Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek; kedinin fareyle oynadığı gibi oynadığı Emin Çölaşan aleyhine açtığı "tazminat davaları"ndan kazandığı para ile Ankaralılara "döner ziyafeti" verirdi... Hatta, "Dönerci Emin Usta"nın heykelini bile diktirmişti!..
Aydın Doğan, "kendi kesesinden hovardalık" yapılmasına daha fazla tahammül edememiş ve sonunda "Emin Çölaşan'ı Hürriyet'ten kovmak" zorunda kalmıştı!.. Hem de; "söveceksen kendi paranla söv" diyerek!..
"Emin Çölaşan'ın kovulmasıyla" da, Gökçek'in "döner ziyafetleri" sona ermişti.
FİNANSÖR KEMAL BEY!
Derken, Kayseri'den bir haber geldi...
Öğrendik ki;
Gökçek'ten sonra Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki de başlamış "ziyafet"e!. O da Kayseri'ye yaraşır bir ziyafet sunmuş...
"Mantı"sı, "sucuk" ve "pastırma"sı ile ünlü Kayseri'ye, herhalde en uygun ziyafet, "sucuk ziyafeti" olurdu.
Başkan Mehmet Özhaseki de, tam "3.5 ton sucuk" dağıtmış Kayseri halkına...
Elbette "kendi cebinden" değil!..
"CHP'nin kasası"ndan!..
"Finansör Kemal Bey"in parasından!..
Nasıl mı?..
Önce "hadise"ye bir göz atalım...
Önceki günkü hadise şu:
Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'nin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve 2 CHP milletvekiline açtığı 13 tazminat davasından dördü neticelendi. Özhaseki, bu dört davadan kazandığı 80 bin lira tazminat ile 3 buçuk ton sucuk alarak, ihtiyaç sahibi 3 bin 500 aileye dağıttı.
Birer kiloluk paketler haline getirilen sucukların dağıtımına Yenişehir Aşevi'nden başlandı. Paketler üzerinde, Başkan Özhaseki, neden sucuk dağıtımı yaptıklarını anlatan metin koydurdu. Bu metinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisi hakkında iftira ve hakaretlerde bulunduğunu, kendisinin de bu iftiralara karşı açtığı davaları kazandığını, sucukların finansörünün de Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu açıkladı.
2 YIL ÖNCE BUGÜNLER!
Ne ilginç değil mi;
Bu sucuk dağıtımı, "tam 2 yıl önce bugünlerde" meydana gelen bir olayla ilgiliydi...
Evet, evet;
Tam 2 yıl önce bugünlerde yine "bütçe görüşmeleri" var ve TBMM kürsüsüne çıkan Bay Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasının bir yerinde "yolsuzluk"tan bahsederken, örnek olarak "Kayseri'de yaşanan yolsuzlukları" gösteriyordu...
Gerisini Özhaseki'den dinleyelim:
"CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaoğlu, bütçe görüşmeleri sonrasında hiç ummadığımız şekilde yolsuzlukla ilgili Kayseri örneği verdi... Adliyede, mahkemelerde sonuçlanmış bir olayı gündeme getirirken, yanında bazı süslemeler yapmıştı.
Biz doğru belgeleri paylaşmamıza rağmen yine kendisi yanlış açıklamalarını sürdürdü. Aslında bu olayla ilgili tongaya bastıklarını anladılar. Ama Kemal Bey ilk imtihanı olduğu için bu iddialarını sürdürmek zorunda kaldı. Algıyı sürdürdü. Mahkemeye gittik. Biz haklıydık.
O kadar iftiralara ve yalanlara maruz kalanlar olarak bu işe boyun eğmemiz mi gerekirdi. Sineye mi çekmeliydik? Edebimizi muhafaza ettik. Kötü sözler sarf etmeden hukuki mücadele başlattık. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Sayın Şevki Kulkuloğlu ve Sayın Atilla Kart'a 13 dava açtık. 4 dava sonuçlandı. Bir tanesi reddedildi temyiz safhasında."
2 KATLI BİNA, OLDU 9 KAT!!!
Peki, Kılıçdaroğlu'nun iddiaları neye dayanıyordu?.. Kimdi bu Şevki Kulkuloğlu ve Kılıçdaroğlu'nu nasıl "mandepsi"ye bastırmıştı...
Efendim, Şevki Kulkuloğlu denilen bu adam, "CHP'nin Kayseri Milletvekili"ydi ve hakkında açılmış "onlarca karşılıksız çek davası" vardı...
İşte bu milletvekili;
"Dolandırıcılıktan mahkûm" bir adamın, evet Ergenekon sanıklarından Ali Hamurcu'nun iftiralarına sarılarak, 25 Aralık 2010 tarihinde düzenlediği basın toplantısında demişti ki;
"Benzin istasyonunun giriş ve çıkışlarının uygun olmadığı; depoların pompalara uzaklığının 40 metre olması gerekirken 23 metre olduğu; (...) toplam 9 kat ruhsatsız yapının yapıldığını gördük."
At da, destekli at!..
Bu arkadaş, "Kayseri Milletvekili" ama, galiba Kayseri'ye hiç uğramıyor!.. Eğer Kayseri'ye gitseydi, Hamurcu'nun "9 katlı" dediği binayı görür, ondan sonra konuşurdu!..
Ama, Ankara'da koltuk sıcak!..
Koltuk yumuşak!.. Kalkmak zor!..
"Oturma organı"nı yumuşacık koltuktan kaldırıp, Kayseri'ye gitseydi; "9 katlı" dediği binanın, "sadece 2 katlı" olduğunu görür ve sesini keserdi!..
27 Aralık'ta yaşanan olayı biliyorsunuz değil mi?..
Kulkuloğlu'nun iddialarına cevap veren "Çavdarlar Petrol" tesisinin sahibi Numan Çavdar, binanın üzerine "Gördüğünüze inanmayın, bana 9 katlı diyorlar" pankartı asmıştı... Çavdar, "Milletvekilini mahkemeye veriyorum. İddiasını ispatlarsa 9 katlı değil ama 2 katlı olan binamı ve tesislerin anahtarını ona vereceğim" diye konuşmuştu!..
İşte bundan sonradır ki;
Mehmet Özhaseki, mahkemeye gitmek zorunda kaldı... Aksi halde Kılıçdaroğlu susmayacak, "yolsuzluk" demeye devam edecekti...
Yapar mı, yapardı...
"İki katlı" binaya "9 katlı" diyen bir adam, Özhaseki'ye de çamur atmaktan geri durmazdı.
Uzatmayalım...
"Kemal Kılıçdaroğlu, Şevki Kulkuloğlu ve Atilla Kart'a açılan 13 dava"dan 4'ü sonuçlandı... Kılıçdaroğlu ve 2 CHP milletvekili "toplam 80 bin lira"ya mahkûm oldular... Bunun "ilk taksidi" olan "20 bin lira"yı da ödediler!..
İşte, önceki gün Kayseri halkına dağıtılan "3.5 ton sucuk"un parası da, "CHP'nin ödediği ilk taksit"tendir!..
Kayseri halkına afiyet olsun...
"Kemal-i afiyetle" yiyin o sucukları!..
ERDOĞAN'DAN TEŞEKKÜR!!!
Eee, sucuk bu...
Mis gibi kokar.
Kokusu, elbette Kayseri ile sınırlı kalmadı... Kokusu, Ankara'ya kadar ulaştı.
O kokuyu alan Başbakan Erdoğan hiç durur mu... TBMM Genel Kurulu'nda "bütçeye yönelik eleştirilere" cevap verirken, sözü "sucuk" olayına getirip, Kılıçdaroğlu ile dalgasını geçti;
Özetle dedi ki;
"Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanımız, bugün Kayseri'de 3 bin 500 aileye, birer kilogram sucuğu ücretsiz olarak dağıttı... Yani yoksul ailelere tam 3.5 ton sucuk dağıtılmış oldu.
Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı adına, CHP Genel Başkanına şükranlarımı ifade ediyorum.
Sadece CHP'nin Sayın Genel Başkanına değil, 2011 yılı bütçe açılış görüşmelerinde, Sayın Genel Başkan'ın eline, Kayseri ile ilgili yalan yanlış bilgileri tutuşturan arkadaşlara da çok teşekkür ediyorum. Gerek CHP Genel Başkanı, gerek ona not ileten arkadaşlar sayesinde, hamdolsun bugün 3 bin 500 aile sucuğa doydu.
Dağıtılan 3.5 ton sucuk, Kayseri Büyükşehir Belediyesi ya da devlet tarafından değil, Kılıçdaroğlu'nun iftira ve ithamları sayesinde, bizzat Kılıçdaroğlu tarafından finanse edilmiştir."
KULKULOĞLU NEREDE?
Başbakan dalgasını geçti geçmesine de, hiç merak ettiniz mi "Kılıçdaroğlu'nun dilinden düşürmediği Şevki Kulkuloğlu" şimdi nerededir?..
Malûm, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Olağanüstü Kurultay" öncesinde en çok gündeme getirdiği isim, Kayseri Milletvekili Şevki Kulkuloğlu idi...
Kılıçdaroğlu, "karşılıksız çek vermek"ten dolayı hakkında birçok dava açılan Kulkuloğlu'nun "iftira"larına sarılmış ve bu "iftira"larla, aklı sıra Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'yi, onun üzerinden de Hükümet'i yıpratmaya çalışmıştı...
Bu "iddia"ların "iğrenç birer iftira" olduğu "belge"lerle ispat edilmişti edilmesine de, Kulkuloğlu'nun sesi niye kesildi?..
Şevki Kulkuloğlu, bay Kılıçdaroğlu için madem ki "muteber bir adam"dı, madem ki "iyi bir iş" yapmıştı, o halde "80 kişilik parti meclisi"nde yer almalı değil miydi?..
Öyle ya;
Zırıl zırıl zırlayarak, iki gözü iki çeşme ağlayarak, "liderinin yanında" olduğunu göstermiş ve böylece "PM listesine girmeyi" hak etmişti!..
Ama, Şevki Kulkuloğlu'nun esamisi bile okunmamıştı Kurultay'da!.. Ne PM'ye girebilmişti, ne de bir başka yere!..
Bu durumda; Bay Kemal Kılıçdaroğlu'na şunu sormak gerekmez mi;
"Şevki Kulkuloğlu'nu niye PM listesine almadın?.. Onu parti yönetimine almadığına göre, demek ki ona güvenmiyorsun... Peki, güvenmediğin bir adamın iftiralarına niye dört elle sarıldın?.. Güveniyorsan, niye PM'ye almadın?!?"
Sahi, Kulkuloğlu nerelerdedir şimdi?.. Niye hiç sesi çıkmaz?..
Bana öyle geliyor ki;
Bay Kılıçdaroğlu "mandepsi"ye bastığını anladı anlamasına da; hem "geç" anladı, hem de "pahalıya" maloldu!..
ÇÖLAŞAN GİBİ OLMASIN!
"Bundan sonra akıllanır" diyeceğim ama Kılıçdaroğlu bu, akıllanmaz!..
Atar "iftira"sını!..
Öder "para"sını!..
Hem sonra, "20 bin lira"lar, "80 bin lira"lar koyar mı CHP gibi bir partiye!.. "Bankası olan tek parti"de paranın lafı mı olur?..
Uzun lafın kısası;
Kendilerine "3.5 ton sucuk" dağıtılan Kayseri halkına afiyet olsun...
Finansörlüğünü Kemal Kılıçdaroğlu'nun yaptığı sucukları "Kemal-i afiyetle" yiyin!..
Ismarlaması Mehmet'ten,
Parası Kemal'den!..
Söylemeyeyim dedim ama, dilimin ucuna gelmişken söyleyeyim... Demem o ki; Kılıçdaroğlu'nun akıbeti de, "Çölaşan'ın akıbeti"ne benzemesin!..
Ergenekon uzadı mı, aceleye mi geldi?
Bir karar verin ve bir yerde durun artık...
"Rakkase"ler gibi, bir o yana, bir bu yana kıvırıp durmayın!..
Daha düne kadar; "Ergenekon davası çok uzadı!.. Uzun tutukluluk süreleri cezaya dönüştü" derken, şimdilerde "büyük bir telaş" ve "panik"le, "Dava aceleye getiriliyor" demek, neyin işaretidir?..
Bir karar verin artık...
"Dava uzatılıyor" mu,
Yoksa "acele"ye mi getiriliyor?..
Maocu bir gruba; "Siz ne zaman Atatürkçü oldunuz?" diye soran ve CHP'yi onlara "dizayn" ettirmeyeceğini söyleyen bir Kılıçdaroğlu'nun, 13 Aralık'ta "Maocularla iş tutmaya" karar vermesi, neyin alametidir?..
"Maya takvimi"ne göre, 21 Aralık'ta "kıyamet günü" belirleyenler, şimdi Kılıçdaroğlu gibi "tornistan" edip kıyametin kopmayacağını söyleseler de, "yıldızlara" bakıp diyorlar ki; "21 Aralık'tan sonra, Türkiye'de yeni ortaklıklar olacak!"
Bunu bilmek için "astrolog" veya "kahin" olmaya gerek yok ki...
"Kılıçdaroğlu-Perinçek ortaklığı" şimdiden kuruldu bile!..
yeniakit