Muhalefetin Misak-ı Milli sınırları içine sıkışıp kaldığını, dünyaya kör ve sağır olduğunu belirten Erdoğan AK Parti'nin oyunu yüzde 33 olarak hesaplayanlara da 'O hesapla siz kuş bile olamazsınız' diye seslendi.
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, muhalefetin Misak-ı Milli sınırlarına sıkışıp kaldığını belirterek 'Değişime direnmekten kendilerine övünç payı çıkarmaya çalışıyorlar. 1940'ların Türkiyesine, dünyasına takılıp kalmışlar, oradan bir adım öteye geçemiyorlar' dedi. Erdoğan 'Dağdaki çobanın oyuyla bir profesörün oyu bir mi' tartışmalarını da eleştirerek 'Eğer oy vermedeki eşitliği tartışmaya açarsanız doğrudan demokrasiyi tartışmaya açmış olursunuz' diye konuştu.
ERDOĞAN MÜSİAD'ın 17. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada demokrasinin, 'vatandaşın özgür iradesiyle serbestçe hiçbir baskı altında kalmadan oy kullanması, kendi yöneticilerin seçmesi ve iktidarın gerçek sahibi olması' demek olduğunu söyledi.
Demokrasinin her seviyeden, her gelir grubundan kökeni, ırkı, dini ne olursa olsun, her bir vatandaşın eşit oy hakkına sahip olması anlamına geldiğini vurgulan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
'EĞER bu özgürlüğü, eşitliği vatandaşın elinden alırsanız, orada demokrasiden, demokrasinin hiçbir çeşidinden bahsedilemez. Eğer oy vermedeki eşitliği tartışmaya açarsanız, doğrudan demokrasiyi tartışmaya açmış olursunuz. Demokrasinin bu en asli unsurunu, hatta demokrasinin kendisini tartışmaya açanlara karşı, siyasi partilerden hiçbir tepkinin gelmemesi çok manidardır. Seçmenlerin mahiyetini tartışmaya açmak, milli iradeyi kategorilere ayırmak, demokrasiyi tartışmaya açmakla eş anlamlıdır.'
Erdoğan, geçenlerde ana muhalefet partisinin yaptığı değerlendirmeye işaret etti. Erdoğan, söyle dedi: 'Geçenlerde ana muhalefet partisinin temsilcilerinden bir tanesi, ilginç bir değerlendirme yapmış, 'AK Parti'nin aldığı oyu yüzde 47 değil, 33'tür' diyor. Bunlar ya demokrasiyi bilmiyorlar, ya bu ülkede seçimler nasıl yapılır, bunu bilmiyorlar. Seçimlerin değerlendirilmesi nasıl yapılır bilmiyorlar ki. Tabi şunu da söyleyemiyorlar, varsay ki senin dediğin hesap doğru, o zaman kendi partinin hesabını da ortaya koy bakalım, o nereye tekabül ediyor. İşine geldiği gibi hesap yapma o zaman hesabı bu şekliyle de bir yap ha o zaman kuş bile olamazsın.'
MUHALEFETİ sert bir dille eleştirmeyi sürdüren Erdoğan şunları söyledi: 'Misak-ı Milli sınırları içine kendisini hapsetmekten, sınırlarını dar tutmaktan, değişememekten, değişime direnmekten dolayı kendilerine övünç payı çıkarmaya çalışıyorlar. 1940'ların Türkiyesine, dünyasına takılıp kalmışlar, oradan bir adım öteye geçemiyorlar. Keşke Misak-ı Milli sınırları olsa o kadar bile değil, bunlar Ankara'ya, İstanbul'a sıkışıp kalmışlar, dünyaya sağır, dünyaya kör, gelişmelerden haberi yok. Kuyu kazmakla, engel çıkarmakla, başaranların altını oymakla meşguller.'
BAŞBAKAN Erdoğan terörle, mafyayla, çetelerle mücadelenin aynı kararlılıkla süreceğini belirterek sözlerini şöyle tamamladı: İftiralar atılır hiç önemli değil. Ama iftira atmak... Biliyorsunuz güneş balçıkla sıvanmaz. Bunların mantığı da, o demir perde arkası anlayışlar vardı ya 'iftira at, tutmazsa iz bırakır'... Ama evvel Allah, bizim yapı bunların attığı çamurlara kapalı, iz tutmaz. Biz, bu noktada da emin adımlarla yolumuza devam edeceğiz'
TÜRKİYE'NİN ekonomik gelişimini anlatan Erdoğan mevcut güven ve istikrarı zedeleyenleri tarihin ve milletin affetmeyeceğini kaydederek şöyle dedi: 'Gerilimin tarafı olmadık, olmayacağız. İstikrarı korumak noktasında son derece kararlı ve sağlam duracağız. Gerilim çıkarmak, kaos ortamı oluşturmak, karamsarlık pompalamak için gayret gösterenleri hepiniz görüyorsunuz. Kendi siyasi çıkarları için sağduyu yitirmiş olanları da görüyorsunuz. Hayali tehditler üretip bir süre sonra kendi ham hayallerine inanmaya başlayanları milletimiz de görüyor. Bunlara bugüne kadar biz aldırmadık; bundan sonra da aldırmayacak, aldanmayacağız.'