11 Eylül sonrası ABD'nin İslam dünyasına bakışı sertleşti.. Radikal örütlerin hedefindeki ABD müslüman ülkeleri radikal örgütlere müsamaha göstermekle suçladı..
The New York Times'tan Thomas L. FrIedman imzalı makale çok konuşulacak. Makalede İslam dünyasının 19. yüzyılda ABD'nin yaşadığı iç savaşın benzerini yaşaması gerektiği belirtiliyor. İşte o makale:
Thomas L. FrIedman/The New York Times
Arap ve müslüman liderlere eleştiri
"Kendimizi kandırmayalım. Gerçek Afganistan'ın ABD'nin ulusal güvenliği için oluşturduğu tehdit ne olursa olsun, 'sanal Afganistan' son derece büyük bir tehdit. Sanal Afganistan, genç Müslümanlara ABD ve Batı'ya karşı cihatta ilham ve eğitim veren, onları saflarına katan yüzlerce cihatçı internet sitesinden oluşan bir ağ. Gerçek Afganistan'a ne kadar asker takviyesi yaparsak yapalım, fiilen Müslüman topraklarında ve sanal Afganistan'ın internet dünyasında şiddet yüklü cihatçılığı teşvik edenlere karşı Arap ve Müslüman liderlerce paralel bir takviye yapılmadıkça, kalıcı bir başarı şansı hiç yok. Geçen hafta kuzey Virginia'dan beş kişi Pakistan'da tutuklandı; Afganistan'daki ABD birliklerine karşı cihata katılmak için Pakistan'a gittiklerini söylediler. Önce Pakistan'daki iki aşırı-lıkçı örgütle, ağustos'ta e-posta yoluyla bağlantıyı kurmuşlardı. Washington Post'un pazar günkü haberinde şu ifadeler yer alıyordu: "Üst düzey yetkiliye göre, Facebook, YouTube ve giderek gelişmiş hale gelen internet topluluklarıyla birlikte internet üzerinden taraftar kazanma faaliyeti kat be kat arttı."
Obama ekibi, Afganistan'daki koalisyonda kaç 'müttefikimiz' olduğundan bahsetmeyi pek seviyor. Kusura bakmayın ama, daha çok Taliban ve Kaide üyesi öldürmek için daha fazla NATO müttefikine ihtiyacımız yok. Onların aşırılıkçı fikirlerini öldürmek için daha fazla Arap ve Müslüman müttefike ihtiyacımız var.
İslam'ın benzer bir iç savaşa ihtiyacı var
İslam içindeki fikir savaşları ancak Araplar ve Müslümanlar tarafından verilebilir. 19. asrın ortasında Amerika'da iç savaş yaşadık, çünkü ten renklerinden dolayı insanları köleleştirebileceğinize inananlar vardı. Bu fikirleri yendik ve bunu öyle bir gaddarlıkla yaptık ki, beş nesil sonra onların torunlarının bazıları hâlâ Kuzey'i affetmedi.
İslam'ın benzer bir iç savaşa ihtiyacı var. İslam içinde kötü şeylere inanan ve şiddete başvuran bir azınlık var: Onlara göre sadece gayrı müslimleri değil, en katı Müslüman hayat tarzını kabul etmeyen ve Müslüman bir halifenin egemenliğine boyun eğmeyen Müslümanları öldürmekte de sorun yok. Asıl korkutucu olan şu: Bu şiddet yüklü azınlık Müslüman dünyada azami 'meşruiyetin' keyfini çıkarır görünüyor. Pek az dini ve siyasi lider onlar aleyhinde açıkça konuşuyor. Laik Arap liderleri bu gruplara, şunu söyleyerek müsamaha gösteriyor: "Bize saldırırsanız sizi tutuklarız, fakat bizi rahat bırakır ve başka yere saldırırsanız sorun yok."
Ladin ve El Kaide aleyhine fetva yok
Önde gelen İslam kurumlarından Usame bin Ladin ve Kaide aleyhinde kaç fetva yayımlandı? Geçen hafta, tam Irak meclisi çok partili seçim formülü üzerinde anlaşmışken, intihar bombacıları beş ayrı eylem düzenledi. Uluslararası Stratejik Çalışmalar Entitüsü'nden Mamun Fandi vaziyete şu sözlerde dikkat çekiyordu:
"Geçen hafta Müslümanlar, Irak veya Pakistan'da insanların öldürülmesini değil, İsviçre'deki minareleri konuşuyordu. İnsanlar içe bakmak istemediğinde başka meseleler arıyor. Şunu söyleyecek bir fetvayı üretecek cesareti göstermek istemiyorlar: Irak'ı istikrara kavuşturmak İslami bir görev ve Afganistan'a barış getirmek ümmet için bir hayat memat meselesi."
Kimse tepki göstermediği sürece
Cihatçılar diğer Müslümanları onar onar öldürdüğü ve kimse tepki göstermediği sürece Afganistan ve Pakistan'da düzgün ve kalıcı bir şeyleri nasıl inşa edebiliriz? 11 Eylül'den bu yana çürütücü bir zihniyet güç kazanıyor. Buna göre Araplar ve Müslümanlar kendi dünyalarındaki hiçbir şeyden sorumlu değil ve her şeyden sadece biz sorumluyuz. Onlara çocuk muamelesi yapıyoruz. Oysa Arap ve Müslümanlar özne. Kendi dünyalarının sorumluluğunu almak istiyorlar, bunu yapabilirler ve yapmaya da mecbur bırakılmalılar."