ABD'nin Cumhuriyetçi Parti başkan adayı olan Mitt Romney, Hıristiyanlığın ufak bir azınlık tarafından kabul gören bir koluna Mormonlara mensup olması belli bir tedirginliği de beraberinde getirdi. Amerikalılar haklarında gelişen genel kanının aksine 'kendilerince' dindar bir toplumdur. Hele Avrupa toplumlarıyla mukayese edildiğinde dindarlıkları daha da bariz bir şekilde ortaya çıkar. Baptistlik özellikle ABD'nin güney bölgelerinde yaygındır. Evanjelist dediğimiz İslam düşmanı kemikleşmiş grup bunların arasından çıkar. Bu grubun siyasi iz düşümü neokonları oluşturur. Protestanlık daha geniş kabul gören bir kolu Hıristiyanlığın. Sekülerleşmiş, dini hayatın belli alanlarından çıkartmış bu anlayış en sulandırılmış Hıristiyan ekolü sayılabilir. Katolikler de azınlık teşkil eder Amerikan halkı arasında, ancak katoliklerin dini ritüellere verdikleri önem göz önünde bulundurulunca diğer dallara nazaran biraz daha az 'bozulmuş' bir din anlayışı olarak da görülebilir katoliklik. Bütün bunların dışında Amish ve Mormonlar da Hıristiyanlığın başka versiyonlarıdır.
Başkan adayı Romney'nin mensubu olduğu Mormonluk aile hayatının önemi göz önünde bulundurulunca İslam ile benzeşir. Kadınları da İslam'da olduğu gibi tesettürlüdür. Ortodoks yahudiler gibi siyah giyinir, pantolon yerine eteği tercih eder, başlarını şapka da olsa birşeyle örterler kadınları Mormonların. Aile hayatı toplumun temelini oluşturur. Takip ettikleri İncil diğer sektelerinkilerden farklıdır. Mormonlar kendilerinin Hazreti İsa'nın yoldan çıkmamış takipçileri olduğuna inanırlar. Dışarıdan en dikkat çeken özelliklerinden biri Mormonların teknolojik gelişmelere karşı olmaları, değişimin insanın fıtratını bozduğuna inanmalarıdır. Bunun için çok sade bir hayat yaşamayı tercih ederler. Amerika'nın Ortabatı olarak tasvir edilen bölümünde Utah ve İdaho eyaletlerinde yoğunlukla yaşarlar. Utah'da yaşayan Mormonlar ülke genelinde yaşayan Mormonların nüfusunun üçte birini teşkil eder. Mormonlar araba gibi taşıma araçları kullanmaz at arabasıyla gezerler, televizyon gibi elektronik araçları yoktur, tabiatın doğallığında hayatlarını idame ettirirler.
Romney bu otantikliğe sadık kalmış bir Mormon değil hiç şüphesiz ama bu dini ABD gündemine taşıyan kişi. Daha önce ifade ettiğim gibi yakında açıklanan bir araştırma Amerika'da iki dinin mensuplarının sayısında patlama olduğunu göstermekte. Merkezi Chicago kentinde olan Amerika'daki Dini Organizasyonların İstatistikçileri Derneği (Association of Statisticians of American Religious Bodies in Chicago) adındaki kuruluşun yaptığı bu araştırmaya göre bu iki dinden birincisi İslam. İslam dininin ABD'de en hızlı büyüyen din olduğunu zaten biliyorduk, bu yeni bir şey değil. Ancak bu son araştırma 2000 ile 2010 arasındaki on senelik zaman diliminde ABD'deki Müslümanların sayısında yüzde yüz artış olduğunu gösteriyor. Burada dikkat çeken iki unsur şu: birincisi bu rakamın ABD'ye göç eden Müslümanların sayısı ile orantılı olarak arttığının düşünülebileceği ilk anda. Oysa bu zaman diliminin 11 Eylül saldırıları sonrası döneme tekabül etmesi ki bu dönemde Amerika, İslam dünyasından ülkeye giriş yapanların sayısını büyük oranda azalttı, vize şartlarını zorlaştırdı, birçoklarının giriş talebini geri çevirdi. İkinci önemli unsur da yine bu dönemde İslam dinine müthiş bir saldırı yapıldı ABD yönetimi tarafından. İnsanlar Müslümanlardan korktu ve Müslümanlar hedef tahtası haline getirildi, nefret suçları yaygınlaştı. Nitekim Müslüman olduğu zannedilen başka din mensuplarına bile saldırılar oldu ve hatta bir defasında bir Hindu Müslüman zannedilip öldürüldü. Bu denli dış faktör Müslümanların aleyhine işlerken İslam'ı seçenlerin sayısının değil azalması bir patlama sayılabilecek % 160 gibi yüksek bir oranla artmış olması 'akledenler için ders' içeren bir durum.
Araştırmanın dikkat çektiği ikinci din olan Mormonizm de son on yılda mensuplarının sayısını artıran din. Bu on yıllık zaman içerisinde Mormonların sayısı yüzde kırkbeş artmış. Hıristiyan diğer kollarının mensup sayılarında ise düşme gözlenmiş.
yeniakit