Dışişleri Bakanlığı da karara tepki gösterdi. İsviçre Dışişleri Bakanlığı Asya Pasifik Bölümü Başkanı Heinrich Schellenberg “İnsani çabaların sonuçlarını değerlendiriyoruz ve Taliban’a bu kararını yeniden değerlendirmesi için çağrıda bulunuyoruz” ifadelerini kullandı.
Suudi Arabistan Kıdemli Alimler Konseyi de kararın İslam hukukuna aykırı olduğunu belirterek eğitim yasağının geri alınması çağrısında bulundu. İslam’ın kadınlara tanıdığı hakların başında eğitim hakkının geldiği kaydedilen açıklamada, Taliban’ın kız öğrenciler hakkında aldığı kararın İslam hukukuna aykırı olduğu belirtildi. İlim öğrenmeye teşvik eden ayet ve hadislerin erkeklere olduğu kadar kadınlara da yönelik olduğuna dikkat çekilen açıklamada, Taliban’a söz konusu kararından geri dönmesi çağrısı yapıldı. Mısır’daki El-Ezher Kurumu Şeyhi Ahmed et-Tayyib de kararın, İslam hukukuna ve Kur’an-ı Kerim’in çağrısına aykırı olduğunu belirtti. Ezher Şeyhi, “Bu, İslam hukukuna aykırı bir karar ve beşikten mezara kadar erkek ve kadınlara ilim aramaya yönelik açık çağrısını da sarsıyor. İslam dini, Müslüman her erkek ve kadına ilim öğrenmeyi farz kılıyor” ifadelerine yer verdi.
Ahmed et-Tayyib, Afganistan’daki yöneticilere, kararı gözden geçirmeleri çağrısında bulundu. Öte yandan uluslararası bir TV yayınında Taliban Sözcüsü’ne kızının Doha’da okuyup okumadığı soruldu. Taliban Sözcüsü’nün kızının Katar’da eğitim gördüğünü doğrulaması ise tutarsız yaklaşımı ortaya koydu.
ABD’nin ‘terörist’ listesinden ‘muhatap yönetim’ listesine aldığı Taliban’ın ilk ‘icraatı’ kadını toplumsal hayattan silmek oldu. Okul kapısı kapatıldı, çalışma yasaklandı. İlkel kabile kültürünü İslam diye savunan kafaya karşı en önce Müslümanların tepki göstermesi gerekirken İslam ülkelerinin sessizliği rahatsızlık yarattı.
'İslam’ı temsil ediyoruz' diyenler İslam’a en büyük zararı veriyor
Afganistan'dan 20 yıl sonra çıkan Biden yönetiminin 'ılımlı' diyerek Kabil'in anahtarını Taliban'a bırakması 'Hangi pazarlıklar yapıldı?' sorusuna yol açtı. Ankara'nın da havalimanı üzerinden süreç yürütmesi tartışıldı. İslami yönetim iddiasındaki Taliban'ın attığı her adım ise en büyük zararı İslam'a verdi. Kadınları toplumsal hayattan silmeye çalışan ve üniversite eğitimini yasaklayan yönetim, STK'ların kadın çalıştırmasını da askıya aldı.
'Bu çarpıklık iç mesele falan değil tüm Müslümanların meselesi'
Diyanet İşleri eski Başkanı Mehmet Görmez’in kızların eğitimini yasaklayan Afganistan Eğitim Bakanı’nı birkaç gün önce uyardığı görüntüler ortaya çıktı. Görmez, Taliban heyetiyle buluşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Hiçbir hassasiyet nesilleri cahil bırakmaya mazeret olmaz. Allah Resulü’nün Medine’yi hicret ettiği andan itibaren açık bir üniversiteye dönüştürdüğünü, kadınların da erkeklerin de ilim tahsil ettiğini biliyoruz. Önce liselerde kız çocuklarının okula gitmemeye başlaması, siz buradayken de üniversitelerde askıya alınmış olmasının İslami gerekçesini bize sorduklarında söyleyemiyoruz kimseye. Bakanımız şöyle düşünebilir: ‘Bu bizim iç işimizdir. Hiç kimse bu konuda söz söylemesin’ diyebilir. Ama bu konu bütün Müslümanlara soruluyor. Bu bütün Müslümanların meselesi haline geldi. Evde benim kızım bana soruyor, kızıma cevap vermem lazım. ‘Benim Afganistan’daki arkadaşım niçin okuluna gidemiyor?’ dediğinde benim ona bir şey demem lazım. İfade ettiğiniz güvenlik ve alt yapı gerekçelerini elbette anlıyorum. Şunun mazereti yok, şöyle diyemeyiz. ‘Alt yapı eksikliğimiz, güvenlik sorunlarımız var. İki-üç ay yemeyi ve içmeyi askıya alıyoruz’ nasıl diyemezsek ‘Biz aklın gıdası olan ilme de ara veriyoruz’ diyemeyiz.”(Karar)